‘2016’da coğrafyamızı genişleteceğiz’
Komple hizmet satışı çerçevesinde yeni iş modeline geçen Datacore, bölgesel pazarlara da açılıyor.
Veri güvenliği ürünlerinden yavaş yavaş komple hizmet satışına geçiş yapmayı planlayan Datacore, Kartal’daki yeni ofisine taşındı.
Datacore Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Özçelik, firmanın ürün satışından ziyade 3 yıl içerisinde tüm gelirlerinin yüzde 40’ını hizmet satışlarından sağlamayı amaçladığını belirtiyor. Datacore’un gelecek planları arasında çalıştığı coğrafyayı genişletme hedefleri de bulunuyor. Serdar Özçelik, Datacore’un yeni hedefleri konusunda sorularımızı yanıtladı:
Datacore’un gelişim sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
1999 yılındaki deprem sonrasında birçok firma veri altyapısını incelemeye çalıştı, veri güvenliğini sorgulamaya başladı. Biz de o yıllarda o açığı gördüğümüzden akıllı veri yönetimi konsepti altında Datacore firmasını hayata geçirelim istedik. Hedefimizde parça parça bu çözümü genişletip, üst kurumsal pazarda uçtan uca tüm kurumların ihtiyacını karşılayacak şekilde veri yönetimini gerçekleştirmek. “Veri yönetimi” dediğimizde anladığımız şu: Verinin doğru şekilde konsolide edilmesi, konsolide edilen verinin yedekleme olarak güvenlik altına alınması, bu verinin iş sürekliliği ve felaket yedekleme çerçevesinde yapılandırılması, yatay gelişen teknolojilerin bu alan üzerine uygulanması. Bunlardan da kastım daha çok sanallaştırma tarafı. Depolama sanallaştırma, sunucu sanallaştırma, I/O sanallaştırma gibi platformların bu çözüm kümesi içerisinde müşterilerimize taşınması da veri yönetiminden anladıklarımız arasında. Veriyle ilgili paralel konularımız da var tabii. Verilerin büyüdükçe yönetilmesi, yedeklenmesi ve güvenlik altına alınması ciddi problemler yaratıyor. Bu noktalarda daha akıllı çözümler geliştirecek arşiv altyapılarının oluşturulup firmaların çok daha kolay elde edebilecekleri ve verilerini çok daha uzun tutabilecekleri alternatifler sunmaya çalışıyoruz. Datacore, uçtan uca bir üst seviye kurumsal firmanın tüm veri yönetim ihtiyaçlarını tek elden hem ürünle, hem servis kabiliyetleriyle, hem destek kabiliyetleriyle, hem de yönetilebilir hizmet çözümleriyle sağlamaya çalışıyor.
Datacore için 2015 nasıl geçti?
2015, herkes için çok kolay olmayan bir yıldı. Fakat biz biraz daha şanslıyız çünkü bulunduğumuz alanda veri, regülasyonlar gereği uzun süre tutulmak zorunda. Özellikle üst kurumsal pazarda veriyi 5 – 10 yıl, hatta ömür boyu saklayan kurumlar var. Tabii ki bu kurumlar yatırımlarına devam ediyorlar. Bu da bizi 2015’in ilk 6 ayında dolar bazında yüzde 24’lük büyümeye taşıdı. İkinci yarıyılda ise bildiğiniz gibi 2 tane seçim geçirdik. Bu seçimlerin özellikle kamudaki projelere etkisi büyük oldu. Oradaki bütçelerdeki duraksamalar bizi bir parça bu büyüme oranlarının gerisinde bırakacak gibi görünüyor. Datacore yine 2015’i büyümeyle kapatacak. Buradaki büyüme oranımızı yüzde 20’nin üzerinde tutmaya çalışıyoruz. Bizim için zorluk olan kısım da bu: Büyümemizi küçültmeden 2015’i kapatmak.
Yeni ofis ihtiyacını doğuran etmenler neler oldu?
