3G tamam, 4G’ye yer açın
Ülkemizde kurulan 3G altyapısı sayesinde mobil internet oldukça hızlı ve kullanım oranı yüksek. Daha önceki dönemlerde kısıtlı kullanım alanı olan mobil internet, bu hız artışıyla pek çok alanda kullanılmaya da başlandı. Tüm bunların doğal bir sonucu olarak, uygulama performansı ve mobil internet bant genişliğinin bir yarış içerisine girdiğini ifade eden Artes Şirket Sahibi Serkan Kekik, “Örnek vermek gerekirse; mobil internet aracılığıyla video izlemek ya da uzaktaki bilgisayarımızı kontrol etmek mümkün ancak performans istenilen düzeyde değil. LTE teknolojisi hayatımıza girdiğinde bu ve benzeri uygulamalar için bant genişliği sorun olmaktan çıkacak. Açılımı Long-Term Evolution (uzun vadeli gelişim) olan LTE teknolojisi, saniye başına yaklaşık 100 megabit hızları sunan kablosuz genişbant aracılığıyla hizmet verecek. Bu, mobil hayat için devrim niteliğinde bir adım” dedi.
Bağlanılabilirlik ve hızın çok önemli olduğunu belirten Bicentrix Ortağı ve Kıdemli Danışmanı Onur Önder, “İş dünyası artık bilgiye erişmek için takla atmak istemiyor, kısa ve hızlı bir şekilde saf verileri göstermek önemli. LTE altyapısı ile birlikte mobil cihazlar üzerindeki bant genişliği ciddi bir şekilde artmış olacak. Buda operasyonel uygulamalardan tutunda mobil raporlama platformlarına kadar yüksek boyutlu verilerin çok daha hızlı transfer edilmesi anlamına gelecek. Artık bilgiye her yerden ulaşabiliyoruz bu da ister istemez maliyetlere yansıdı, rekabeti artırdı. Bu tempo önümüzdeki yıllarda daha hızlanacaktır” şeklinde konuştu.
Bimsa Sistem Mühendisi Cem Güneyli, “Türkiye’de çok hızlı bir şekilde kurulan 3G altyapısı ile mobil çözümler, şirketlerin hayatına çok daha ciddi bir şekilde girdi. Daha önceden sadece belirli kapsamlar dahilinde konuşulan mobil çözümler, artık bütün kurumlar için bilgi teknolojileri kapsamında ele alınıyor. Önümüzdeki dönemde LTE’nin de devreye girmesi ile mobil çözümler kesinlikle daha fazla ağırlık kazanacak” dedi.
Mobil veri ön plana çıkacak
Mevcut 3G ağlarının bazı düzenlemeler ile LTE yeteneklerine kavuşturulabilmesinin mümkün olduğunu ifade eden Defne Bilgi İşlem Genel Müdürü Oğuz Haliloğlu, “Birkaç basit güncelleme ile indirme ve yükleme hızları 4G seviyesine ulaşmış bir hale gelebiliyor. Operatörler de daha hızlı ve daha az maliyetli bir dönüşüm gerektireceğinden LTE teknolojisini tercih edebilirler. Uygulamaların içeriklerinin zenginleşmesi ve iş dünyasında mobil veri kullanımının çok daha artmasıyla birlikte, daha hızlı, daha güvenli, daha fazla mobil internet kullanımı gerçekleşecek ve mobil pazarlama faaliyetleri daha ön planda yer alacak” dedi.
3G altyapısının mobil çalışmaları olumlu etkilediğini belirten IBM Türk Teknoloji Lideri Kıvanç Uslu, “Artık “mobil” tümüyle hayatımızın içinde yer alıyor. Şirket çalışanları bulut uygulamaları da dahil olmak üzere, internet üzerinden bir çok uygulamayı 3G altyapısı sayesinde daha hızlı ve kaliteli bir şekilde kullanabiliyor.
4G’li tümüyle IP bazlı LTE’nin yeni nesil mobil haberleşme altyapısı olarak iş alanlarını daha kolaylaştırması öngörülüyor. Bunun nedeni pazarın, mobil teknolojiden beklentisinin hala yüksek seyretmesi olarak açıklanabilir” şeklinde görüş belirtti.
