5G ürünlerimizin sadece iç piyasaya değil dünya pazarlarına da açılmasını hedefliyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, “Yapılan siber saldırıların yüzde 86’sının finansal fayda sağlamak amaçlı olduğu hesaplanırken, siber saldırıların yüzde 30’unun iç aktörlerden geldiği değerlendiriliyor. Bu saldırılara karşı geliştirilen güvenlik çözümlerinin tekelleşmesi de problemin boyutunu artıran ayrı bir sorun. Konunun bizim için sevindirici tarafı ülke olarak bu tekelleşmeyi kıracak şekilde bağımlılığımızı azaltacak çabaların olduğu bir dönemdeyiz. Biz, ulusal ve uluslararası düzeyde iş birliğinin, siber güvenliğin sağlanmasında en önemli faktörlerden biri olduğuna inanıyoruz” şeklinde konuştu.
“Ülkelerin refah düzeylerinin, zenginliğinin ve ekonomik gücünün simgelerinden olan bilgi ve iletişim teknolojileri, günlük hayatımızın her alanına sirayet ederek geleceği bugünden yönlendiren önemli araçlardan biri haline geldi” değerlendirmesini yapan Dr. Ömer Fatih Sayan, “Küreselleşen dünyanın başat aktörlerinden biri olmak hedefiyle çıktığımız bu yolda, ülkemizde elektronik haberleşme sektörü son yıllardaki yükselen ivmesini sürdürerek 2021 yılında da büyüme ve gelişme kaydetti” dedi. Sayan, pandeminin başlamasıyla uzaktan çalışma ve uzaktan eğitimin yanı sıra sosyal ve ticari hayatın da internete taşınmasının, ülkemizin dijitalleşmesinde daha da ivmelenerek ilerlemesini sağladığına dikkat çekerek “Artan kullanım sektör göstergelerini de olumlu olarak etkiledi. Sektördeki büyümeyi; hem elde edilen gelirler hem de ulaşılan abone sayısı ve hayati önemdeki yatırımların büyüklüğünde görüyoruz. 2021 sonu itibarıyla sektörde faaliyet göstermekte olan 442 işletmecinin, 2021’de toplam net satış gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 20 artışla 92,4 milyar ₺’ye ulaştı. Elektronik haberleşme sektörü, sürekli yatırım gerektiren, yeni teknolojilerin bir an evvel abonelerin hizmetine sunulmasını zorunlu kılan bir yapıya sahip. Bu anlamda işletmeci yatırımlarına baktığımızda 2019’dan 2020’ye geçişte yüzde 30 artan yatırımların hız kesmediğini ve 2021 yılında da yüzde 30,6 artış göstererek 21,8 milyar ₺’ye ulaştığını görmekten oldukça mutluyuz” açıklamasını yaptı.
Elektronik haberleşme hizmetlerinin yoğun kullanımı ülkemizin altyapı gelişimini tetikleyici bir faktör
Sayan, “Gelir ve yatırım rakamlarında gördüğümüz bu artışlar kuşkusuz genç ve dinamik nüfusa sahip ülkemizin elektronik haberleşme potansiyelinin artmasından kaynaklanıyor” ifadesini kullanarak şunları aktardı: “12 milyonun üzerinde sabit telefon abonesiyle, 86 milyonun üzerinde mobil aboneyle ve son yıllarda en hızlı büyümenin görüldüğü genişbant internet hizmetindeki toplam 88,2 milyon aboneyle, elektronik haberleşme hizmetlerinin yoğun şekilde kullanımı, ülkemizin altyapı gelişimine, tetikleyici bir faktör olarak etki gösteriyor. Genişbant internet hizmetinde abone sayısı açısından yıllık büyüme yüzde 7 iken ‘Eve Kadar Fiber’ abone sayısının yıllık yüzde 29,4 büyüme göstermesi bu bakımdan dikkat çekicidir. Hem sabit internet hem de mobil hizmetler için olmazsa olmaz konumundaki fiber şebekeler konusunda da yatırımlar sürüyor. Ülkemizin toplam fiber uzunluğunun 2021 yılı sonu itibarıyla yüzde 11 oranında artarak 471 bin km’ye ulaştığını göz önünde bulundurduğumuzda ülke olarak potansiyelimizin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha anlıyoruz.”
