2030’da kimsenin aklına gelmeyecek 1,8 milyon kişilik yeni iş potansiyeli ortaya çıkacak!
Yeni nesil içerik platformu Accessland’in kurucusu Nihal Temur ‘Geçmişte belki de her 10 yılda bir görülen teknolojinin değişim ve dönüşümünü şimdi neredeyse göz açıp kapatıncaya kadar yaşıyoruz. Bugün okula gitmeye başlayan çocukların ileride sahip olacakları mesleklerin %65’i bugünün dünyasında yok. Dolayısı ile geleceğin iş dünyasına kendimizi ve insanlığı hazırlamak gerekiyor” dedi.
Dijital içerik platformu Accessland’in kurucusu Nihal Temur “Dijitalleşme süreci hem görünür tarafta hem de arka planda birçok yeni iş alanı ortaya çıkardı. Önümüzdeki 10 sene içerisinde temel ve fiziki becerilere olan ihtiyaç düşüş gösterecekken yüksek bilişsel, sosyal ve teknolojik becerilere olan talebin artacağını.” belirtti. Türkiye’de 2030 senesine kadar 3,1 milyon kişi için yeni iş, toplamda da 36,4 milyon kişilik çalışma gücüne ihtiyaç duyulacağının altını çizen Nihal Temur “Artık her iş için ciddi bir rekabet var.
Eskiden ikinci bir dil bilmek bile sizi öne çıkarırken şu anda sosyal ve teknolojik yetenekler insanları rekabette ayırt eden özellik haline geldi. Uzun süredir insanlar dijital dünyayı kendini geliştirmek, yeni yetenekler edinerek rekabette öne geçmek için kullandılar.Biz Accessland olarak bu durumu çok daha ileri taşımayı hedefledik. Kişisel gelişimi daha hızlandıracak kaliteli ve yüksek etkileşimli içerikler sunmamızın yanında, bireyler ve kurumların kendi dijital işini kurabileceği bir altyapı sunuyoruz.” Dedi.
Son 10 yılda farklı ve yeni iş kolları ortaya çıktı
Son 10 senede onlarca yeni iş kolunun ortaya çıktığına değinen Nihal Temur “IOT uzmanı, robot koordinasyon uzmanı, akıllı şehir uzmanı, e-spor koçu ve sayabileceğimiz daha onlarca yeni iş hayatımıza girdi” dedi. İş dünyasında yaşanan değişikliklere de vurgu yapan Nihal Temur “Özgürlük sosyal hayatımızda ne kadar vazgeçilmez bir kavram ise iş ortamı için de o kadar önemli hale gelmeye başladı. Bu durumla birlikte de birçok yeni iş kolu ortaya çıktı. Dünya genelinde yaklaşık 1,1 milyar serbest meslek çalışanı olduğuna değinen Nihal Temur “Dünya nüfusunun yaklaşık %35’i serbest meslek yapmakta ve bu kitlenin %75’i şu anki düzenlerinden asla vazgeçmek istemediklerini belirtiyor.
Bu durum net bir şekilde gösteriyor ki artık bireyler kurumlardan bağımsız bir şekilde özgürce kendi işlerini yapmak istiyorlar” dedi. Sözlerine Dünya’daki çalışma yapısındaki farklılaşma ile devam eden Nihal Temur “Fortune 500 listesinde bulunan her 3 şirketten 1 tanesi işlerini dışardan halletmek üzere serbest meslek hizmetleri veren sitelere yöneliyor. Bu sayede çok daha geniş yelpaze de hizmet sağlayıcı ile buluşuyorlar, coğrafi sınırlarını ortadan kaldırıyorlar ve aynı zamanda maliyetlerini de ciddi anlamda düşürüyorlar.”
Türkiye’de 2030 senesi itibarı ile 7.6 milyon kişilik iş yok olarak 8.9 milyon kişilik yeni iş ortaya çıkacak
“Teknolojilerin yalnızca insanların yapabileceğini düşündüğümüz şeyleri yapmakla kalmayıp, aynı zamanda bu işleri giderek daha fazla insanüstü bir performans düzeyinde yapabileceği yeni bir dijital çağın eşiğindeyiz. Otomasyon, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin benimsenme hızı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, araştırmalar küresel ölçekte bu teknolojileri benimsemenin dünya ekonomisinin yüzde 50’sini etkileyebileceğini gösteriyor” dedi. Dijital çağ beraberinde birçok yetenek dönüşümünü de ortaya çıkardığını belirten Nihal Temur “Otomasyon, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin birçok sektörde sayısız işi dönüştürmesi ve yenilerini yaratması bekleniyor.
