2015’te nasıl bir Avrupa?
AVRUPA Komisyonu’nun Rekabetten Sorumlu eski Komisyoneri Hollandalı Parlamenter Neelie Kroes yeni dönemde bilgi ve iletişim teknolojilerine odaklanmak üzere Sayısal Gündem (Digital Agenda) başlığıyla tanımlanan görevine başlamadan az önce, 15 Ocak 2010 tarihinde Avrupa Parllamentosu rapörtörlerinden Pilar del Castillo Vera bir taslak rapor yayınladı.
Kroes’in görev tanımıyla aynı başlığı taşıyan rapor ‘i2010’dan digital.eu’ya doğru’ alt başlığıyla önümüzdeki beş yıl içerisinde, bir başka deyişle 2015’e dek ele alınacak konuları ve bu konular için yapılması gerekenleri ele alıyor.
Bilgi ve iletişim teknolojileri birey yaşamının her anına sanal ya da gerçek uygulamalarla nüfuz etmiş durumda. Aynı zamanda ekonomide de gittikçe ağırlığını artırıyor. Daha demokratik, çevre bilinci daha fazla gelişmiş, açık ve katılımcı toplumların oluşmasına önemli katkısı var. Bütün bu özellikleri göz önünde bulunduran raportör tıpkı para dalgalanmalarına karşı hükümetlerin aldığı tedbirlere (virtuous cycle) benzer biçimde sayısal Avrupa’yı oluştururken de birtakım tedbirler alınması gerektiğini savunuyor ve bu önlemlerin tümünü ‘virtuous 2015.eu spiral’ adıyla tanımlıyor. Sarmalın tam ortasında bireyin (kullanıcı) kendisi yer alıyor. Sarmal açıldıkça birey bilgi ve iletişim teknolojilerinden edindiği kazanımlarla yeteneklerini artırıyor ve git gide zamandan, mekandan ve kullandığı cihazdan bağımsız olarak her türlü içerik ve servise genişbant üzerinden erişebiliyor. Daha ileri adımlarda servisler karmaşıklaştıkça bireyin hukuksal hakları güvence altına alınıyor ve sarmalın en üst katmanında herkese güvenilir ve sürdürülebilir şebeke kalitesi sunulmuş oluyor.
Raporda beşinci serbestlik (fifth freedom) olarak tanımlanan ortam ancak kullanıcıların özgürce ve eşit olanaklarla erişim hakkına sahip olmaları durumunda ve bu sayede Avrupa içinde bilginin serbestçe dolaşmasıyla sağlanacaktır. Söz konusu hedefe ulaşırken lokomotif olarak kullanılacak en önemli araçlardan birisinin e-devlet altyapısı olacağı özellikle belirtilmektedir.
Raporun detaylarında, her şeyin birbiriyle elektronik ortamda iletişim sağlayabildiği ‘tümüyle bağlı’ (fully connected) bir toplum yaratmak için öncelik verilmesi gereken politik hedefler her evin genişbant kullanarak internete erişmesi ve 2015 yılına dek her yüz cep telefonu kullanıcısının yetmiş beşinin 3G’den yararlanıyor olması olarak belirleniyor. Bunun için acilen Evrensel Hizmet Zorunluluğu politikaları elden geçirilmeli ve sonuçlandırılmalıdır. Avrupa için ortak bir çok-genişbant iletişim stratejisinin çıkarılmasının gerekli olduğu vurgulanıyor. 2015 yılına dek frekans atamalarının tamamlanarak açığa çıkan spektrumların kullanıma açılmasının önemine işaret ediliyor. Yine, 2015 yılına dek her yüz evden en az ellisinin önünden fiber kablosunun geçmesi öngörülüyor.
Bireylerin bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanmadaki becerilerini artırmak ve katılımlarını sağlamak amacıyla alınacak tedbirler arasında 2015 yılına dek nüfusun yarısının bilişim okur-yazarı yapılması isteniyor. Tüm ilk ve orta dereceli okulların ayrım gözetmeksizin çok hızlı internet erişim olanaklarına kavuşturulmasının altı çiziliyor. Bu okullarda okuyan çocukların iki yıl içerisinde internet güvenliği ve internetin sakıncalarından korunma konularında eğitilmeleri planlanıyor. Yetişkinlerin eğer isterlerse nerede olduklarına bakılmaksızın interneti kullanma konusunda eğitim alabilmelerinin önünün açılması talep ediliyor. Belirli eğitimi alan öğrenciler ve yetişkinlere bilgi ve iletişim teknolojileri diploması verilmesi öneriliyor. Kamu ve özel sektör işbirliğinin hükümetlerce teşvik edilmesi, hatta öncülük edilerek kamu tarafından başlatılması hedefleniyor.