Mobil dünyada hızın çok önemli bir yeri olduğunu ifade eden KoçSistem Otomasyon ve Mobil Çözümleri Grup Satış Yöneticisi Engin Güney, “Hız artıkça oyun alanımız genişliyor. Böylelikle değişik uygulamalar ve çözümler mobil dünyaya taşınıyor. Özellikle görüntünün aktarımı ve yüksek veriye erişimin sağlanması, sosyal alanları ön plana çıkararak bireysel pazarda farklı alışkanlıkların ortaya çıkmasına neden oluyor. Sosyal medya ile ilgilenen ve doğru kullanabilen şirketler, pazarda büyük avantajlar elde ediyor. Kurumsal pazarda mobil olanaklar ile büyük veriye ulaşma ve görüntü aktarma gibi yüksek hızların sağladığı avantajlar, uygulamaları esnek hale getiriyor” dedi.
Buluta dikkat
Mobil genişbant altyapısının yaygınlaşması, internetin mobil dünyada da yoğun kullanılmasına ve mobilitenin artmasına neden olduğunu belirten Netaş CTO’su Necmi Ön, “Yeni iş modelleri ve iş alanları gelişti, gelişip çeşitlenmeye de devam ediyor. Şirketlerin iş uygulamalarını mobil platformlara kaydırarak esnekliklerini ve verimliliklerini artırdıklarını görüyoruz. Bağlantı hızı ve kalitesi arttıkça veriyi veya uygulamayı yerel cihazlarında değil, bulutta tutma eğiliminin de artacağı açık. Mobil altyapının yaygınlaşması, iş süreçlerinin tüm bileşenlerini gözleyebilme ve kontrol edebilirliğimizi artırıyor, bu sayede yönetebilirlik de aynı oranda artıyor ve etkinleşiyor. Her ne kadar şu anda çoğunlukla bireylerin veriye erişim hızının etkilerinden bahsediyorsak da, gelecekte nesnelerin erişim hızının etkilerinden de bahsedeceğiz” dedi.
Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler sonucu artık kablosuz iletişimden, 3G ve hatta 4G’den, akıllı telefonlarla kullanıcılarının iş yaşamından özel yaşama kadar hayatlarının her anını organize edebildikleri ve birbirleriyle her an kesintisiz iletişim kurabildikleri bir dünyadan söz ediyoruz. Nokia Türkiye Genel Müdürü Çiçek Uyansoy İcan’a göre, 3G’nin hayatımıza girmesiyle interneti ve akıllı telefonları yaygınlaştırarak Türkiye’yi geliştirdiğini ve ekonomiye katkıda bulunduğunu görmek mümkün. Artık 4G olarak kısaltılan 4. nesil haberleşme hizmetlerinden söz edildiğini belirten İcan, “3G ile birlikte yaşadığımız gelişme, içerik üretimi ve uygulamalardaki artış 4G teknolojisinde de devam edecek. Bu noktada LTE’nin, GSM ve WCDMA/HSPA’den gelecekteki ağlara ve servislere doğru en uygun evrimleşme olduğunu düşünüyoruz” dedi.
İnternet devriminin henüz sonuçlanmadığını kaydeden Obase Genel Müdürü Bülent Dal, “2000’li yıllarla beraber internet devriminin ikinci aşamasına mobil internet dönemine girmiş bulunuyoruz. Şimdiye kadar daha çok kişisel bilgisayarlar üzerinden interneti kullanabiliyorken, 2000’li yıllarda artık akıllı mobil telefon veya cihazlarla interneti kullanabilmeye başladık. Önümüzdeki beş yıl içerisinde, mobil araçların taşınabilirliği, her an erişilebilir ve çevrimiçi olması, fonksiyonalite ve kullanım kolaylığının artması ile şu anda eriştiğimiz bilginin en az 10 kat daha fazlasına erişebilir olacağız. 2011 itibarı ile 5 milyar telefon ve 800 milyon akıllı telefon varken, 2015 yılında 4,5 milyar akıllı telefon hayatımıza girecek. Dünya genelinde 5 milyardan fazla cep telefonu kullanıcısı bulunuyor. 21’inci yüzyılda artık insanın ayrılmaz parçası haline gelen cep telefonu, internet ile iletişim kurmak için kullanılan en yaygın araca dönüşecek. İnternet bağlantısının yüzde 80’inin 2015 yılında cep telefonuyla yapılacağı tahmin ediliyor. Bu tahmin, Apple, Google, Nokia ve Samsung arasında smartphone konusunda yaşanan savaşın nedenini de açıklıyor” dedi.
