2018, Türkiye için Dijital EkoSistemler ve CDO yılı olacak
Her sene başında içinde bulunduğumuz senenin iş trendleri tahminlerimi yazdığım bir makaleyi geleneksel bir şekilde yayınlarım. 2018 senesi için tahminlerimi 2 temel başlık üzerine kurdum. Bunlar Dijital Eko-Sistemler ve Dijital Dönüşüm Liderleri (CDO- Chief Digital Officer)
Dijital Eko-Sistemler
Dikkat ettiyseniz dünyada birçok şirket rekabet alanlarını genişletmek için ya bir şirketle birleşiyorlar ya da birbirlerinin güçlü özelliklerini ortak kullanmak için dijital eko-sistemler geliştiriyorlar. Bunun perakendedeki örneklerinden birisi ise Amazon’un Whole Food zincirini satın alması ile oldu. E-ticaret devi Amazon.com ile rekabetini güçlendirmek isteyen Walmart ise Google ile işbirliğine gidiyor. Ya da Google bir perakende devi olan Walmart ile işbirliği içerisinde. Aynı şekilde Amazon Web Services (AWS) ve Microsoft yaptıkları işbirliği ile geliştiricilerin performanstan ödün vermeden daha kolay ve hızlı bir şekilde machine learning öğrenim modelleri oluşturmalarını sağlayan yeni, açık kaynaklı deep learning arabirimi Gluon’u tanıttılar. IBM belirli bir süredir Watson’la onkoloji ve veri yönetimi alanlarında gelişmeler kaydetmek üzere önemli kuruluşlarla işbirliği yürütüyor ya da başka bir ifadeyle tıp dünyası çağımızın vebası olarak bilinen kanserle mücadele için IBM Watson’la işbirliği içerisinde.
Akıllı şehircilik ise birçok teknoloji şirketinin bir arada çalıştığı tam bir dijital eko-sistem örneği.
Global şirketler dijital eko-sistemler kurmada geçtiğimiz 5 yılda önemli ilerlemeler kaydetti. Görünen o ki önümüzdeki 5 yılda bu çalışmalar artarak devam edecek. Burada anlatmaya çalıştığım şey şudur. Şirketler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, her şeyi tek başına yapma lüksleri ya da zamanları yoktur. Belirli konularda iyi olduklarına inandıkları şirketler ile rekabet etmek yerine işbirliğine gitmeliler.
Türkiye’de ise durumu şu şekilde özetleyebiliriz. Global şirketlerimizin sayısı gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında oldukça az. Yani şirketlerimiz daha çok yerel kalmışlar. Bununla birlikte birçok şirketimizde yeterli kaynak olmamasına rağmen kendi işimi kendim yaparım anlayışı hakim. Dijital Çağda olduğumuzu unutarak her koyun kendi bacağından asılır diyerek işbirliği kültüründen oldukça uzaklaşmışız. Yıkıcı teknolojilerin ve dijital dönüşümün etkisiyle aslında her geçen gün elimizdeki avantajları kaybediyoruz. 4. devrim belki de önümüzdeki yakın dönemde birçok bildik şirketimizin kapanmasına yol açacak. Bu nedenle şirketlerimiz asıl işine odaklanırken kendisi ile doğrudan ilişkili olmayan işleri, konusunda iyi olan şirketlere küçük büyük demeden devretmeliler. Bunu da bir an önce yapmalılar. Ülke olarak dijital eko-sistemlerin kurulmasına katkı yapan tüm teknoloji şirketlerine öncelik vermeliyiz. Zaman kaybetmemeliyiz.
Dijital Eko-Sistemler 2018 senesinin başlıca konularından biri olacak…
Dijital Dönüşüm Lideri (Chief Digital Officer – CDO)
Beni takip edenler bilirler. Son 3 yılım (2015-2016-2017) her şirkette CDO konumlanmasının ne kadar önemli olduğunu anlatmakla geçti. Bu anlamda belki de 200’e yakın üst düzeyle birebir görüşmelerim oldu. Dijital Dönüşüm’de başarılı olmak istiyorsak bu CDO’larımız sayesinde olacak.
Hem dünyada hem de ülkemizde şu tartışmalar hala sürüyor.
