2012 neler getirecek?
Şüphesiz, 2012 yılınınn diğer yıllardan farkı, antik Maya Uygarlığı’nın Haab takvimine göre, 21 Aralık 2012 tarihinde dünyanın sonuna gelineceğinin daha fazla konuşulacak olmasıdır. Milattan önce 3000 ile Milattan sonra 1500 yılları arasında Orta Amerika’da yaşayan Maya’lardan bugünlere kalan yazıtları inceleyen bilim adamları, Maya uygarlığı tarafından kullanılan Haab Takviminin 21 Aralık 2012’de sona erdiğini söylüyorlar. Bundan esinlenenler de bu tarihte dünya üzerinde yaşamın sona ereceğini öne sürüyor. Mayaların çok ileri oldukları astronomi ve bugün bile pek çok kişinin ilgi gösterdiği astroloji bir kenara bırakılırsa, 2012 yılı bilişim dünyası için de oldukça önem taşıyor ve Haab takviminin aksine, ‘sonu’ değil, birçok ‘başlangıcı’ müjdeliyor.
Juliette Garside, the Guardian’da yayınlanan makalesinde, 2012’nin mobil internet iletişimi sağlayan cihazlar, özellikle de akıllı telefonlar bakımından tam bir değişim yaşatacağına, iş yapış şekillerimizin bu cihazlara göre yeniden ele alınmak zorunda kalınacağına değiniyor. Buna en güzel kanıt olarak da, geçtiğimiz Noel’den hemen önce akıllı telefonların konuşma aracı olmaktan çok elektronik alışveriş aracı olarak kullanılmalarına dikkat çekiyor. Zaten, artık gençler telefon görüşmeleri yapmak ya da mesaj göndermek için para ödemek istemiyor, ellerini bu maksatla cep telefonlarına götürmüyorlar. Onlar için bedava kouşmanın ya da mesaj gönderip-almanın bir yolu mutlaka vardır.
Garside’a göre 2012’de bilişim endüstrisinde olacaklar, deyim yerindeyse dünyayı sarsacak şeyler arasında beş tanesi öne çıkıyor.
En fazla göze çarpan beklenti mobil alışverişteki artış olacak. Sadece eBay için 2010 yılında gerçekleşen mobil alışveriş işlemi 2 milyar doları aştı. Bu büyüklüğün 2011 verileri açıklandığında 4 milyar doları, hatta beş milyar doları bulacağı varsayılıyor. Yalnızca İngiltere’de 170 binden fazla müşteri her hafta en az 30 sterlin değerinde alışveriş yapmak için akıllı telefonlarına sarılıyorlar.
eBay’in sahip olduğu alışveriş sitesi PayPal’ın istatistiklerine göre, Siber Pazartesi denilen ve Noel alışverişi için elektronik ortamın kullanılmasını şart koşan kampanya gününde Amerikalılar mobil alışveriş çılgınlığı yaşadılar ve satışlar bir önceki yılın aynı gününe göre üç kat fazla oldu. Bu çılgınlık öyle boyutlara vardı ki; 70 bin sterlin değerindeki bir Ferrari arabayı bile müşterisi evinden çıkmadan akıllı telefonunu kullanarak satın aldı. İngiltere’de bulunan Parakende Satışlar Araştırma Merkezi’nin (Cenre for Retail Research) bazı verilerine göre, İngiltere’de bu yıl çevrimiçi Noel alışverişi 13,4 milyar sterlini aştı ve bunun yüzde 12’si mobil iletişim araçları ile gerçekleşti. Aynı merkez, 2015 yılına geldiğimizde bu oranın yüzde 25’e ulaşacağından kuşku duymuyor.
Cep telefonlarını elektronik cüzdanlara dönüştüren NFC (Near Field Communication ) teknolojisi 2012 yılının gözde uygulamalarının başında gelecek. Toplu taşıma araçlarında, önceden bilet almak yerine telefonu okuyucuya yaklaştırmak, ya da küçük alışverişler yaptığımızda yığınla kredi kartı dolu cüzdanımızı orada-burada arayıp, içinden uygun olanını bulup-çıkarma zahmetinden kurtulmak, alışverişi yaparken otomatik olarak puan kazanmak, cep telefonunun kamerası ile barkodu görüntüler-görüntülemez ekranda fiyat kıyaslaması sonuçlarını görmek kullanıcılara çok cazip geliyor. Mobil iletişim operatörleri, uygulama yazılımcıları, perakendeciler ve bankalar müşterinin bu iştahına hızlı yanıt verebilmek için bütün yenilikçiliklerini kullanarak gece-gündüz demeden çalışıyorlar.