Türkiye’de kurulan ve kurulmaya devam eden bu mobil altyapılar sayesinde sahada, mobil olarak ayakta veya araç içerisinde verilen hizmetlerde bir artış gözlendiğini belirten Pancom Kurumsal Çözümler Müdürü M.Fethi Doğulu, “Bunu Panasonic Toughbook ve Toughpad’lerin üzerine isteğe bağlı konulan iletişim modüllerine kullanıcıların taleplerinin gittikçe artarak artık standart hale gelmesinden çıkarıyorum. Bu ürünler sahada zorlu koşullarda çalışanların verimliliklerini daha da yukarılara çıkararak, merkezi altyapılarını en uçtaki kullanıcılarına ulaştırmak ve elde kullanılan cihaz sayısını azaltarak maliyetleri en az indirmek için kullanıyorlar. Dolayısıyla bu mobil altyapıları kullanan sistem çözümlerini sadece kurumsal müşterilerimize değil, orta ve küçük boy tüm işletmeler tarafından güvenle kullanımında gittikçe artan bir oranda yaygınlaşma olduğunu açıkça görüyoruz. Tüm sektörlerdeki müşterilerimiz bu mobil altyapılarda çalışacak uygulama ve hizmetlerini geliştirerek iş yapma biçimlerini gün gittikçe değiştiriyorlar. Bunu yapmayan veya geciktiren organizasyonların ihtiyaçları gerektiği şekilde karşılayamayacağı, rekabetin dışına itileceği çok açık olarak görülüyor. Gelecekte bu teknolojileri kullanmayan herhangi bir hizmetin günlük yaşamımızda yeri kalmayacağını düşünüyorum” dedi.
Mobil mecranın artık insanlık tarihinin en büyük platformu haline geldiğinin altını çizen Qualcomm Türkiye Genel Müdürü Barış Ruacan ise bu konuda şunları söyledi:
“Mobil altyapıların getirdiği en büyük yenilik ise insanların artık ofislerin belirli köşelerinde uzun zamanlar geçirmek yerine gittikleri her yerden içinde bulundukları her an bilgi ve içerik takibi yapabilmeleri. Taşınabilir cihazların da bu şartların oluşturduğu yeni talepleri karşılayacak niteliklerde olması gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda mobil cihaz ve servislerin kullanımı katlanarak artacak.”
İletişim sektörünün özellikle gelişmekte olan ülkeler için lokomotif sektörlerden biri olduğuna değinen Avea Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Coşkun Şahin, “Sektörün gelişmesi genel anlamıyla ülke ekonomisinde büyümeyi tetikler, ters yönden ekonomik büyüme de sektöre olumlu etki yapar. Türkiye’de de geçtiğimiz dönemde benzer dinamikleri gördük. Geçtiğimiz yıllarda kullanıcı kişi başına iletişim harcaması önemli artış göstermese de, pazar olukça genişledi. Bu sürecin önümüzdeki yıllarda da devam etmesini öngörüyoruz. Bugün temel ses ve veri iletişiminin yüzde 40’ı internetten yapılırken; bu oran 2020’de yüzde 90’lara çıkacak. Gelecek yıllarda LTE/4G Teknolojisi sayesinde 1 GB “downlink” hızına ulaşılacak” şeklinde görüş belirtti.
