15 yıl önce 15 yıl sonra
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin bu denli geliştiği günümüzde BThaber, 750. sayısıyla 15. yılını geride bırakıp 16. yılına merhaba diyor.Bilgi ve iletişim teknolojilerinin bu denli geliştiği günümüzde BThaber, 750. sayısıyla 15. yılını geride bırakıp 16. yılına merhaba diyor. Siz okurlarımızdan aldığımız güç ve destekle ulaştığımız bu nokta bizim için bir başlangıç aynı zamanda. Bu başlangıcın bilinciyle önümüzdeki yıllarda da yepyeni BThaber’lerle karşınızda olacağız.
Geçmiş 15 yılda hangi teknolojiler hayatımıza girdi, gelecekte bizi neler bekliyor gibi soruları sizlere yönelttik ve bu dosyamızda sizden aldığımız cevapları derledik. Gelen görüşlerden, önümüzdeki dönemde bilgisayar okuryazarlığının artacağı ve mobil teknolojilerin daha da önem kazanacağı şeklinde bir tablo oluştu.
Öte yandan okurlarımızdan teknoloji kullanımının insanları robotik bir hayata yönlendireceği ve bu konuya karşı hazırlıklı olunması gerektiği yönünde görüşler de geldi. Son derece katıldığımız bir yorum bu ve ekip olarak buna karşı üzerimize düşen bilinçlendirme görevini sonuna kadar sürdürmeye gayret edeceğiz. Bulut bilgiişlem, sanallaştırma, SaaS gibi kavramlara sizin bakış açınızı merak ediyorsanız, hemen sayfaları çevirmeye başlayabilirsiniz…
GELECEK MOBİL İLETİŞİMDE
Bir teknolojik gelişimin etkisi insan yaşamını değiştirmesi ile ilintilidir. Bu ise etkilediği kitlelerin büyüklüğüne bağlıdır. Yakın gelecekteki en büyük etkiye sahip teknolojik gelişim mobil iletişimle ilgili olacak. Hızlı internetin yaygınlaşması ve cebe girmesiyle son kullanıcılara yönelik iPhone, Kindle, Netbook gibi cihazlar hızla gelişmekte ve yaygınlaşmakta.
Bireysel deneyim gün geçtikçe daha da artacak. Bireye özel hizmet verilmesi, bilgi, eğlence, etkileşim sağlanması bu teknolojik gelişimler ile hızlanacak. İş dünyasına ise bu, toplu üretim, satış ve pazarlama yerine bireye özel üretim, satış ve pazarlama olarak yansıyacak. Kısacası şirketlerin iş yapışları günümüzden daha da karmaşık olacak. Bu ise dış çevre ile daha sıkı bütünleşmeyi sağlayan teknolojilerin kullanımını gerektirecek.
Bugün bu teknoloji kullanımı büyük kuruluşların gerçekleştirebileceği bir ütopya gibi gözüküyor. Oysa ki “Kullandığın Kadar Öde” türündeki kullanım modellerinin olgunlaşması ve yaygınlaşması ile tüm ölçekteki kuruluşlar bu tip teknolojileri kullanma fırsatı elde edeceklerdir. Bu da iş dünyasındaki hegemonyanın, büyük kuruluşlardan, teknolojiyi işlerinde bir kaldıraç gibi kullanan kuruluşlara geçmesine sebep olacaktır. “Kullandığın Kadar Öde” örnekleri ilk olarak müşteri ilişkileri, e-posta ve e-doküman yönetimleri konularında görülecektir.
JULES VERNE OLSAYDI!
Gelecek tahmini yapmaya çalışmanın bilim-kurgu/fantezi ile somutlama arasında gidip gelen sarkacından, 10-15 yıl sonra nasılsa söylenenleri kimse anımsamaz ya da önemsemez diyerek kurtulmak olanaklı. Zira “Zamanın sıkışması” diye tanımlanabilecek bir hızlanma söz konusu her şeyde. Bu ivmelenme ise herhangi bir sektör ya da ülke ne derece gelişkinse o kadar fazla. Ama bizim gibi geridekilerde bile duyumsanabilecek düzeyde.
