İnternet: Gayri-merkezileşme mi süper-merkezileşme mi?
İnternetin yapısını, gayri-merkezi, dağıtık, sınırsız / sınır aşan, açık, etkileşimli, altyapıdan bağımsız ve küresel nitelikleriyle tanımlarız hep. Gerçekten de bu nitelikler, interneti, “ağların ağı” olarak diğer ağlardan farklılaştıran yapısal özelliklerdir. İnterneti, Birleşmiş Milletler gibi tek bir merkezden yönetme hayali bir çok devletin rüyalarını süslüyor, ama merkezi bir internet ancak hayallerde var olabilir. Çünkü interneti internet yapan, gayri-merkezi ve dağıtık olması. Ama devlet ve şirketler gibi iktidar odakları, gayrimerkezi ve dağıtık bir teknolojik ortam içinde bilgiyi merkezi bir biçimde işlemek ve yönetmek için ellerinden geleni yapıyor. Çünkü her sinir sistemi merkezidir.
Öte yandan bu açık, gayri-merkezi ve dağıtık yapıda giderek kapalı ve merkezileşmiş ağ adalarının oluştuğuna tanık oluyoruz: Tıpkı her yöne yayılan ve bir merkezi olamayan devasa bir şehirde, duvarlarla çevrilmiş, yüksek güvenlikli, merkezi bir şekilde yönetilen kapalı yerleşim ve iş adalarının belirmesi gibi… İnternet bir yandan gayri-merkezi ve tarafsız yapısını korurken, öte yandan bu yapı içinde, merkezi, denetimli, (neo)korporatist bilgi adaları oluşup yoğunlaşıyor ve yayılıyor: bulut bilgiişlem, doku bilgiişlem (fabric computing), ağ ontolojileri (internet of things), DPI, RCS vb. etkin veya pasif gözetim, izleme, fişleme teknolojileri… Bu yapıyı genel ve kapsamlı bir merkezileşme yerine, lokal, mobil ve yayılımcı bir “süper-merkezileşme” olarak adlandırabiliriz.
İnternet tamamen antagonist bir yapıda olan bu gayri-merkezileşme / süper-merkezileşme eğilimlerinin eş zamanlı olarak yaşayabildiği bir ortama dönüşmüş durumda. Dijital ekosistem, yakınsama etkisiyle tek bir toplam sisteme doğru gidiyor ve mobilite, gerçek zamanlı ve kitlesel bilgi işleme/erişim/paylaşım bu sistemin baskın unsurları. Devletler, şirketler, bireyler bu aynı sistem içinde aynı kaynaklardan besleniyor. Bir tarafta süper-merkezi yapıların tahakküm eğilimi, diğer tarafta giderek daha da dağıtık ve gayri-merkezi hale gelen göçebe odakların izlenemez, anonim ve lidersiz organizasyonları ve asimetrik gücü, ikisinin arasında da giderek artan internet nüfusu…
Antagonist eğilimlerin bu karmaşık birlikte-yaşamı muhtemelen internetin geleceğini de belirleyecek bir çatışma ve gerilim durumu yaratacak. Öte yandan, bu, çıtanın sürekli olarak yükseldiği bir oyun ve muhtemelen bir kazananı da olmayacak.