Genişbant erişim teknolojilerinin maliyetleri tüketicilerin satın alma gücü açısından anlamlı bir düzeye gerilerken, birbirinden farklı ihtiyaçlara seslenen mobil segmentlerdeki cihaz çeşitlenmesinin artışına da yakından tanık olduğumuz bir dönemden geçtiğimizi kaydeden Bilkom Satış Direktörü Fikret Ballıkaya, bu konuda şunları söyledi:
“Bunun en güzel örneklerinden biri, tüm dünyada oyunun kuralını değiştiren iPad fenomenidir. Geldiğimiz noktada mobil iletişim ve internetin bütünleşmesinin sadece bireysel tüketim açısından değil aynı zamanda iş dünyasında da çarpıcı değişimlere yol açtığını görüyoruz. Yönetim kararlarında etkili olan ve adeta girişimci ruha sahip bir çalışan kesimin öne çıktığı yeni bir iş dünyasında ofis kavramı da geleneksel tanımını yitiriyor.Sosyal medya platformları, sesli ve görsel iletişimle desteklenen anlık mesajlaşma yazılımları, videokonferans olanakları, dosya paylaşım uygulamaları sayesinde beyaz yakalıların işlerine erişimleri kolaylaşırken, takım çalışması ve iş paylaşımının doğası değişiyor.”
Hızlı erişim sağlayan mobil cihaz kullanımının arttığını belirten Helyum Genel Müdürü Murat Göçe, “Ben birçok ev ve ofiste şimdiden ADSL yerine 3G bağlantısının tercih edildiğini görüyorum. Hem ofisten hem de seyahat halinde aynı maliyet ve donanım ile internete ulaşmanın tercih edilmesi oldukça normal. Bu geçişin 3G hızının artmasıyla daha hızlanacağına eminim. Bu kullanım şekli ile her yerden internete erişim artık bırakın hayal olmayı, hayatın gerçeği haline dönüşüyor. İş yapış şekilleri de buna ayak uydurmak zorunda, alışveriş, resmi yazışmalar, ödemeler dahil herşey mobil formata bürünüyor” şeklinde görüş belirtti.
Artan trafiğin yönetilmesi çok önemli
İş dünyasında mobilite ihtiyacının her gün artarak yükselen bir eğilim gösterdiğini belirten Novatel Genel Müdürü Cem Ankara, “Özellikle satış ve servis ekiplerinin merkezleri ile haberleşmelerini ofise dönmeye gerek kalmadan gerçekleştirebilmesi bu alanda servislerin hız ve kalitesini artırmıştır. Diğer taraftan tüketicilerin de bilgi erişimlerini mobil cihazları ile gerçekleştirmeleri yine yükselen bir eğilimdir. Kaçınılmaz olarak artan grafiğe sahip mobil kullanıcı sayısı ve kullanımlar, bu ihtiyacı karşılayacak altyapıların kurulumunu gerektirecektir. Diğer taraftan kamunun da bu alanda yükselen grafiğini göz ardı etmemek lazım” dedi.
İş dünyasının mobilden önce genişbantla, özellikle ekonomik genişbant dediğimiz DSL teknolojisiyle tanıştığının altını çizen ZyXEL Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan, “Bu süreçte çok büyük bir değişim oldu. Bulut yapının ilk temelleri bununla atıldı. Kişisel bulut veya şirketlerin merkezi kaynak paylaşımı, bilgi paylaşım altyapısı kuruldu. Diğer taraftan özellikle DSL’in kapsama alanındaki kısıtlar nedeniyle, kırsal alanda şirketlerin uydu iletişimi kullanımı yaygındı. Kritik uygulamalarda DSL hatları PSTN, ISDN dial yedekleme, Mobile Edge veya uydu ile yedekliyorlardı. 3G ve LTE yüksek bant genişliği sağlasa da uygulamalarda o denli büyüyor ve daha yüksek ve stabil bant genişliği talep ediyor. Mobil iletişim teknolojileri her durumda tamamlayıcı teknolojiler olarak hayatımızda olacakken; kablolu ve fiber teknolojiler her zaman daha stabil ve daha yüksek hızlı iletişim sağlayacaktır” dedi.