Bu sıkışma içerisinde kayma sürecine girmiş olan paradigmaların başında Bilişim ve İletişim Teknolojisi (ICT) paradigması gelmekte. Bu kaymayı tanımlayabilsek ve nelerin tamamen yenileneceğini/değişeceğini kestirebilsek, orta vadede nasıl bir dünya oluşabileceğini daha net hayal edebiliriz. İlk akla gelenleri alt alta dizersek; elektrik enerjisinin kablosuz aktarımının ticarileşmesi, ücretsiz ve sınırsız kablolu/kablosuz bant genişliği ve depolama, yüksek tanımlı ve gerçek zamanlı uydu görüntüsünün herkes tarafından kullanılabilir hale gelmesi, mevcut kriptoloji tekniklerinin geçersiz hale gelmesi, alternatif sanal para birimlerinin güçlenmesi, tüm bu gelişmeler içerisinde herkesin her zaman izlenebileceği bir gündelik ortamın şartları değişir ve yaşam alanlarına yaygınlığı artarken, izleme ve manipulasyonun sanal kimliklere de yoğunlaşması, siber-terörün belli başlı olgulardan biri haline gelmesi gibi beklentilerden söz edebiliriz.
KULLANICIYA ÖZEL BİLGİ DEVRİ
Bundan 20 yıl önce dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir konudaki bilgiye ulaşmak zor ve dolayısıyla değerliydi. Ancak, internetle birlikte, paylaşımı kolaylaştıran ortak bir bilgi havuzu ortaya çıktı. İnternetin hayatımıza girmesiyle, bilgiye ulaşmak kolaylaştı ve bilgi eski değerini yitirmeye başladı.
Kullanıcılar, istedikleri bilgiye ulaşmakta zorlanıyorlardı; çünkü bir bilgiye ulaşmak isteyen kullanıcının karşısına alakalı alakasız, doğru yanlış birçok bilgi çıkıyordu. Bu noktada, kullanıcıların imdadına akıllı arama motorları ve benzeri birtakım çözümler yetişti. Yine de artan bilgi yoğunluğu, kullanıcının istediği bilgiye hızla ulaşmasını zorlaştırmaya devam etti.
Sanırım, şu anda hepimizin internette yaşamakta olduğu sorun bu; inanılmaz büyük bir bilgi havuzunda, gayet akıllı arama motorlarına rağmen, bir bilgiye ulaşmaya çalışırken kolayca kaybolabiliyoruz.
İşte bu yeni gereksinim, beraberinde bir paradigma değişimini de gerekli kılıyor. İnsanlar yüz yıllardır bilgiye ulaşmak için çalıştılar. Ancak, bugünün bilgi yoğun dünyasında, bilginin kullanıcılara ulaşması gerekliliğiyle karşı karşıyayız.
Mevcut bilgi çeşitliliği içerisinde, artık, kullanıcıların bilgiye ulaşması değil de, kullanıcı davranışlarının analiz edilerek tahmin edilmesi sonucunda bilginin kullanıcıların ayağına gitmesinden bahsediyoruz.
GELECEK İÇİN YENİ NESİL PAZARLAMA
Teknoloji ile birlikte aslına bakarsanız her şey değişiyor. İş hayatımız, iş yapış şekillerimiz, hatta gündelik hayattaki alışkanlıklarımız. Başarılı pazarlama artık yapılan reklamın başarısını tek başına ölçmek değil, aslında reklamın da parçası olduğu ana pazarlama stratejisinin toplamdaki başarısını ölçmekte yatıyor. Bunun için artık alışılagelmiş, bilinen pazarlama tekniklerinin ötesinde 360 derecede müşteri odaklı farklı bir pazarlama anlayışıyla düşünmek gerekiyor.
Dünya geçtiğimiz dönemde küresel krizin de etkisiyle büyük bir değişim rüzgârının içine girdi. Sıcak paranın en çok hareket ettiği sektörlerden biri olan reklamcılık sektörü de bu değişimden payını aldı. Küçük büyük bütün reklam ajansları, krizin tam ortasında kalakaldı. Özellikle geleneksel reklam pazarı için bu dönem hiç de parlak geçmedi. Dünyaca ünlü WPP’nin açıkladığı rakamlara bakmak sanırım durumu daha iyi gösteriyor. Geçtiğimiz yıla göre kar oranı yüzde 47 düşen reklam devi, aslında nasıl bir değişimin yaşanması gerektiğini bizlere açıklıyor: Etkileşimli pazarlama. Yeni nesil pazarlama olarak tanımlanan bu farklı anlayışın sırrı, yakın geleceğin değişmeyecek pazarlama taktiğinde gizli: Müşteriye herkesten daha çok yakınlaş ve kırılamayacak güçte duygusal bağ kur. Bunun için öncelikle pazarlama stratejilerinin tüm mecraları dengeli olarak kapsayacak şekilde ve müşteri odaklı bir bakış açısıyla yeniden belirlenmesi gerekiyor.
