3 boyutlu proje yazılımları yaratıcılığı harekete geçiriyor
Bernard Charles
Dassault Systèmes CEO’su
Basit bir vida ya da karmaşık bir motorun küçük bir parçasından, otomobil, uçak, petrol rafinesi, uzay gemisi, uydu ya da geleceğin futuristik yapılarının tasarlanmasını sağlayan CAD 3D (Bilgisayar Destekli 3D Tasarımı) gibi uygulamalarla ortaya çıkan profesyonel yaratıcılığa da hizmet ettiğini söyleyebiliriz. Üstelik günümüzde, bu işlemlerin ana bilgisayarlardan yürütülmesine de gerek yok. Artık masaüstü ve dizüstü bilgisayarlardan da uygulamaları gerçekleştirmek oldukça kolay.
CAD’in çağdışı ve demode bir teknoloji olduğunu düşünmemiz büyük bir hata olur; çünkü CAD yıllar içinde gelişimini tamamlamış ve sayısal alanda en gelişmiş noktayı temsil eden bir teknoloji. Geçirdiği evrim ise inanılmaz. Bu nedenle 90’ların başındaki CAD’i günümüzün 3D yazılım projeleriyle karşılaştırmak, 1914 model Ford-T’yi günümüzün en karmaşık BMW modeliyle karşılaştırmaya benziyor.
3D UYGULAMALAR
Dassault Systèmes, bu hatadan kaçınmak için, CAD yerine “proje yazılımı” kavramını kullanmayı tercih ediyor. Ancak şunu hatırlamakta da fayda var; bu 3D uygulamalarla hem endüstriyel ürünler hem de sanat ya da eğlence objelerinin tüm düzey ve açılarını görselleştirmek; ayrıca üç boyutlu bütünlüğünü harekete geçirmek mümkün. Objeleri, makineleri, binaları ya da sanatsal içerikleri yaratma olanağı tanıyan bu 3D uygulamaların kullanıcıda daha tatminkar bir his uyandırdığını da eklemek gerekiyor.
Buradan hareketle son 40 yıldır büyük küresel markaların çoğu proje yazılımı olarak adlandırdığımız bu alana girmeyi tercih etti. Bunlar arasında Autodesk, Dassault, Siemens UGS, PTC, Bentley Systems, Intergraph, Nemetscheck, Cocreate ve Think3 gibi prestijli şirketler yer alıyor. Bu alanda oluşturdukları markalar arasında, AutoCad, SolidWorks-3D, Catia, Pro-Engineer, Inventor ve Microstation var.
Bunların yanı sıra şirketlerin PDM adıyla bilinen “Ürün Data Yönetimi” ve PLM olarak adlandırdığımız “Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi” ile ilgili gelişmiş çözümleri de bulunuyor.
KOLAY VE GÜVENİLİR
Öte yandan, son yıllarda üç boyutlu (3D) proje yazılımının gelişimi, 2D uygulamalarının tamamen terk edildiği anlamına da gelmiyor. Ancak sağladıkları avantajlardan dolayı 3D çözümlerinin karşı konulmaz bir akıma öncülük ettiğini de eklememiz gerekiyor.
Sundukları güvenilirliğin yanı sıra 3D proje yazılımları kullanım kolaylıklarıyla da kullanıcıyı etkiliyor. Öncelikle bu uygulamalardan faydalanmaları için kullanıcıların yazılımlarla ilgili çok yüksek teknik bilgi birikimine ihtiyaçları kalmıyor. Sadece basit prosedürleri bilmeleri yeterli. Uygulamaların içerdiği tüm özellikler, kullanıcılar tarafından kolayca ve kısa zamanda algılanıp öğrenilebiliyor.
Bu uygulamaların dünyanın her tarafındaki yaygınlaşma ve gelişme hızı ise baş döndürücü. Önümüzdeki beş yıl içinde ise bu uygulamaların çoğunun “bulut barındırma” yoluyla kontrol edilebileceği açıklanıyor. Buna bağlı olarak özellikle açık kaynaklı yazılımlara talep her geçen gün yükseliyor. Bu yazılım uygulamalarını özel web sitesinden indirerek, kolayca kullanmak mümkün…
İŞBİRLİĞİ İÇİNDE REKABET SÜRECİ
Proje yazılımlarının gelişim eğilimleri, 14-16 Şubat tarihleri arasında San Diego’da düzenlenen ve yaklaşık 6 bin kişinin katıldığı “SolidWorks World 2012”de de tartışılan konulardan biri oldu. Etkinlikte, proje yazılımının küreselleşen endüstrinin en ilginç başlıklarından biri olduğu vurgulandı. Çünkü bu uygulamalar, küresel ekonominin yarattığı rekabette küçük ve büyük birçok şirket arasındaki işbirliğinin de dayanağı olmayı sürdürüyor. Bu özelliğine vurgu yapmak için İngilizce, hem rekabet hem de dayanışmanın esas alındığı “coopetititon” (işbirliği içinde rekabet) anlamına gelen yeni bir ifade yaratılmış durumda.
3D’NİN GELECEĞİ
Bugün için en önemli soru “3D yazılım ve sayısal modellerin geleceği nasıl şekillenecek?” Bu soruya yanıt ararken PLM kavramından (Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi) bahsetmek gerekiyor. PLM, ilk üretim sürecinden ürünün geri dönüşümüne kadar, endüstriyel süreç ve yaşamsal döngüsüne üç boyutlu bir vizyon katma amacıyla geliştirildi. Böylece şirketlere ürünlerin yaşam döngüsünü kontrol etme ve yönetme olanağı da sağlanıyor.
PLM’in de sağladığı katkılarla bugün yeni bir bir ürün ortaya çıkarmak isteyen şirket ve markalar, 3D deneyimden nasıl faydalanacaklarını artık biliyor. Tabii ki gelişmeler bunlarla sınırlı değil. Dassault Systémes’in yeni 3D deneyimi, bulut dünyasının tüm potansiyelini de hesaba katarak yoluna devam ediyor. Kullanıcının tam olarak ne istediğini tahmin etmek ya da yeni bir ürüne karşı nasıl bir tepki vereceğini belirlemek için, bulut ekosisteminde görsel gerçekliği kullanmak artık bir zorunluluk haline geliyor.