Her ülkeye CDO
CDO=Chief Digital Officer. Şirketlerin tepe yöneticisi CEO gibi, ülkelerin sayısal gündemini yönetmek amacıyla bir Sayısal Eşgüdüm Sorumlusu.
Bu fikir, AB Sayısal Gündem Bakanı Neelie Kroes’tan çıktı. Onun teşvikiyle AB’de BİT girişimcileri Genç Yenilikçi Şirket Avrupa Liderler Klübü (Startup Europe Leaders Club) diye bir platform kurdular. Ve şu soruya yanıt aradılar:
AB olarak biz, hani bilgi ekonomisinde ABD’yi geçecektik? Ne oldu da 2000-10 arasında umduğumuzu bulamadık? 2020’ye doğru daha hızlı hareket etmek ve daha başarılı olmak için ne yapmalıyız?
Neelie Kroes’un, bu soruya yanıtı ise hazır: Avrupa Dijital Gündemi 2020 Vizyonu… Buna göre Avrupa Birliği, 2020 hedefine doğru, üyelerinin ve aday ülke Türkiye’nin, akıllı-sürdürülebilir-katılımcı büyüme gibi üç ana modeli gerçekleştirmesini amaçlıyor. Bunda lokomotif rolünü BİT oynayacak. Çünkü Kroes’a göre, BİT sayesinde ortalığa dökülen veri-bilgi, artık “yeni petrolümüz.”
Bu “yeni petrol” ise, inovasyonun yakıtı. Üstelik, veri-bilgi üretimi petrol gibi bitmeyecek. Tam aksine, artarak büyüyecek.
Kroes diyor ki: “Bu yeni petrolü daha henüz çıkartmaya başladık. Ve bunu bize BİT sağlıyor. BİT, şimdiye kadar ilk kez, veriyi-bilgiyi daha önce tahmin tasavvur edemeyeceğimiz boyutta ve biçimde kullanma ve paylaşma fırsatı veriyor.”
Veriyor vermesine de AB’deki 27 ülke arasında hala daha BİT’in “sihirli değneği”nin değmediği alanlar mevcut. Bunun da başlıca nedeni, AB’nin bir ABD olmayıp, 27 adet “ulus devlet”ten oluşması. Her birinin kendi öncelikleri, mevzuatı, adet ve usulleri var. Aralarında uyum sağlamak zor.
İşte Neelie Hanım, bu yüzden, her üye ülkede “aynı bilişim dilini konuşacak” CDO önerdi. Ama bu, Türkiye açısından çok daha başka sorunları düşündürüyor:
*Ülkemizde BİT denildiği zaman “sorumlu” kim? UDH Bakanlığı mı? BST Bakanlığı mı? Kalkınma Bakanlığı mı? Bunlardan hangisi CDO olur?
*BİT’e dair veri-bilgi üretilmesinden bizde hangi kurum sorumlu? TÜİK mi? Bu veri-bilgi ne kadar güvenilir? Neden bu konuda çok eksiğiz?
*Devletin elindeki veri-bilgiyi vatandaşla paylaşması acaba hiç mümkün olacak mı? Açık Veri konusu Türkiye’de “konu” bile değil.
Bizim bir CDO’muz her halde olamayacak. Ama en azından, “Digital Türkiye Platformu,” ülkemizde de veri-bilginin “yeni petrol” olarak inovasyona yakıt sağlamasını amaçlıyor. Türkiye’nin, Kaf Dağı gibi erişilmez mevzuatını “Avrupa Dijital Gündemine Uyum” amacıyla deşmeye çalışıyor. Gönüllü bilişim misyonerlerimizin bu dağcılık başarısı, ekonomiye ve cüzdanımıza yansıyacak…günün birinde…