Mobil abone sayımız nüfusumuzun üzerinde
“Ülkemizde nüfusumuzun yüzde 82’sine karşılık gelen 70 milyon internet kullanıcısı bulunuyor. Memnuniyetle belirtmek isterim ki bu sayı, yüzde 62,5 olan dünya ortalamasının üzerinde. Hâlen büyümeye devam eden mobil pazar verilerine bakacak olursak; yüzde 102 yaygınlık oranına karşılık gelen makineler arası iletişim (M2M) aboneleri dâhil, toplam 86,3 milyon mobil abone bulunuyor” açıklamasını yapan Sayan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yani mobil abone sayımız nüfusumuzun üzerinde. Abonelerimizin yüzde 93’ü 4.5G hizmetini tercih ediyor. Sayısal dönüşümde önemli göstergelerden olan makineler arası iletişim (M2M) aboneliğinde ise hâlihazırda 7,4 milyonun üzerinde abonemiz bulunuyor. Aboneler açısından önemli bir tüketici hakkı olan numara taşınabilirliği ülkemizde etkin bir şekilde işliyor. 2021 sonu itibarıyla taşınan toplam mobil numara sayısı 157,7 milyona ulaşırken sabit hatlarda bu sayı 2,35 milyonu aştı.” Sayan, “Sektörde rakamsal bazda yaşanan gelişmeler kadar abonelerin haklarının korunması, genişletilmesi ve abonelerin hizmetlerden en iyi koşullarda yararlanabilmeleri için de çalışmalarımız sürüyor” bilgisini vererek “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) tüketici haklarına yönelik yapılan yeni düzenlemeleri sayesinde, vatandaşlarımız artık işletmeci ofis veya bayilerine gitmeden elektronik ortamda abonelik yapabiliyor, aboneliklerini feshedebiliyor. Bu düzenlememiz özellikle pandemi süreci gibi uzaktan işlemlerin yapılması ihtiyacına cevap vererek insanımıza büyük kolaylıklar sağlıyor. Ayrıca bu yıl sonunda uygulamaya geçmesini beklediğimiz e-Devlet üzerinden işletmecilerin abonelik tekliflerini karşılaştırabilmesi, tüketiciye taahhüt edilen internet hızının altında hizmet verilmesi halinde BTK tarafından belirlenecek kriteler çerçevesinde tüketicinin ceza ödemeden sözleşmeyi sonlandırabilme imkânı söz konusu olabilecek” açıklamasını yaptı.
HTK 160’dan fazla firmayı ve 8000’den fazla çalışanı barındıran bir organizasyon haline geldi
Dr. Ömer Fatih Sayan, ülkemizde güçlü ve alternatif elektronik haberleşme altyapılarının olmasının büyük önem arz ettiğine dikkat çekerek “Sabit ve mobil altyapıların yanı sıra uzay faaliyetlerinde de son yıllarda daha da ivmelenerek gerçekleştirilen atılımla, Türkiye hem ‘Uydu Alt Sistemleri Geliştiren ve Üreten’ gruba hem de ‘Uydu Geliştiren ve Üreten’ gruba girdi. Türksat 5A uydumuzla uydu kapasitemizi daha da geliştirdik. 5B de uzaydaki yerini aldı. Mobil teknolojiler konusunda; 2G, 3G, 4.5 derken şimdi de 5G için hazırlık çalışmaları yürütüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ vizyonuyla yerli ve milli teknolojilerimizle 5G’ye geçmek istiyoruz. Bu amaçla bildiğiniz üzere yerli ve milli ekosistemin gelişmesi konusunda Bakanlığımız liderliğinde BTK ile birlikte ‘Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi’ni (HTK) kurduk” dedi. Sayan, şu detayları paylaştı: “Zamanla HTK büyüyerek 160’dan fazla firmayı ve 8000’den fazla çalışanı içinde barındıran bir organizasyon haline geldi. HTK üyesi 14 firma ile 3 mobil işletmeci olmak üzere 17 şirket tarafından, 5G’ye giden yolda donanım ve yazılım ihtiyaçlarına yerli ve milli imkânlarla cevap verebilmek amacıyla ‘Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesi’ geliştirildi. Projenin ilk fazı 2021 yılı mart ayı itibarıyla tamamlandı. İlk fazda yukarıda sayılan ürünlerin prototipleri ortaya çıktı. Proje kapsamında geliştirilen ürünlerin prototipleri kullanılarak çeşitli canlı demo gösterimleri yapıldı. Ticari 5G telefonlar aracılığıyla çeşitli 5G arama ve veri aktarımı senaryoları test edildi ve 4.5G mobil şebekelere bağlanabilen yerli ve milli 5G baz istasyonları üzerinden çeşitli demo gösterimleri yapıldı. Bu çalışmalar neticesinde dünya standartlarında üretilecek yerli ve milli 5G ürünlerimizin sadece iç piyasaya değil dünya pazarlarına da açılmasını hedefliyoruz. Diğer taraftan projede önemli görevleri yürüten HTK üyesi 10 firma bir araya gelerek Global Telekom ve Entegre Teknolojiler AŞ (GTENT) şirketini kurdu. GTENT’in kurulmasını; geliştirilen ürünlerin ticarileştirilmesi ve küresel anlamda markalaşma hedefine ulaşılabilmesi açısından oldukça önemli görüyoruz.”
