23 Nisan
Ulusal Egemenlik Bayramı. “Ulus” ile ilgili değerlerin hafiflediği günümüzde, artık pek de hatırlanmayan bir bayram. Daha doğrusu, Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin gölgesinde kalan, çocuk şenliği. Zaten egemenlik başta BİT alanı olmak üzere teknolojik yönden neredeyse tamamen terk edildi. “İyi bir şey olsaydı elin gavuru yapardı” kanısı toplumda baskınlaştı, yenliliğin, yaratıcılığın önü kesildi. Bu sistematik bir yaklaşım mıdır, yoksa toplum yaşamının kendi mecrası bizi buraya mı sürüklemiştir, bunu hani 23 Nisan Pazartesi tatil ya? o tatil gününüzde düşünmenizi isterim.
Teknolojik egemenliğimizin kıymetini, bunu kaybedip dışa bağımlı olduktan sonra iki yolla öğrenmek mümkün: biri ekonomik; paramız yetmeyip yenilikleri satın alamayınca, ikinci sınıf dünya insanı olduğumuz kafamıza dank edecek. Diğeri siyasi; bir şekilde bir savaşa sürüklenir ve yalnız kalırsak, birçok günlük ihtiyacımızın nasıl da dışa bağımlı duruma geldiğini o zaman fark edeceğiz, hattâ kendimizi savunmada bile sıkıntılar çekeceğiz. Böyle bir deneyim geçirmemiz hiç ama hiç hayırlı olmayacaktır. Yapmamız gereken, bu deneyimi geçirmeden kendi teknolojilerimizi kendimizin sâhip olduğu şekilde üretmemiz, kullanmamız, yaygınlaştırmaya çalışmamız.
Bursa’lı bir şirketin genel müdürü Murat Özbalcı, işinin kapsama alanına değen bir konuda bir yenilik yapmış. Atatürk’ün el yazısını “word” yazılımında kullanılabilecek şekilde “font” şekline dönüştürtmüş. Dileyen, http://www.artikeldeko.com.tr/atafont.asp adresinden ücretsiz olarak indirip makinesine kurabiliyor. Ülkenin onca sanat kurumu duyarsız kalırken, bu yeniliği görev edinmesi nedeniyle kendisini kutluyorum. Ama ne yazık ki, bu örnek girişim de dışa bağımlı. Bunu üzerinde koşturacağınız “word” yazılımı da, font’u düzenleyen kaligrafi uzmanı da yurtdışından.Gönül isterdi ki, bağımsız olabilmek ve kendi bölgesinde tartışmasız egemen güç olarak kabul edilebilmek için Türkiye’nin de kendi yetenekleri olsun, kendi ürünleri olsun.
23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’nız kutlu olsun!