GELECEK, DAHA ÇABUK GELECEK
Telekom dünyasında teknolojiler dalgalar halinde gelmektedir. 1993’te ağ dünyasının en popüler ve zor alanı yapısal kablolama sistemleri iken bunu WAN’da X.25’ten Frame Relay, ATM, MPLS ve metro optik şebekelere, LAN’da ethernet hublardan, önce ATM ve sonra gigabit ethernet anahtarlara, telsiz şebekelerde ise DECT’den WLAN ve 3G şebekelere geçiş izlemiştir. Hızın artması, IP üzerinden yakınsama ve servis kalitesini sağlamaya yönelik özellikler değişmeyen gelişme noktaları olmuştur. IP Santrallar ve Birleşik/Tümleşik İletişim bu alanın son dönemdeki en popüler konusudur. Bu teknoloji ile gerçek zamanlı ses iletişimi ile veri işlemenin en yararlı yanlarını bir araya getirmek ve IP üzerinden yakınsamayı kolaylıkla gerçekleştirmek mümkün olmaktadır. Önümüzdeki dönemde her eve gelecek çok megabit/sn’lik bir IP hattı, bizlere internet/veri erişimi yanı sıra IP santrallar için ses trunkları ve HD kalitede televizyon görüntüsü sağlayacaktır. Bu ses CD ve video DVD’lerinin kullanımını daha da düşürecek, hatta ortadan kalkmalarına sebep olacak, işyeri ve evlerde veri dosyaları yanı sıra internet üzerinden indirilen müzik ve HD fotoğraf/video dosyalarının saklandığı yüksek kapasiteli depolama birimlerinin oluşmasına sebep olacaktır. Tüm bu birimler bir LAN üzerinden yüksek hızla bağlanacak ve her türlü dosya uygun erişim birimi ile kullanılabilecektir.
KANALA ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR
15 yıl önceye baktığımızda PC’lerin ve PC tabanlı sunucuların, kurumların hayatına yaygın olarak girmeye başladıkları dönem olduğunu hatırlıyoruz. Daha önce izole olarak ve genelde sadece muhasebe veya kelime işlem amaçlı kullanılan masaüstü bilgisayarlar, artık iş kritik süreçlerde, bir ağ altında çalışmaya başladılar. 2002 yılına kadar bilişim pazarı büyük ölçüde kurumların tekelinde kalmaya devam etti. Bu yıllarda önemini sonradan anlayacağımız iki önemli teknoloji hayatımıza girdi. O yıllarda tuğla boyutunda cep telefonu olanlara gıptayla bakardık. Şu anda onlarsız olmayı düşünemediğimiz cep telefonları bundan 17 yıl önce hayatımızda yoktu. İkinci önemli teknoloji de internet. O zamanlar herkese e-posta gönderebilmek ve kısıtlı web içeriğine bakmak büyüleyici geliyordu. Internet erişimi o kadar az kişide vardı ve yavaştı ki, yaygın dosya ve fikir paylaşımı için BBS’ler kullanılıyordu.
Bilişim teknolojilerinde gelişmelere kurumsal ve bireysel olarak ayrı ayrı bakarsak, kurumsal tarafta agresif bir sanallaştırma, veriye özelleşmiş veri depolama ve bulut bilgiişlemin hayatımıza girip iş modellerimizi değiştireceğini görüyoruz. Bulut bilgiişlem, hem üreticilerin, hem de son kullanıcıların gelir ve yatırım modellerini değiştireceği gibi, kanaldaki şirketlerin de rollerini değiştirecek.
Tüketici tarafında ise daha akıllı, birbirleriyle haberleşen ve eskisinden daha akıllı davranan cihazlar göreceğiz. Nano teknoloji, biyo-elektronik, genetik, hayatımıza pratik ve oldukça değişik ürünler sokmaya çok uzak değiller.
