2016’da iş dünyası daha çok ‘bulutlanacak’
Siyasal ve ekonomik çalkantılarla geçen 2015 yılı, şirketler ve kurumlar için oldukça zorlu geçti. Bu dönemde özellikle bilişim yatırımları konusunda çekingen bir tavır sergileyen şirketler ve kurumlar, yılın ikinci yarısını daha çok 2016 yılı planlamalarıyla geçirdiler.
Son yıllarda şirketlerin ve kurumların tercihi haline gelen ve ihtiyaçtan çıkıp, gereklilik haline gelmeye başlayan bulut bilişim çözümleri, geçtiğimiz yılda da yükseliş ivmesini sürdürdü. Her ne kadar ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik darboğaz, yatırımların önüne geçse de, yılın ikinci yarısı daha hareketli geçti. Dell’in EMC’yi satın alması gibi önemli hamleler geçtiğimiz yıla damgasını vururken, şirketler ve kurumlar 2016 yılı için bulut yol haritalarını hazırlamış gibi görünüyorlar.
Araştırma şirketi IDC’nin hazırladığı raporlar da bulut bilişimin önümüzdeki yıl yükselişini sürdüreceğini ortaya koyuyor. Rapora göre, önümüzdeki yıl bulut bilişim hızlı büyümeye devam ederken, 2016 yılında orta ölçekli kurumların kritik iş uygulamalarını bulut ortamlarına taşıdıklarına tanık olacağız. Bugüne kadar daha çok insan kaynakları ve eposta gibi görece daha az iş kritik uygulamalarını buluta taşıma eğilimine tanık olmuştu. Fakat, artan maliyet baskısı, şirketlerin daha OPEX (operasyonel harcama) odaklı yatırım yapma eğilimi, BT departmanlarındaki kısıtlı insan kaynağı bu dönüşümü tetikleyecek.
2016 yılında Türkiye genel bulut pazarı yaklaşık yüzde 20 mertebesinde büyüyerek 80 milyon dolar mertebesine ulaşacak olup, bugüne kadar harcama oranı görece düşük olan platform servislerine yaşanan dönüşüm ile birlikte talep daha fazla olacak.
Karma bulut dönemi sürecek
Şirketlerin ve kurumların bulut konusunda çekingenliklerini üzerlerinden atıyorlar. Gerek kamuda gerekse özel sektörde kendi bulutlarını kuran kurumların sayısında artış gözlenirken, yaşanan bu artışın temelinde özellikle bulut güvenliği ve güvenilirliği konusunda çekincelerin ortadan kalkması yatıyor. Bunun yanı sıra şirket içi ve yasal düzenlemeler sebebiyle eli kolu bağlanan yapıların, son dönemde bu süreçleri atlatmaları da bulut özelinde yatırımların artmasına olanak sağlıyor.
Şirketler için olmazsa olmaz haline gelen bulut çözümleri, kendi ortamında hazırlanan projelerin, bütçe tekliflerinin ve kurumsal içeriklerin sürekli olarak kontrol edilebilmesine olanak sağlıyor. Çalışanlar bulut platformundaki tanımlamalarına göre işlemleri takip edip, dosyalara erişim sağlayabilirken, yetkilendirmeye göre erişim sağlanabilmesi şirketlerin kafasındaki olası güvenlik problemlerini de ortadan kaldırıyor. Küçük ve orta ölçekli şirketler için standart bulut çözümleri yeterli olurken, daha karmaşık ve detay içeren yapıya sahip olan büyük ölçekli işletmeler, bulut çözümlerini yetersiz bulabiliyorlar. Bu noktada devreye “Karma Bulut” giriyor.
İhtiyaçları ve müşteri beklentileri konusunda çok daha iyi analiz yapmaya başlayan şirketler ve kurumlar, bulut bilişimi bir “kurum kültürü” haline getirmeye özen gösteriyorlar. Bu sayede iş süreçlerini çok daha esnek, her an ulaşılabilir ve güvenilir bir yapı üzerine kuran şirketler, önemli bir maliyet avantajının a sahibi oluyorlar. Buradan hareketle özellikle karma buluta yönelen bu yapıların, ihtiyaca göre kendi lokal BT ve bulut alt yapılarını oluşturmaya başladıklarını ve 2016 yılında da bu yatırımlarına hız kesmeden devam edeceklerini söyleyebiliriz.
Buluta güven artıyor
Teknolojik gelişmeleri takip eden ve bu konuda bilinç sahibi olan şirketler ve kurumlar bulut bilişim ile birlikte daha önce duydukları veri kaybı kaygısını rafa kaldırmaya başladılar. Yazılım şirketleri, akıllı telefon ve tablet üzerinden sundukları bulut çözümleriyle, müşterilerinin verilerini güvence altına alırken, bir yandan da kendi bulut servisleri üzerinden hizmet veriyorlar.
Tabi bu noktada son kullanıcıların, şirketlerin ve kurumların kafalarındaki en önemli soru işareti yine güvenlik oluyor. Özellikle geçtiğimiz yıllarda birçok ünlü ismin bilgileri siber saldırganlar tarafından çalınırken, “The Fappening” adı verilen olayın başrolleri arasında yer alan Apple bu konuda oldukça zor durumda kalmıştı. Bu durum son kullanıcıların bulut çözümlerine olan güvenini sarsmış olsa da, kullanıcıların güvenlik şifrelerini oluştururken gösterecekleri özen bu tarz sorunların oluşmasını engelleyebiliyor.
Benzer soru işaretleri şirketler ve kurumlar için de geçerli. Sony’nin Kuzey Koreli bir grup tarafından saldırıya uğraması birçok şirketi güvenlik önlemlerini artırmaya iterken, bu tarz saldırılar yeterli önlemlerin alınmaması durumunda bulutun saatli bombaya dönüşeceğini göstermiş oldu.
Geçmişte yaşanan olaylardan dersler çıkaran şirketler ve kurumlar, verilerini çok daha güvenli bir alt yapı üzerinde saklayarak, bulut bilişimin sağladığı nimetlerden sıklıkla faydalanmaya başladılar. 2016 yılında da bu yatırımların önemli bir yükseliş ivmesi yakalamasına kesin gözüyle bakılıyor.