2018, ‘Kesintisiz Çalışan Bulut Yılı’ Olacak
Bulut bilişim, 10 sene once doğdu. İlk etapta yaşanan tökezlemelerin ardından, inovatif alandaki gelişmeler dikkat çekici bir şekilde artmaya başladı.
Müşterilerin ve iş ortaklarının talep ettiği basitliği ve verimliliği sağlamak için işletmelerin buluta giderek artan güveni, veri korumanın ve erişilebilirliğin önemli bir endişe kaynağı olduğu anlamına geliyor. Herhangi bir firma dünyanın en iyi AI tabanlı müşteri istihbarat platformuna sahip olabilir ama platforma günlerce erişilememesi değerini kaybetmesine neden olur.
Ancak, bulut bilişim ekosistemi hızla gelişmesine karşın, geleceğin bu konuda neler sunabileceği konusunda kimse net bir fikre sahip değil. Şirketlerin kesintisiz çalışabilmesine yönelik çözümlerin yenilikçi tedarikçisi Veeam Software, 2018'de Bulut için dört temel temanın neler olabileceğini paylaştı;
Her iş yükü için tekil bulut platformları uygun olmadığından çoklu bulut ortamları sektörel açıdan bir kural haline gelecek. Yönetimi için kullanılan araçlar ve platformlar olgunlaşmaya ve bulutlar arasında kesintisiz entegrasyon sağlamaya devam edecek. Kurumların verilerinin tamamını ya da bir kısmını taşıyıp taşımayacağı soru işareti olmaktan çıkarken, “ne zaman” ve “nasıl” olacağı daha büyük önem kazanıyor. Şirketlerin bulut platformlarından yararlanabileceği çok çeşitli yollar var ve artık soru “Hangilerinden yararlanmalıyım?” haline geliyor. Buluta en doğru şekilde geçiş yapabilmek için, çoklu bulut yaklaşımı ve bununla uyumlu bir yönetim ve operasyonel araç portföyü gerekiyor. Yazılım sağlayıcıları, bu gereksinimi anlıyorlar ve buluta geçişi sorunsuz bir şekilde gerçekleştirecek çözümleri tasarlamaya devam ediyor.
Her büyüklükteki işletmeler ve bağımsız yazılım tedarikçileri, bulut platformlarından yararlanmak için tasarlanmış uygulamaları / çözümleri tanımlama ve taşıma becerilerini geliştirdikçe bulut tabanlı uygulamalar artacaktır. Bulut tabanlı uygulamalarının sağladığı maliyet, ölçek ve verimlilik avantajları artık görmezden gelinmeyecek noktaya geldiği gibi mikro hizmetler ve gelişim araçlarını destekleyen temel teknolojilerdeki hızlı ilerlemelerle, bulut yerel uygulamaları ana akım haline gelecektir.
Bulut ölçekli veritabanı hizmetleri (Azure Cosmos, Google Cloud Spanner ve AWS hizmetleri gibi), hiper ölçekli, yüksek düzeyde dağıtılmış ve iş kritik uygulamaların gerçeğe dönüşmesini sağlar. Ayrıca ileride bulutta sunulan her uygulamaya veri ve analitik bilgi aktarma iştahını da artıracaktır. Düşük gecikme süresi, ölçeklendirme ve coğrafi dağılım gibi zorlayıcı özellikler, IoT ve çok sayıda diğer küresel ölçekli uygulamalar için gereken itici gücü sağlayacaktır.
Bulut platformları aracılığıyla etkinleştirilen Yapay Zeka (AI), işletmeler, endüstriler ve uygulamalar üzerinden yayılmaya başlayacaktır. “2001: A Space Odyssey” filmindeki HAL düzeyinde olunmamasına rağmen, Alexa, Cortana ve Siri gibi teknolojiler, AI'nın günlük hayattaki gücünü ve olası etkisini sergiliyor. İşletmeler için, petabaytlarca veri ve inanılmaz derecede hızlı hesaplama kaynakları ile güçlendirilen makine öğrenme yetenekleri, tüketici deneyimlerini, biyoteknolojik araştırmaları, finansal modellemeyi ve diğer sayısız uygulamayı etkileyecektir.
Peki bu gelişmeler önümüzdeki 12 ay boyunca bize ne ifade edecek? Veeam’in tüm dünyada yaptığı araştırmalar gösteriyor ki; dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılar ve müşteriler için sizin problemleriniz önemli değil. İstedikleri anda bulundukları yerde işlem yapabilecek bilgi ve yetkinliğe sahip olmasını bekliyorlar ve bu beklentinin karşılanmaması durumunda kullanıcılar şirketlerin rakibine kolayca gidebilirler.
Bulut bilişimi nelerin değiştireceği konusunda henüz yeterince bilgiye sahip değiliz. AI ve makine öğrenimi, Büyük Veri ve analitiğinin sentezlenmesiyle pazarlama ve satışında büyük önem taşıyor. Yakında veri veya hizmetinizin devamlılığını sağlamak için bulutlar arasında kendiliğinden geçişlerden sorumlu olacak.
Fakat erişilebilirlik, tüketiciler ve e-ticaretten çok daha fazlasını ifade ediyor. Uzak çalışma imkanı bulan herkes, daha fazla otomasyon ve esneklik ile çalıştığı ve yaşadığı dünyayı daha da değiştirecek.
Ulaşılabilirlik bir seçenek değil, temel bir gerekliliktir ve artık zamanı geldi.