Geçtiğimiz yaz, Google’ın elektronik cüzdan uygulaması Google-Cüzdanı ABD’lilerin kullanımı için piyasaya sürüldü. 2012 yılında aynı ürün Avrupa’da da kullanılmaya başlanacak. PayPal’in de benzer ürün çalışmaları içinde olduğu biliniyor. Amazon, Noel alışverişi yapanlardan cep telefonlarının kameraları ile herhangi bir mağazadaki ürünün barkodunun resmini çekip fiyat kıyaslaması yapanlara fazladan bir yüzde 5 indirim yaptı.
Gelişmiş ülkelerde cep telefonları alışverişte cüzdan gibi kullanılırken, gelişmekte olan ülkelerde daha da ileri gidip, adeta banka şubesi gibi kullanılıyor. Göçmen işçiler bıraktıkları ülkelerdeki yakınlarına, küçük meblağlarda olsa da toplama bakıldığında milyarlarca dolara karşılık gelen paraları ellerindeki cep telefonlarını kullanarak gönderiyorlar. 2011’de 12 milyar dolar karşılığı para transfer edilmişken, Juniper Research’a göre bu miktar 2016 yılında 55 milyar doları aşacak.
Garside’a göre üçüncü büyük değişim bazı önemli şirketlerin tepe yönetimlerinde olabilir. Topun ağzında olan iki yöneticiden biri Sony Grubu’nun başındaki Sir Howard Stinger, diğeri ise Microsoft’un başındaki Steve Ballmer.
Sony, Stringer’in yönetimindeki son altı yıl içerisinde pek çok yeniliğe imza attı. PlayStation oyun konsolları, Bravia Televizyonlar, Vaio Laptoplar, hatta Spider-Man filmi bunların arasında sayılabilir. Ama tümünün pek de kazançlı işler olduğunu söyleyemeyiz. Geçtğimiz yıl 2 milyar dolar kâr edeceğini söyleyen Stringer, Sony’nin net 3,1 milyar dolar zararı karşısında sorumluluğu Japonya’daki tsunami felaketine yükledi.
Ballmer’a gelince; hala PC dünyasının yüzde 80’inde Microsoft ürünleri kullanılsa bile, akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar yayıldıkça bu oranın hızla düşmesi uykularını kaçırıyordur. 2012’de Windows 8’i piyasaya sürmeye hazırlanan Microsoft’a bazı müşteriler şimdiden burun kıvırıyor. Onlara göre eski bilgisayara yeni yazılım yüklemektense, yeni ve akıllı cep telefonlarına ya da tablet bilgisayarlara geçme zamanı çoktan geldi.
Cep telefonu ile konuşmak hala birçok kişiye pahalı geliyor. Hele cebindeki bir kuruşun bile hesabını yapan gençler için bu daha da yaşamsal bir sorun. O yüzden, özellikle gençler için kalite mi, fiyat mı sorusu tamamıyle anlamsızlaşıyor. Onlara göre, elbette bedava olanı makbul. Skype’ın yanı sıra BlackBerry, iPhone gibi telefonların sunduğu özelliklerden yararlanarak bedava mesajlaşmak, hatta ses görüşmesi yapmak iletişim için en elverişli yöntem. Maliyeti ise olsa olsa bir PC ya da bir akıllı telefon ve bir SIM kartı. WhatsApp ile gönderilen mesaj sayısı günde 1 milyarı aşıyor. Viber’ı telefonuna indirenlerin sayısı şimdiden 30 milyondan fazla. Video çağrı yapılabilen Tango yazılımını indirenler ise çoktan 20 milyonu buldu.
2012’de beklenen beş önemli gelişmenin sonuncusu ise bekledikçe artık bir efsaneye dönüşen ve ne olduğu hakkında tam bir bilgiye henüz kimsenin sahip olmadığı Apple TV. Japonya’da üretilmeye çalışılan bu yeni cihazın kesinlikle kendi özel ekranı olacağı ve iPhone’ların uzaktan kumanda olarak kullanılacağı üzerine iddiaya girenlerin sayısı bir hayli fazla.
Tüm bu sıralananlar elbette sadece beklentiler, varsayımlar ve kestirimler. Hangilerinin gerçek olduğunu, hangilerinin ise hayal olduğunu anlamak için hala bir kocaman yıl var.