2014’ün tüketici eğilimleri
15 yılı aşkın süredir tüketici değerleri, davranışları ve bilgi teknolojileri ürünlerinin kullanım alışkanlıkları konusunda yılda 40’ı aşkın ülkede, 15 metropolde ve 100 binden fazla kişi üzerinde araştırmalar yapan Ericsson ConsumerLab, 2014 ve yakın gelecek için göze çarpan en önemli tüketici eğilimlerini açıkladı.
Küresel çapta yapılan araştırmayı değerlendiren Ericsson Türkiye Genel Müdürü Ziya Erdem, “2014 senesi için yeni eğilimlerde dikkat çeken en önemli konu, uygulamalar ve toplumsal hayatla ilgili hizmetlere yönelik taleplerdeki artış. Bu da gündelik hayatımızın yeni teknoloji ve servislerle birlikte değişme potansiyeli olduğuna işaret ediyor” dedi.
Mobil uygulamalar toplumu değiştiriyor: Akıllı telefon kullanımındaki küresel ve hızlı artış, internet kullanma ve iletişim şeklini tamamen değiştirdi. Akıllı telefonların çeşitlenmesiyle birlikte tüketiciler, günlük hayatta kullanabilecekleri uygulama arayışına giriyorlar. İletişimden ulaşıma, alışverişten çocuk bakımına kadar her alanı kapsayan bu arayışta uygulamalar, telefon kullanımından bile daha önemli bir hale geliyor.
Yeni şifremiz “vücudumuz”: Biyometrik alternatiflere olan ilginin artmasındaki ana sebeplerden biri, platformların sayılar, semboller ve harflerden oluşan ve hatırlamanın neredeyse imkansız olduğu şifre kombinasyonları sorması. Araştırma sonuçlarına göre, akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 52’si şifre yerine parmak izini, yüzde 48’i ekran kilidi için göz tanımlama sistemini kullanmak istediklerini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 74’ü, biyometrik akıllı telefonların 2014’te yaygınlaşacağını düşünüyor.
Sayılarla kendimizi takip etmek: Kan basıncı, tansiyon, günlük adım sayısı vücudumuza dair mobil cihazlarla ölçümlemek istediğimiz sayısal değerlerden sadece birkaçı. Akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 40’ı fiziksel değerlerinin tamamını mobil cihazlarla takip etmeyi istediğini söylerken, yüzde 56’sı ise kan basınçlarını ve tansiyonlarını kullandıkları yüzük ile ölçmek istediklerini belirtiyor.
Her yerde internet: Kullanıcılar için internet deneyimi, ses deneyiminin gerisinde kalıyor. Çekim gücünün sesli aramalar için yeterli olmasına rağmen, internet için yetersiz olması akıllı telefon kullanıcılarının çekim gücü göstergelerine güvenmemesine neden oluyor. Araştırmaya göre, kullanıcıların en şikâyetçi olduğu konuların başında metrodaki düşük internet kalitesi geliyor.
Akıllı telefonlar sayısal ayrımı azaltıyor: İnternet erişimi küresel olarak bakıldığında eşit şekilde dağılmıyor ve bu durum sayısal ayrım olarak adlandırılıyordu. Daha hesaplı akıllı telefonların üretimi ile birlikte, tüketiciler artık internete erişmek için pahalı cihazlara gerek duymuyor. Tüketicilerin yüzde 51’i mobil telefonların, teknolojinin en önemli parçası olduğunu savunurken, birçoğu için internet erişiminde telefonlar ilk tercih edilen cihaz halini alıyor.
Çevrimiçi faydalar, endişelerden ağır basıyor: İnternetin günlük hayatımızın bir parçası olması ile birlikte, bağlı olmanın getirdiği riskler daha önemli hale gelmeye başladı. İnternet kullanıcılarının yüzde 56’sı gizlilik konularında oldukça hassas olmasına rağmen, kullanıcıların sadece yüzde 4’ü gizliliğin korunması amacıyla daha az internet kullanabileceğini söylüyor. Bunun yerine, kullanıcılar kişisel bilgilerini daha az vermek gibi riski azaltacak stratejiler izlemeyi tercih ediyor.
İzleme tercihleri: Medya alanında pek çok seçenek olmasına rağmen, izlediğimiz içerikleri kişisel tercihlerimizden çok arkadaş tavsiyeleri belirliyor. Kullanıcıların yüzde 38’i haftada en az birkaç kez arkadaşlarının tavsiye ettiği videoları izlediklerini belirtiyor. Ayrıca takip edilen bloglar ve müzik dinleme alışkanlıkları üzerinde de arkadaş tavsiyeleri oldukça etkili.
Verilerin takip edilebilirliği: Tüketicilerin yüzde 48’i veri kullanımlarını daha iyi takip etmek için uygulamaları kullanıyor. Kullanıcıların sadece yüzde 41’i ne kadar veri kullandığını bilmek istediğini belirtirken, yüzde 33’ü faturalarının doğru kesildiğinden emin olmak istiyor, yüzde 31’i ise veri limitini aşmak istemediğini ifade ediyor. Araştırmaya göre akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 37’si bağlantı hızını ölçmek için de düzenli olarak uygulamalardan yararlanıyor.
Günlük alanlardaki sensörler: Etkileşimli internet hizmetlerinin yaygınlaşmasıyla beraber, tüketiciler fiziksel çevrenin de aktif olmasını bekliyor. Akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 60’ı 2016 yılı sonuna kadar, sağlıktan ulaşıma, araçlardan evlere kadar her yerde sensörlerin olacağına inanıyor.
Oynat, durdur, izle: Toplam içerik izleme zamanının yüzde 19’u telefon veya tabletler üzerinden gerçekleşiyor ve kullanıcıların içerik izleme mekanları farklılaşıyor. Kullanıcılar evde izlemeye başladıkları bir programı, evden çıkarken durdurup, yoldayken telefon ve tabletleriyle izlemeye devam edebiliyor.