ULAK’ın geliştirdiği yüzde 100 yerli baz istasyonlarımızla evrensel sahalarımıza hizmet götürülüyor
“Bizim en büyük amaçlarımızdan biri, ülkemizin her bir ferdinin gelişen teknolojinin nimetlerinden yararlanması” değerlendirmesinde bulunan Sayan, “Bu amaçla evrensel hizmet projelerinin gerçekleştirilmesi çalışmalarımıza da hız verdik. ULAK tarafından geliştirilen yüzde 100 yerli baz istasyonlarımızla evrensel sahalarımıza hizmet götürüyoruz. Faz-1 ve Faz-2’nin ardından şimdi de Faz-3 için sürecimiz hızla ilerliyor” dedi. Sayan, sosyal medya alanında yapılan çalışmalardan da bahsederek “Biliyorsunuz ülkemizde internet kullanıcılarının kişisel başvurularında veya kamu kurumlarının bildirimlerinde yaşanan zorlukların aşılması için sosyal ağ sağlayıcılarla muhataplık ilişkisi kurulması amacıyla bir Kanun değişikliği yaptık. Kanun hazırlanırken muhataplık ilişkisi kurulacak sosyal ağ sağlayıcılar bakımından Türkiye’deki kullanım yoğunluğu esas alındı. Kanun kapsamına giren sosyal ağ sağlayıcılara, kişiler tarafından yapılacak başvuruları cevaplandıracak ve yetkili makamlarca gönderilecek tebligat, bildirim veya talepleri alacak ve gereğini yapacak yetkili bir temsilci belirleme yükümlülüğü getirildi. Temsilci belirleme süreci, kişilerin temel hak ve özgürlerinin korunması bakımından Devletin pozitif yükümlülüğüyle sosyal ağ sağlayıcıların bireylere sunduğu hizmetin devamlılığı arasında denge kurulması gözetilerek kademeli ve yargı denetimine açık bir yöntemle düzenlendi” açıklamasını yaptı.
Sosyal ağ sağlayıcıların çalışmalarını yakından takip ediyoruz
Sayan, sosyal medya platformlarına getirilen yükümlülükler hakkında şu nokatalara dikkat çekti: “Sosyal ağ sağlayıcılara Türkiye’de temsilci bulundurma yükümlülüğü getirildi. Buna göre Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirlemekle yükümlü. Türkiye’de temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü hâlihazırda kapsama giren V Kontakte (VK), Dailymotion, YouTube, Tiktok, LinkedIn, Facebook, Instagram, Twitter, Periscope/Scope ve Pinterest olmak üzere 10 adet sosyal ağ sağlayıcı yerine getirdi. Kanun kapsamındaki temsilci belirleme ve bildirme yükümlülükler ile diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesine yönelik olarak sosyal ağ sağlayıcıların çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Ülkemizin beklentisi, sosyal ağ sağlayıcılarla doğrudan bir muhataplık ilişkisiyken özellikle gerçek kişi temsilci atayan VK ve Dailymotion dışında tüzel kişi temsilci atayan sosyal ağ sağlayıcıların aslında sanal tüzel kişilikler üzerinden yapay muhataplık ilişkisi kurduğu gözlemlenmiş olduğundan gerçek muhataplık ilişkisinin tesisi için 5651 sayılı Kanun’da yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor. Sosyal ağ sağlayıcılarla muhataplık ilişkisinin etkin bir şekilde kurulması, temsilciliklerin niteliklerinin artırılması ve gerek gerçek kişiler gerekse adli ve idari makamlar tarafından yapılan taleplerin daha etkin şekilde karşılanması amacıyla kamuoyunda dezenformasyonla mücadeleye ilişkin mevzuat çalışması olarak da bilinen düzenleme taslağı kapsamında bizim de bu gibi hususlara ilişkin çalışmalarımız devam ediyor.”