BULUT BİLGİİŞLEM YÖNLENDİRİCİ OLACAK
Teknolojide en önemli değişikliklerden birisi “Cloud Computing” yani bulut hesaplama uygulamalarının hayatımıza girmesi olacak. Hesaplanması gereken bir işlem ya da ulaşılması gereken verileri sadece kendi bilgisayarımızın olanakları ile değil, uzaktaki birçok bilgisayar aracılığı ile yapacağız. Bir başka önemli yenilik iletişim alanında gerçekleşecek. Kablosuz iletişim olanaklarının genişlemesi ile birlikte yaşamımızın her alanında kullandığımız cihazlar internete açık hale gelecek. Bize ait ev elektroniği ve bütün iletişim aygıtları aralarında bilgi paylaşacak ve konforumuz için kişiselleşecekler. Ev yaşamı, iş ve eğlence zamanları arasındaki ayrım daha da belirsiz hale gelecek. İnternet artık sadece bilgi aldığımız bir ortam olmaktan çıkacak ve Bulut Hesaplama dünyasında kişilerin ürettiği bilgiler de kolaylıkla yer bulacak. Etkileşimin çok yönlü olduğu yeni bir internet dünyasında yerimizi alacağız.
Teknolojideki ilerleyişin hızı ile beraber rekabet başka bir boyut kazanıyor. Şirketler sürdürülebilir rekabet avantajları elde etmekte her geçen gün daha büyük zorluk yaşıyorlar. Bugün sizin geliştirdiğiniz bir ürünün benzeri dünyanın başka bir yerinde ortaya çıkıyor ve sizin yerel pazarınızı etkileyebiliyor.
GELECEĞE HAZIR OLMAK
İnsanlığın tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişi ile yaratılan yeni yaşam ve üretim/hizmet biçimleri gibi; gelişen bilişim teknolojileri bilişim toplumuna geçişte ve yön vermede, şaşırtıcı etmenler yaratacaktır. Bilişim toplumunda sosyal ağ ve kaynakların (MySpace, Facebook, YouTube, Photo Bucket gibi) yanında servis yapılanmış e-ticaret/iş yönetimine, bağlı bağsız iş süreçleri iş alanları etkileşiminde; yönetici ve çalışanlar değişimin içinden çıkılmaz olguları ile bunalıma girebilirler? Siber ortamın “bulut”lara dağılan gezgin sayısal ortamda yeni yapılanması teknolojileri, kuruluşları yeni bir yarışa sokabileceği gibi, uygulamaları bu alandan kaçışa da sürükleyebilir.
Sosyal ağlar ve gezgin iletişim, servis hizmeti alanını beklenmedik boyutlarda büyütebilir. Teknoloji kuruluşları bu yöne beklentili içerik yüküne hazırlıklı olmalıdır. On yıl sonrasının dünyasında meslek uzmanlıklarının alacağı daha belirgin değişime hazırlıklı olma gereğinin karşılanması yönünde, kurumlar içinde “kullanıcı” kurum dışında “müşteri” basamaklarına bilgi teknolojisinin bekleyeceği model ve becerinin karşılanması güçlüklerle dolu olabilir.
GELECEK 15 YILDA…
Teknolojinin hayatımıza sirayet ettiğini, onsuz günlerimizin yavan ve sıradan geçeceğini daha on yıl öncesinden görebiliyorduk. Ancak bu denli teknoloji bağımlısı haline geleceğimizi, hatta alışkanlıklarımızı bu yöne çekeceğimizi düşünemezdik. Bu denli hızlı gelişen teknolojilerin önümüzdeki yıllarda nerelere gidebileceğine bir göz atarsak; hayatımıza giren bu yeni kavramlar içinde internet ilk sırayı alır durumdadır.
