“5651 olağanüstü yetki yasasıdır”
Kamuoyunda internet yasası olarak bilinen yasayla ilgili öngörülen değişiklikler üzerine avukatların görüşlerine başvurduk.
Şu anda bu kanun nedeniyle yaklaşık 37 bin web sitesine Türkiye’den erişim sağlanamıyor. Scribd, Last Fm, Metacafe, Soundcloud, WordPress, Dailymotion ve Vimeo siteleri belli dönemlerle kapatıldı. Oysa sadece içeriklere platform olması beklenen bu sitelerin belirsiz sebeplerle kapalı kalmasının yanı sıra yeni yasadaki yeni değişikliklerle;
• TİB Başkanının mahkeme kararı olmaksızın erişim engelleme mümkün hale getirilmesi,
• Erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasını sağlamak üzere kurulan Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne tüm servis sağlayıcıların katılması zorunlu tutularak, yapılan engellemeleri sunucudan keserek herhangi bir şekilde erişim sağlanamaması,
• DNS tabanlı engellemenin yanı sıra, URL ve IP tabanlı engelleme ile engelleme yöntemleri genişletilmesi,
• İnternet trafik bilgisinin zorunlu olarak tutulmasının 6 aydan 2 yıla çıkarılmasıyla verinin işlenmesi ve fişleme endişeleri,
• URL engelleme işleminde anahtar kelime bazlı engelleme,
• Hâkimlerin 24 saat içerisinde karara bağlama zorunluluğu,
• Engelleme kararı alabilecek Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda bir MİT görevlisinin yer alması tepkilerin artmasına sebep oldu.
5651 yasal içeriklere erişimi engellemek için kullanıldı
Konuyla ilgili “5651 sayılı Kanunun Değişiklik Tasarısının Getirdiği Değişiklikler Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı bir rapor hazırlayan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yaman Akdeniz, yasa ile ortaya çıkacak sorunları ve önerilerini açıkladı.
Yasanın ana hedefinin çocukları internet üzerindeki zararlı içeriklerden korumak olduğu açıklanan 5651 sayılı yasanın bu amaçla kullanılmadığı belirtilen raporda, “Yasanın yürütmesi ve uygulaması çocukları korumaktan ziyade sistematik olarak yasal içeriklere erişimi engellemek için kullanıldı. wBu da ifade özgürlüğünün ihlal edilmesine sebep olmuştur” denildi.
A.İ.H.M’in Ahmet Yıldırım ile ilgili aldığı karar hatırlatılarak, “Bu karara rağmen, ifade özgürlüğünün internet üzerinde korunmasının daha da geliştirilmesi gerekirken, hükümet temel hakları açık bir şekilde tehdit eden yeni bir yasa tasarısı hazırlanmıştır” ifadeleri kullanıldı. Tasarının yasalaşmasıyla internet servis sağlayıcıları ve yer sağlayıcılarına orantısız bir yük yükleneceği belirtilen raporda, “Olağanüstü bir yetki yasası niteliği taşıyan değişiklik teklifi; yasama, yürütme ve yargı erklerinin tamamını bir istihbarat örgütü haline dönüşen TİB’e devretmektedir” görüşlerine yer verildi. Rapor şu cümlelerle noktalandı:
“Yasa tasarısının her bir maddesinin Anayasa ve insan haklar sözleşmelerine aykırılığı bir yana, bir bütün olarak hukuk devletini yok etme yolunda atılan bir adım olduğunu söylemek abartı sayılmamalıdır. Yeni ölçütler aynı zamanda toplu bir müdahaleye neden olacak ve idarenin Türkiye’de bulunan tüm internet kullanıcılarından veri talep etme ve toplaması herhangi bir hukuki inceleme ya da sürece dahil olmadan mümkün olacaktır.”
Sansürsüz internet için mücadeleye devam
Telefon ve internet kayıtlarının altı ay saklama zorunluluğu getiren ve kişisel bilgisayarların internet üzerinden takibine ilişkin kanunun Almanya Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmesini hatırlatan Korsan Parti Türkiye Hareketi Sözcüsü Bilişim Hukuku Uzmanı Avukat Serhat Koç, alınan kararda verilerin kullanılma şartını şu şekilde özetledi:
“Verilerin kullanılabilmesi, ancak yasaların ihlalini engellemeye yönelik hayati önem taşıyan durumlarda; ciddi tehdit oluşturan ve ağır ceza gerektiren kovuşturmalarda söz konusu olabilir. Almanya Anayasa Mahkemesi, ‘Haberleşme verilerinin, herhangi bir lüzum olmadan kayıt altına alınması; yurttaşlarda, izlendikleri yönünde müphem ve tehditkâr bir hisse yol açabilecektir. Bu da birçok alanda temel hakların özgürce algılanmasını zedelemektedir’ şeklindeki görüşüyle yasanın ilgili maddelerini iptal edip geri çevirirken bugüne kadar depolanmış olan tüm kayıtların da derhal silinmesine karar verdi.”
Türkiye’de kişisel verilerin korunmasına dair bir kanun dahi olmadığı, verilerin nerede saklanacağı, nasıl silineceğine dair mevzuat olmaması gibi temel sorunlar olduğunu ifade eden Koç’un 5651 sayılı yasa için önerileri ve uyarıları ise özetle şu şekilde:
• Erişime engelleme “son çare” olarak kabul edilmelidir.
• Hâkimlerin 24 saat içerisinde sansür kararı vermesi, erişim sağlayıcıların dört saat içerisinde talimatı yerine getirmesi gibi süreçler asla kanunda yer almamalıdır.
• TİB Başkanı’na doğrudan erişimi engelleme yetkisi verilmemelidir. Erişim Sağlayıcılar Birliği kabul edilemez.
• “Alternatif erişim yolları” ifadesi erişim sağlayıcıları zor durumda bırakabilir.
• “Talep edilen bilgiler” ifadesine sınırlandırma getirilerek mahkeme şartına bağlanmalıdır.
• Kanunda hiçbir şekilde belirsizliğe yol açacak “makul süre” gibi ifadeler yer almamalıdır.
• URL trafik bilgisi kapsamından çıkarılmalıdır. Zira URL sadece trafik değil içerik bilgisidir.
• TİB’e verilen yetkilerle genel sınırlama hakkı Anayasanın 13. maddesine göre açıkça aykırıdır.
İlerleyen dönemde olacaklarla ilgili öngörüleri paylaşan Koç, DNS değiştirmeyi öğrenen Türk halkının çok yakında VPN uzmanı da olacağını dile getirdi. Bu süreçte insanların hak ettiği sansürsüz internet için savaşmasının önüne geçilemeyeceğini aktaran Koç, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Herkesi hem hukuki hem teknik anlamda direnişe ve mücadeleye davet ediyoruz. Dün Tesla, Turing; bugün Snowden, Manning, Assange, Swartz: yarın Anonymous ve biz, yani eşittir hepimiz.”