2019’un önde gelen siber tehditleri
MIT Technology Review dergisine göre 2019 yılının önde gelen beş siber tehdidi şöyle (http://bit.ly/2T6ML0P): (1) Yapay zeka (YZ) ile geliştirilen ve gerçeğinden ayırdedilmesi çok zor sahte videolar (deepfake), siber dolandırıcılık ve siyasi manipülasyon için kullanılabilecek. (2) Siber savunma için kullanılan YZ sistemleri, hackerların da sofistike YZ algoritmaları ile etkisiz hale getirebilecek. (3) Bir blok zincirine yerleştirilen akıllı sözleşmeler, yazılımlarında bir hata (bug) olması durumunda, bundan yararlanan hackerlar o sözleşmelere erişerek milyonlarca dolar değerinde kripto parayı ve özel bilgileri ele geçirebilecekler. (4) Şimdiki şifreleme sistemleri, yakın gelecekte kullanılabilecek kuantum bilgisayarlar ile kırılabilecek. Önümüzdeki yılın problemi olmasa da örneğin bu yıl üretilen otomobiller ileride kuantum bilgisayarlar kullanılmaya başlayınca da yollarda olacağına göre, şimdiden onların şifreleme sistemlerinin geleceğe dayanıklı olması sağlanmalı. (5) Kişisel bilgisayarlar için kötücül yazılım geliştirenlerin yeni hedefi bulut bilişim olacak. Google, Amazon gibi dev kuruluşlar için daha az da olsa, küçük bulut bilişim şirketleri ciddi tehdit altında olabilecek.
Yine MIT Technology Review dergisine göre, 2019 yılında YZ nedeniyle öne çıkacak altı tehdit şöyle (http://bit.ly/2DrwWMZ): (1) Sürücüsüz araba üretiminde artış ve inovasyonu engeller endişesiyle yeni güvenlik düzenlemelerinin yapılmaması sonucu, sürücüsüz kazalar çoğalabilecek. (2) Sosyal ağlarda ortaya çıkacak haber ve enformasyonu öngörebilen YZ algoritmalarını kullanan robot programlar (bot), dezenformasyon yayarak toplumun siyasi düşüncelerini manipüle edebilecek. (3) Google çalışanları, ABD Hava Kuvvetleri’ne sunulan YZ algoritmalarının ölümcül İHA’lar (drone) için kullanılabileceğini farkederek isyan edince, şirket projeden vaz geçti. ABD’de YZ’nin savaşçıl amaçla kullanılmasına karşı güçlü bir sivil toplum baskısı oluştuysa da Amazon ve Microsoft dahil diğer şirketler bu konuda Google gibi duyarlı görünmüyor ve Pentagon YZ projelerine devam ediyor. (4) Telefonunuzun şifresini bile açabilecek yüz tanıma teknolojileri, mahremiyeti tamamen ortadan kaldırıp, yaygın bir gözetleme ortamı yaratabilecek. (5) Yukarıda da sözü edilen “deepfake,” yani gerçekten ayırdedilemez sahte videolar, ünlülerin sahte pornolarını yaymaktan, toplumu manipüle etmeye kadar ciddi sorunlar yaratabilecek. (6) Kara kutu algoritmalardaki olası önyargılar, ciddi ayrımcılık sorunları yaratabilecek.
Tüm bu tehditler karşısında ABD’de sivil toplum örgütleri ve akademisyenler sayesinde ciddi bir farkındalık yaratılmış durumda. Dolayısıyla, etkin bir mücadele veriliyor. Ülkemizde ise – özellikle magazinsel medyada – maalesef teknolojinin, YZ’nin tehditleri “şöyle olacak” gibi pasif kavramlarla tartışılıyor; sanki teknoloji, insan iradesi dışında kendi kendine birşeyler yapacakmış gibi. Teknolojinin, bizim istediğimiz gibi çalışması, teknolojinin keyfine değil, bizim sivil toplum örgütlerimizin ve akademisyenlerin bilinçli ve etkin çalışmalarına, kamuoyunu bilinçlendirmelerine bağlı. Zor, ama başka yolu da yok.