Fark ettiğim bir konuyu da buradan dile getirmek istiyorum. Eskiden tatile çıkarken yanımıza, mayo, terlik, yazlık eşyalar ve güneş kremi alırken şimdi muhakkak taşınabilir ve özellikle internete girebilen mini cihazları aldığımızı, hatta bavula ilk olarak yerleştirdiğimizi fark ettim. Gideceğimiz yer hakkında bilgi edinirken artık denize olan yakınlığı ya da havuzunun manzarasından çok, havuz kenarında kablosuz internetin çekip çekmediği en başta gelen sorular arasında. Çoğu zaman seçtiğimiz ulaşım aracında bile kablosuz internet arayışımızı sürdürmekteyiz. Hatta 29 yıldır gittiğim yazlığımın yolunda bulunan pansiyon ve motellerin eski tabelalarında yazan, “sıcak su bulunur”, ibaresinin yerini “Kablosuz İnternet Vardır” cümlesine bıraktığını görüyorum. İnternetin hayatımızın ayrılmaz bir parçasından çok, beyin gücünün bir eklentisi olarak yer alacağını düşünüyorum. Gelecek 15 yılda öngördüğüm başlıca gelişimler, iletişim, enerji ve daha akıllı teknolojik gelişmelerdir.
3D ÇÖZÜMLERİ HAYATIN İÇİNDE
Siber ortamda gerçek yaşam deneyimleri hızlanarak artacak. Endüstriyel kullanımda uzun zamandır varolan bu teknolojiyi son zamanlarda sayıları artan animasyon filmlerde de görüyoruz. Bu 3D‘ye geçiş süreci hızlanacak ve bu durum günlük hayatlarımızda da fazlaca yer almaya başlayacak. Siber alışveriş arabanızı sanal bir süpermarketin koridorlarında sürecek, raflara göz gezdirip fare tıklarıyla ürünlerinizi seçip sepetinizi doldurup kasaya ödemenizi yapacaksınız. Ya da ekranda bir mobilya mağazasına girip kendi salonunuzun önceden çektiğiniz sayısal fotoğrafı üzerine farklı mobilya seçeneklerini yerleştirip salonunuzda nasıl duracaklarını 3 boyutlu şekilde görüp kararlarınızı daha rahat vereceksiniz. Ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM) çözümleri birçok sektörün işini kolaylaştırıp, maliyetlerini azaltacak. Çünkü, PLM sayesinde bilginin sanal ortamda yaratılması, en güvenli şekilde saklanması ve işbirliğini artırmaya yönelik ortak bir platform yaratılıyor. Hatta bu bilgilerin, tekrar kullanılması gerektiğinde rahatça bulunabilmesi konusunda ciddi katkılar sunuyor. Başta otomotiv, savunma gibi sektörler özellikle yazılım teknolojilerinin kullanımı açısından diğer sektörlere göre oldukça ileri durumdalar. Sektörler, rekabette önde olmak için yatırımlara ara vermeden devam etmek zorunda. Perakende sektöründe ise yeni geliştirilen PLM yazılımları ile şirketler çok daha hızlı davranabilecek.
TÜRKİYE, BİLİŞİM SEKTÖRÜ İLE AVRUPA'NIN YILDIZI OLACAK
Çok değil… Bundan 15 yıl öncesine geri dönüp; o zamanki günlük hayat ve çalışma standartlarına göz attığımızda bilişim sektöründe ne kadar önemli adımların atılıp, ne kadar yol aldığımız ortaya çıkıyor. Yazılımdan donanıma, mobil ürünlerden iletişim teknolojilerine; bilişim dünyasında belki biraz klişe olacak ama baş döndürücü bir gelişme yaşandı. Günlük hayatı büyük ölçüde kolaylaştıran; yer ve mekandan bağımsız çalışma olanağı sunan akıllı telefonlar, notebook ve netbooklar kısaca mobil iletişim cihazları mükemmelleşme sürecini devam ettiriyor. Yayınlanan araştırmalar; önümüzdeki dönemde virüs yazarlarının eskiye göre daha gelişmiş araçlarla çalışıp; yazılım robotları, rootkitler, sosyal mühendislik, casusluk ve reklamlar için gizlenen yazılımlarla karmaşık hale getirilen virüsler ile kişi ve kurumları tehdit etmeye devam edeceğini ortaya koyuyor. Türkiye, önümüzdeki beş yıl içinde; tüm senaryolar göz önünde bulundurulduğunda özellikle bilişimde çok önemli yollar katedecek. Önümüzdeki 5 yıl içinde gerek pazar hacmi; gerekse bilişim okur yazarlığı oranının artması ile Avrupa’nın teknoloji alanında önemli bölgesi haline geleceğini ve şu anki halinden 4 veya 5 kat büyüyeceğini düşünüyoruz.