Başlangıçta söylediğim gibi; Datacore hızlı büyüyor. Son 4 – 5 yıldır dolar gelirleri bazında ortalama büyüme oranımız yüzde 30 – 32 civarında. Buna paralel olarak kadrolarımız da gelişiyor. Hem çalışma alanı olarak ihtiyaçlarımız, hem de müşterilerimize daha iyi hizmet verebilmek için ofis kalitemizi yükseltmemiz gerekiyordu. 2015 yılı içerisinde bayağı bir araştırma yaptıktan sonra Datacore, yatırım olarak da gördüğü bu merkezi aldı. Hem çalışan mutluluğumuzu üst seviyeye çekmek, müşteriye götüreceğimiz hizmetleri artırabilmek, onlara daha iyi bir demo ortamı laboratuvarı sağlayabilmek, iyi bir veri merkezi hizmeti verebilmek için gerekli alanlara sahip olan bu yeni ofisimize çıktık.
Yeni ofis ile birlikte Datacore’da ne gibi değişiklikler olacak?
Yeni ofis şirketin iş yapma anlamında çok fazla bir değişlik yaşamasına sebep olmayacak, koşulları biraz daha iyileştirecek. Fakat yeni ofisle beraber yaptığımız bir değişiklik var. O da kendimizi gençleştirmeye çalışmamız. Datacore zaten genç bir kadroya sahip. Gençleştirme derken kendi makyajımızı gençleştirmek istedik, yeni bir imaj çalışmasına gittik. Bu imaj çalışması içerisinde logomuzu değiştirdik. Bizim enerjimizi ve vizyonumuzu yansıtan bir logo olmasını istiyorduk. Yeni ofisle beraber gelen en büyük değişiklik, imajımızdaki tazelenme ve gençleşme.
2016 için iddialı hedefler
2016 çok ümit verici bir yıl olarak görünüyor. Hükümete sahip olan bir yıla başlıyor olmamız sebebiyle yatırım planlarının devreye alınacağını düşünüyoruz. 2016 gelir anlamında güzel geçecek. Yalnız bizim için daha önemlisi şu: Biz kendi iş kolumuzda yavaş yavaş bazı değişiklikler yapmaya çalışıyoruz. Bunlardan en önemlisi de ürün satışından daha çok hizmet tarafına dönmek istememiz. Bunu, 2015’in ikinci yarısında bazı projelerde gerçekleştirdik. Müşterilerimize ürün almalarından daha çok onlara yönetilebilir hizmet olarak, kendi veri merkezlerinde veya bizim bulut merkezimizde bu hizmeti sağlayabilecek bir yapıya gitmek istiyoruz. Bizim tarafımızda tabii bu kolay bir hedef değil. Bunun için önümüze üç yıllık bir gelişim planı koyduk. Bu üç yıl içerisindeki hedefimiz de var olan işlerimizin yüzde 40’ının üzerindeki bir oranı yönetilebilir hizmetlerle hayata geçirmek. 2016’daki en önemli yatırımlarımızdan bir tanesi bu olacak.
İkinci proje de yine 2015’in yarıyılından itibaren başladı. Çalıştığımız firmalarla Türkiye coğrafyası dışında da bir şeyler yapmak istiyoruz. Commvault ile böyle bir anlaşma imzaladık. Commvault’un Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki tüm profesyonel hizmetlerini bize dış kaynak olarak yaptırdılar. Datacore şu anda birçok bölgede danışmanlık projesi yürütüyor. Bunların içerisinde Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Mısır gibi ülkeler var. 2016’da da bu coğrafya içerisinde temsil ettiğimiz diğer markalarla da bir şeyler yapmak istiyoruz. Bunu yapma sebebimiz de aslında çok basit. Türkiye’deki birçok entegratör firmaya bakarsanız gelir büyütmek için her şeyi satmaya çalıştıklarını görürsünüz. Tabii bunun doğru bir strateji olmadığını pazarda birçok örnekle gördük. Başlangıçta satışlar belki büyüyor fakat daha sonrasında firmalar çok büyük problemler yaşayıp iflas noktasına kadar gelebiliyorlar. Biz başından beri uzmanlığa inanmış bir firmayız ve uzmanlığımız bizi Türkiye’de kendi konumumuzda pazar liderliğine taşıdı. Türkiye pazarının da büyüklüğü belli. Firmamızı daha üst boyuta taşıyabilmek için ve firmamızı ülkesel politik risklerin de dışına taşıyabilmek için coğrafyamızı genişletmek istiyoruz. 2016’daki önemli ikinci adımımız da bu olacak.