Artan bilişim olanaklarından yararlanırken bireylerin hukuksal haklarının göz ardı edilmemesi gerektiği raporun satırbaşlarında yer alıyor. Kendilerine ulaşan veriler üzerinde kontrol yetkilerinin olması ve istemedikleri veriyi zorla almak zorunda kalmamaları net bir ifadeyle anlatılıyor. Avrupa’da yer alan ülkelerin siber suçlara karşı ortak yaptırımlar konusunda bağlayıcı kararlar almaları isteniyor.
Düzenlemelerle rekabetçi ortamların oluşturulmasına katkı verecek çalışmaların hızlandırılması ve BEREC’in (Body of European Regulators for Electronic Communications) bir an önce faaliyete geçirilmesinin önemi vurgulanıyor. Teknolojiden bağımsız şebeke (net neutrality) için düzenlemelerinin önemine işaret ediliyor.
Sayısal pazarın gelişebilmesi için mevcut engellerin hızla ortadan kaldırılmasının şart olduğu anlatılan rapora göre, öncelikli olarak çevrimiçi (online) bankacılık işlemlerinde ülkeler arasında sınırlar kaldırılmalı, cep telefonları birer elektronik cüzdan haline dönüştürülmeli. Kısacası, çevrim içi tek pazar yaratılmalı ve mobil ödemenin standarları belirlenerek tüm üye ülkelerde uygulamaya alınmalı. KOBİ’lerin en az yüzde sekseni işlerinde bilgi ve iletişim teknolojilerinden gereği kadar yararlanabilmeli. Bu kapsamda bulut bilgiişlem teşvik edilmeli.
Raporda, güncel konulardan birisi olan çevre koşulları da unutulmamış. 2015 yılına dek kamusal servislerde karbon ayak izinin yarı yarıya azaltılması öngörülüyor. Sağlık ve eğitimde bilgi ve iletişim teknolojilerinden olabildiğince yararlanılması tavsiye ediliyor. 2020 yılına dek karbondioksit salınımının bilgi ve iletişim endüstrisinde en az yüzde onbeş azaltılması talep ediliyor. 2015 yılına dek bilgi ve iletişim teknolojisinin aynı kapasite için yarı yarıya daha az hacimdeki ekipman ile çalışması isteniyor. Evlerin en az yarısının gaz, elektrik, su sayaçlarının uzaktan okunması ve bu kaynakların dağıtımının yapıldığı şebekelerde kaçakların sıkı bir denetim ile izlenmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin ekonomiyi canlı tutacağı, ekonominin sağlıklı bir endüstri ile büyüyebileceği, endüstrinin ancak Ar-Ge ile ayakta durabileceğinden hareket ederek, raporun son ama en can alıcı bölümlerinden birisi olarak nitelikli Ar-Ge’nin nasıl teşvik edileceği konusunda hedefler ve uygulanması gereken politikalar açıklanıyor. Örneğin, Avrupa’nın internet teknolojilerinin geliştirilmesinde aktif ve öncü bir rol üstlenmesi gerektiği anlatılıyor. ‘Red-tape’ diye adlandırılan gereksiz bürokratik işlemlerden arındırılırsa Avrupa Birliği Çerçeve
Programlarına Ar-Ge başvurularının daha çok ve daha kaliteli olacağı ifade ediliyor. Geleceğin İnterneti (Future Internet) için kamu-özel sektör işbirliğinin artırılması
yönünde teşviklerin hazırlanması isteniyor.
Bütün öneri ve öngörülerin ne kadarının gerçekleştiğinin yakından izlenerek her yıl güncellenecek 2015.eu_scoreboard sayfasından kamuya duyurulması son tavsiye olarak raporda yer alıyor.
Bilindiği gibi Avrupa Birliği daha önce de benzeri stratejileri hazırlamış, ne var ki; yaşama geçirilmesinde öngörülen takvimin bir hayli gerisinde kalmıştı. i2010 bu stratejilerin en bilineniydi. Yenilenen Avrupa Parlamentosu üyelerinin arasına kattığı taze kanlarla iyi bir başlangıç yapmak istiyor ve açılan mesafeyi kapatmayı amaçlıyor. Oysa bir yandan da Yunanistan, İspanya, Portekiz gibi ülkelerde ortaya çıkan ekonomik çalkantılara çare üretmeye çalışılıyor. Sonuçta kaynakların nereye yönlendirileceğini hep beraber bekleyip göreceğiz.