KULLANDIĞINI ÖDE
İnsanların tüm ihtiyaçlarının hizmet olarak sunulduğu yıllara çok da zaman kalmadı. Gelecek yılların temel değişiminin hizmetlerin her alanda, her konuda sınırlardan bağımsız şekilde yaygınlaşması olacağını düşünüyorum. Bu sürecin yaklaştığını, sahip olmak için hep bir çaba içinde olunan mal ve hizmetlerin her geçen gün daha yaygın olarak, kullanıma bağlı satış modelleri ile sunulmasından anlayabiliriz.
Alınan hizmetlerde kalite, verimlilik ve faydanın sağlanması her türlü ürünün gelişmesini, yaygınlaşmasını ve kullanımının artmasını beraberinde getirmektedir.
Bu sayede teknoloji ürünleri de gerek donanım gerekse yazılım için kullanım modeline doğru ilerliyor. Yani kurumlar, kişiler kullanıp faydalandıkları durumda elde ettikleri fayda kadar ücret ödüyorlar. Bu kullanım bazlı ücretlendirme aslında rekabetin ve gelişmenin de olumlu anlamda yolunu açıyor. Bu model evlerimizdeki televizyonlardan, arabalarımıza, telefonlarımızdan dinlediğimiz müziğe tüm diğer birimlere teker teker yaygınlaşıyor. Yazılım dünyasında da bu model giderek artıp hizmet ve fayda dengesini koruyarak tüketici kurum ve şirketlerin ihtiyaçlarını adresliyor.
Teknoloji önümüzdeki yıllarda karşımıza hangi yenilikleri getirirse getirsin kullanım ve fayda ağırlıklı olarak yaygınlaşması kaçınılmaz. Teknolojik yeniliklerin günlük yaşantıya girmesi ve yaygınlaşması finanstan ülke güvenliğine kadar tüm sektörlerde hayatımıza hızlandırıcı ve kolaylaştırıcı bir etki yaratacaktır.
MAÇ VE FİLMLERİ EVİMİZDE 3 BOYUTLU İZLEYECEĞİZ
Teknoloji yaşamımızı değiştirmeye başladı bile. Yalnız iş hayatımıza değil, ki şisel hayatımıza da yön veren teknolojik gelişmeler yakın gelecekte günlük yaşamı farklılaştırmaya devam edecek. 3 boyutlu baskı teknolojilerinin hayatımıza girmesine uzun zaman kalmadığını söyleyebiliriz. Bunun reklam dünyasını nasıl zenginleştirebileceğini hayal etmek bile heyecan verici. Video projektörlerden 3 boyutlu görüntü izlemek için de çok uzun bir süre beklememiz gerekmeyecek. Evimizde bir futbol maçını ya da bir filmi 3 boyutlu izlemenin nasıl bir keyif sağlayacağını tahmin etmek mümkün. Artık her yerden veri alışverişi mümkün olduğu için gelecekte ofis alanlarında bir daralmanın olması şaşırtıcı olmayacaktır. Kablosuz çalışma olanağının artık yazıcılarda da giderek tercih edilen bir fonksiyon olması ve hatta ihtiyaç haline gelmesi yazıcı üreticilerinin ürün geliştirme ve üretim planlarını şimdiden etkilemiş durumda. Esasen bu ihtiyaç biz yazıcı üreticileri için yeni bir talebin ve pazarın oluşumunu müjdeliyor. Teknolojinin gelişimi en iyi eğitim alanında gözlemlenebiliyor. Teknolojinin sunduğu imkanların rüzgarını arkasına alan eğitim sektöründe son zamanlarda ciddi bir kabuk değişimi yaşanıyor.
GÜVENLİK HER ZAMAN ÖN PLANDA
Bundan yaklaşık 15 yıl önceki bilişim pazarına baktığımızda; öncelikle PC pazarının yeni gelişmeye başladığı, Intel’in Pentium işlemcilerini yeni pazara çıkarmaya başladığı, bugün günlük hayatımızın bir parçası olan internet ve e-postanın yeni yaygın kullanıma başladığı, ülkemiz bilişim sektörünün emekleme zamanları gözümüzün önüne geliyor.