Türkiye’de 2030 senesi itibarı ile otomasyon ve dijitalleşme ile birlikte 7,6 milyon kişilik işin yok olacağını, bunun yanında 8.9 milyon kişilik yeni iş ortaya çıkacak. 2030 senesine kadar çoğu teknoloji alanında olmak üzere şu an belki de kimsenin aklına gelmeyecek 1,8 milyon kişilik yeni iş potansiyeli ortaya çıkacak. En yüksek otomasyona uğrayacak sektörler üretim, madencilik ve ziraat alanları olacak” dedi. “Türkiye genelinde 21 milyon çalışanın mevcut işlerinde çalışmaya devam ederken yeni teknolojileri öğrenerek becerilerini geliştirmesi gerekecek. Otomasyon ve dijitalleşme 7.6 milyon çalışanı yeni beceriler kazanmaya yada işlerini kaybetmeye itecek. İşgücünün daha güçlü sosyal ve ileri teknolojik beceriler edinmesi gerekecek. Türkiye’de 2030 yılında öngörülen yetenek dönüşümü gerçekleşirse en büyük değişimin yüzde 63 ile teknolojik becerilerde olması bekleniyor.
Sosyal becerilerin yüzde 22 ve üst bilişsel becerilerin yüzde 7 artması beklenirken, temel bilişsel becerilerin yüzde 10 ve fiziksel becerilerin sırasıyla yüzde 10 ve 8 oranında azalacağı tahmin ediliyor. “Otomasyon, yapay zekâ ve dijital teknolojiler bazı iş kayıplarına yol açsa da üretkenliğin artması, artan yatırımlar ve hizmet ekonomisinin büyümesi, 2030 yılına kadar 3,1 milyon kadar iş yaratılmasına yol açabilir. Bütün bunlar yeni dünyanın yeni beceriler gerektireceğini net bir şekilde gösteriyor” dedi. Türkiye özelinde de konuyu ele alan Temur “Her ülkenin teknolojiye adaptasyonu sosyal ve ekonomik sebeplerden dolayı farklılıklar gösteriyor. Türkiye’deki mesleklerin sadece yüzde 2’si tamamen otomatikleştirilebilirken, işlerin yaklaşık yüzde 60’ı en az yüzde 30 otomatikleştirilebilir faaliyetlere sahip. Otomasyona en duyarlı görevler, öngörülebilir fiziksel faaliyetler, veri toplama ve işleme faaliyetleridir. 2030 senesine kadar Türkiye’de çalışma gücünün yaklaşık %20-25 otomatize edilebilir” dedi.
Sözlerine hızla gelişen teknoloji ve yeni meslek alanları ile devam eden Temur “AI ve robotik teknolojilerin iş dünyasını değiştirmesi ve dönüştürmesi insanları ve makinaları etkin ve verimli bir şekilde beraber çalışmaya zorluyor. AI ‘ın gelişmiş ülkelerde 2035 senesine kadar verimliliği %40 oranında arttıracağı ve yıllık ekonomik büyümeyi ikiye katlayacağı öngörülüyor” dedi. Teknolojinin sosyal etkilerinden de bahseden Nihal Temur “Türkiye’de yapay zekâ ve dijital teknolojiler, ortalama bir insanın günlük yaşamındaki davranış ve alışkanlıklarında değişikliklere yol açıyor. Teknolojideki ilerlemeler ve değişen ihtiyaçlar tüketimin de artmasına neden oluyor. İnsanlar ev dışında daha sık yiyecek ve içecek tüketiyor, kültürel ve sportif faaliyetlerde bulunuyor ve daha sık seyahat ediyorlar. Aynı zamanda dijitalleşme ve e-ticaret, ürünlere erişimi kolaylaştırıyor.
Tüm bu değişiklikler, artan verimlilik ve yeni hizmetlere olan talep ekonomik büyümeyi destekliyor. Yeni iş kolları ve istihdam yaratma konusunda Accessland’in çalışmalarından da bahseden Nihal Temur “Accessland olarak bizim önceliğimiz daha önce de belirttiğim gibi dijitalleşmeye altyapı sağlamak. Platformumuzu kullanan şirket ve bireylere söylediğimiz ortak bir söz var “Siz içeriklerinize odaklanın ihtiyacınız olan entegre dijital altyapıyı Accessland üzerinden otomatik ve kolayca halledin”.
Nihal Temur kimdir?
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünü bitirdi. Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünde ihtisasını tamamladı. 1989 yılında dahil olduğu Unilever’de Tedarik Zinciri Bölge Başkanlığı görevini de yürüten Nihal Temur, 80’i aşan ülkede liderlik yaparak, farklı kültürlerde başarılı projelere imza attı. Tüm kariyeri boyunca onlarca farklı milletten liderler yetiştirdi ve bu çalışmaları nedeniyle ‘Sınırları Aşan Kadın Ödülü’ aldı. Görsel-işitsel alana ve dijital teknolojilere özel ilgisi nedeniyle Unilever’den ayrılıp Silikon Vadisi’nde eğitim programına katıldı. Aralık 2019’da ise Poseidon Vision’ı kurdu. Poseidon Vision, Türkiye’de yaratılacak içeriklerin dünya ile buluşmasını sağlamak ve profesyonel deneyimleri ile endüstriye fark yaratan bir bakış açısı getirmek amacıyla kaliteli içeriklerle ve yeni platformlar üretmeyi hedeflemektedir.