“Bir şirket Dijital Dönüşümü başarılı şekilde gerçekleştirdiğinde CDO’ya ihtiyaç kalmaz.”
Bu doğru bir tez değil. Nedeni çok basit Dijital Dönüşüm sonsuz bir yolculuktur. Dijital Dönüşüm süreçleri var olduğu sürece CDO’da var olacak demektir. Şimdiden dünyada 4000’e yakın CDO ataması yapılmış durumda.
Bir yazılım devi olan Microsoft CIO’su yerine CDO atamasını yaptı. Bilişim devleri IBM ve SAP şirketlerinde CDO’lar çok güçlü konumdalar. İlaç sektörünün devleri Novartis ve GSK bu yaz CDO atamalarını yaptılar. McDonalds ve Starbucks CDO atamasını ilk yapan şirketlerden. Ülkemizden gıda devi Pladis Global CDO atamasını gerçekleştirdi. PwC’s Strategy& yaptığı global CDO araştırmasına göre 2016 yılında CDO ya da ona karşılık gelen atamalarda 2015 yılına göre 3 katlık bir rakama ulaşmış. Bir senedeki bu inanılmaz artış bize gelecek için önemli şeyler söylüyor.
Sıkça karıştırılan bir konu daha var. Dijitalleşme ile Dijital Dönüşüm aynı iki kavram gibi kullanılıyor.
Dijital Dönüşüm ve Dijitalleşme farklı iki kavramdır.
Dijitalleşme; sadece online süreçlerle ilgiliyken, Dijital Dönüşüm hem online hem offline süreçleri kapsar. Dolayısı ile daha geniş bir açıdan bakmayı gerektirir Dijital Dönüşüm. Dijital Dönüşüm operasyon odaklı değil, müşteri odaklıdır. Bu nedenle şirketin bekası için hayati öneme sahiptir.
Artık şirketlerin sahipleri, şirketlerin kendi müşterileridir. Kötü müşteri deneyimi şirketleri büyük sıkıntıya sokacaktır. Bu nedenle verimli ve kârlı şirketler teknolojinin getirdiği avantajı da kullanabilen şirketler olacaktır. Dijital dönüşüm iş yapış şeklini kökten değiştirebilir, yani süreci iyileştirmek yerine, çok daha iyi müşteri deneyimi sunmak için yeni süreçler, yeni yöntemler ortaya koyabilir. Bu nedenle bu dönüşümü sağlayacak insan kaynağını da değiştirerek, şirketler tüm organizasyon ve süreç yapısını yeniden gözden geçirmeliler. İçinde bulunduğumuz çağın, yani ‘Dijital Çağın’ kurallarını bilerek gelişimlerini sürdürmeliler. Öncelikle Dijital Dönüşümü sürükleyecek bir lidere ihtiyaç duyulduğundan CDO (Chief Digital Officer) atamalarını bir an önce yapmalılar. CDO öncülüğünde dijital stratejilerini ve yol haritalarını oluşturmalılar.
Ülkemizde birçok şirket artık bu konuların öneminin farkında fakat bence yapılan bir hata daha var o da şudur.
Şirketlerimizin belli bir oranı hali hazırda CDO’yu bir pozisyon olarak değil bir rol olarak düşünmekteler. Bu da şirketlerindeki CIO, CMO ya da C Seviyedeki başka bir yöneticinin aynı zamanda CDO olarak konumlanmasıyla sonuçlanmaktadır. Bu durum birazda maliyet endişeleri ile ortaya çıkıyor. Bu ise Dijital Dönüşümde başarıyı doğal olarak azaltmaktadır. Şu unutulmamalıdır ki Dijital Dönüşüm zaten hayli zorlu süreçlerin bir bütünüdür. Bir şirkette CDO ayrı bir rol olarak konumlanmalı ve organizasyondaki yerini almalıdır. Türkiye’de 100’ü geçen sayıda CDO olarak konumlanan yönetici var. Yıkıcı teknolojilerden ve sistemlerden etkilenmemek ve hazırlanmak için şirketlerde, belediyelerde ve hatta bakanlıklarda CDO atamaları bir önce yapılmalıdır.