O günden bugüne bilişim sektörünün ülkemizde ve dünyada geçirdiği baş döndürücü gelişmelere, şu an bu yazının yayınlandığı gazete ile birlikte tanıklık ettiğimizi de söyleyerek BThaber’in 750. sayısının heyecanını paylaştığımı da belirtmek isterim.
Geçen bu 15 yılda bilişim teknolojileri çok hızlı bir şekilde değişirken, bunlara paralel olarak saldırıların ve bilişim güvenlik sistemlerini virüsler ve antivirüsler olarak ele alırsak çok büyük değişim geçirdiğini söyleyebiliriz.
Başlangıçta sadece belirli gruplar ve kişiler tarafından, hobi, ün, kişisel tatmin, teknik bilgi seviyesini gösterme amacı güdülerek yazılan ve üretilen virüsler günümüzde nerdeyse siber suç örgütleri ile organik bağ içine girmiş, internetin de etkisiyle tamamen para kazanmak amaçlı üretilen tehditler haline dönüştü. Bu durumda zaman içinde antivirüs programları, bu tehditlere karşı kendilerini yeni yöntemlerle geliştirdiler ve günümüzde neredeyse tüm PC kullanıcılarının mutlaka kullanması gereken bir yazılım haline dönüştüler.
HABERLEŞME TEKNOLOJİLERİ
Telekomünikasyon iletişim teknolojilerinde analog haberleşmeden sayısal haberleşme teknolojilerine geçişi ardından da IP temelli yeni nesil şebekelere (NGN) dönüşümü geçtiğimiz yıllarda yaşadık. Hizmet alanında ise bu dönüşüm, sabit telekomünikasyon hizmetleri, genişbantlı erişim hizmetleri ve mobil hizmetlerin yakınsamasıyla gerçekleşti.
Önümüzdeki 15 yıl içerisinde yeni nesil telekomünikasyon altyapılarının daha etkin şekilde kullanılacağını görüyoruz. Yakınsama, sabit telefon hizmetleri, sabit genişbant erişim hizmetlerine mobil ve çokluortam bütünleşmesinin de eklenmesiyle daha yaygın kullanım bulacak. Çokluortam uygulamaları WebTV, IPTV, video konferans gibi özellikleri de içinde barındırdığı için etkileşimli yayıncılık telekomünikasyonla iç içe geçme süreci hızla devam edecek. Dörtlü oyunla (quadruple play) sabit telefon, genişbantlı erişim, çokluortam ve mobil haberleşme hayatımızın ayrılmaz parçası olacak. Bu süreç sabitte fiber optik çözümlerle hız kazanırken, mobil haberleşmede de 4G olarak belirlenen LTE teknolojileriyle desteklenecek. İnternetin ve genişbant erişiminin yaygınlaşmasıyla Cloud Computing kavramıyla Datacenter ihtiyaçları ve çözümlerinin önemi artmaya devam edecek. 15 yıl sonunda sürekli internete bağlı ortamlarda 3 boyutlu video konferans çözümlerinin yapılabileceği, bütün uygulamaların servis olarak güçlü veri merkezlerinden alınabileceği bir teknolojik dünya bizi bekliyor.
TEKNOLOJİYLE YAŞAMAYA ALIŞTIK
Teknoloji kısa zaman içerisinde büyük bir ivmeyle hayatımıza girdi. Televizyon, bilgisayar, cep telefonu gibi yeniliklere hızlı biçimde uyum sağladık. Bundan sonra teknoloji bireysel kullanımda tüm cihaz ve servislerin birbirlerine bütünleşmesini sağlayacak. Ayrıca teknolojik ürünleri kullanmamızı sağlayan arayüzler değişecek ve tıpkı dokunmatik telefonlar gibi hepimizi şaşırtacak. Mobilite kavramı baskı cihazlarına da hızla girecek ve önem kazanacak. Kurumlar için yönetilebilirliğin geliştirilmesinin yanı sıra, bulut bilgi işlem gibi kavramlar, hizmetleri baştan sona değiştirecek. Enerji kaynaklarının hızla azalması, farklı enerji teknolojilerini de beraberinde getirecektir.
Cep telefonlarını hatırlayın. Yarın cep telefonları ortadan kaybolsa, çoğu insan ne yapacağını şaşırır. Uyum yeteneği çok yüksek canlılar olduğumuzdan yeni teknolojilere kısa bir süre şaşırıp, sonra onsuz yaşanamazmış gibi hayatımıza devam edeceğimizi düşünüyorum. Günlük hayatımızın aslında kolaylaştığını düşünürken bir taraftan da teknolojiye olan bağımlılığımızın artmasının özel yaşamımızı kısıtladığını da görüyoruz. Sürekli gelişim halinde, dinamik ve üretken şirketler doğal seçilime kurban gitmeden iş yapmaya devam edecektir. Rekabetçi pazarlarda Ar-Ge çalışmalarının daha da önem kazanacağını ve artık ufak şirketlerin de patent ya da yenilik anlamında yatırımlar yapacağını öngörebiliriz.
MOBİL TEKNOLOJİLERE DİKKAT
1876 yılında Alexander Graham Bell bir deney sırasında üzerine dökülen asitin temizlenmesi için yeni icat ettiği telefonun öbür ucundaki yardımcısını “Bay Watson buraya gelin, çabuk olun” sözüyle çağırırken farkında olmadan ilk telefon görüşmesini yaptı. O günden bugüne geçen 133 yıllık süreçte neler yaşandığını telekomünikasyon sektöründe iz bırakan tarihi gelişmelerle kısaca bir gözden geçirelim.
Mobil işletmeciler görüntülü görüşme, daha hızlı mobil internet, Mobil TV, video haber paketleri, görüntülü çağrı merkezi gibi yeni servisler vermeye başladılar. Artık her zaman ve her yerde webde gezinebilir, e-postalarımıza erişebilir, müzik ve video indirebiliriz.
Bağlantı hızımız arttıkça, o bağlantı üzerinden taşınan veri kapasitesi ve kullanım oranımız da artıyor.
Dünya çapındaki 4.5 milyar mobil abonenin 600 milyonunu mobil genişbant abonesi oluşturuyor. Türkiye’de ise 3G servisinin başlamasından sonraki 2 ay içerisinde 4 milyon abone sayısına ulaşıldı. 2004 yılında 150 milyon olan sabit genişbant abone sayısı 2009’da 500 milyona çıksa da mobil genişbant öne geçmiş bulunuyor. İlerisi için tahminler, genişbant abonelerinin 2014 itibarıyla 3.4 milyara ulaşmasını öngörüyor ve bunlardan yaklaşık yüzde 80’i mobil genişbanttan faydalanacak. Önümüzdeki 10 yılın evrensel kablosuz teknolojisi olan LTE abonelerinin 2015’e kadar 340 milyona çıkması bekleniyor.
KİŞİSELLEŞTİRİLEBİLİR TEKNOLOJİLER
Bundan 20 sene önce sokağın başındaki mahalle bakkalımız, topladığım bayram harçlıkları ile aldığım şeylerin kaç lira tuttuğunu, kurşun kalemle fiyatları alt alta saman kâğıdına yazarak toplardı. Birkaç yıl sonrasında hesap makinesi, yazar kasa derken mahalle bakkalımız büyük oranda yerini ulusal süpermarketlere, hipermarketlere bıraktı.
Gün geçtikçe hizmetler merkezileşiyor. İnternetteki “Single sign-on” (SSO) mantığı günlük hayatımızda yerini almaya başlıyor. ATM’ler banka ayırt etmeksizin hizmet vermeye başlıyor, cep telefonlarımız arama yapmak dışında, ödeme yapmak için de kullanılabiliyor, kampanyalara dahil olmamıza araç oluyor. Ekonominin “Yeni petrolü” olarak adlandırılan veri, her geçen gün önem kazanıyor. Merkezileşmenin temelinde ise veri bankalarının derinliği yatıyor. Örneğin, gelişmiş ülkelerde süpermarketler, müşterileri hakkında, devletin vatandaşları hakkında sahip olduğu bilgilerden daha derin bilgilere sahipler ve bu bilgileri de pazarlama aktivitelerinde kaynak olarak kullanıp cirolarını artırmaya devam ediyorlar.
Yakın gelecekte de SSO mantığının ötesinde hizmetin ve kampanyaların tamamen size özel olduğu günlere geçiş yapacağız. Metroya bindiğinizde RFC okuyucudan ödeme işlemini dokunmadan tamamla