Artık siber alem savaşın ilk cephesi konumunda
“Günümüzde bilgi ve iletişim teknolojileri bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer taraftan söz konusu teknolojilerin ortaya çıkardığı riskler de gündelik hayatın bir parçası haline geldi” ifadesini kullanan Dr. Ömer Fatih Sayan, “Hepimiz son dönemde yaşananları görüyoruz. Artık hava, kara, deniz ya da uzay savaşlarından da önce siber alem savaşın ilk cephesi konumunda. Henüz fiili askeri müdahaleler olmadan, ağlar ve altyapılar üzerinde siber saldırılar gerçekleşiyor. Yapılan küresel araştırmalara göre siber saldırıların 2021 yılında yıllık 6 trilyon Amerikan Doları tutarında zarara sebep olduğu hesaplanırken, bu zararın 2025 yılında 10 trilyon Amerikan Dolarını aşması bekleniyor. Yapılan siber saldırıların yüzde 86’sının finansal fayda sağlamak amaçlı olduğu hesaplanırken, siber saldırıların yüzde 30’unun iç aktörlerden geldiği değerlendiriliyor. Bu saldırılara karşı geliştirilen güvenlik çözümlerinin tekelleşmesi de problemin boyutunu artıran ayrı bir sorun. Konunun bizim için sevindirici tarafı ülke olarak bu tekelleşmeyi kıracak şekilde bağımlılığımızı azaltacak çabaların olduğu bir dönemdeyiz” dedi.
USOM’un kontrollerini yaptığı zararlı bağlantıların altyapı seviyesinde erişimi engellendi
Sayan, “Bakanlığımız desteğiyle BTK bünyesinde faaliyet gösteren Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM), kurulduğundan bugüne kadar 132 binin üzerinde zararlı bağlantı tespit etti. USOM’un kontrollerini yaptığı bu zararlı bağlantıların altyapı seviyesinde erişimi engellendi. Bu sayede ülke genelinde internet kullanıcıları ve sistemlerine yapılabilecek saldırılar önlendi. Ayrıca USOM tarafından 33 binin üzerinde siber güvenlik bildirimi ilgili kurum ve kuruluşa bildirilerek gerekli önlemlerin alınması sağlandı” açıklamasında bulunup konuşmasını şöyle sürdürdü: “Siber Olaylara Müdahale Ekipleri (SOME) ağımızla da kurumlarımızın ve kritik altyapılarımızın korunmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. SOME ağımız da her geçen gün büyümekte olup güncel tarih itibarıyla 2078 kurumsal ve sektörel SOME’miz bulunuyor. SOME’lerimizde görevli siber güvenlik uzmanı sayımız da 6170’e ulaştı. Ülkemize yönelik siber saldırıların; çoğunlukla elektronik haberleşme altyapısını ve kamu kurumları başta olmak üzere enerji, bankacılık, sağlık gibi kritik sektörlerde faaliyet gösteren kuruluşları hedef aldığını görüyoruz. Söz konusu saldırıların da yüzde 90’ından fazlasını Dağıtık Servis Dışı Bırakma (DDoS) ve Oltalama (Phishing) saldırıları oluşturuyor. Elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösteren işletmeciler tarafından USOM’a raporlanan siber saldırı sayılarına baktığımızda 2017 yılında toplam 99.600 siber saldırı raporlanmışken bu sayının 2018 yılında 72.975 olarak kayıtlara geçtiğini görüyoruz. 2019 eylül ayı itibarıyla ise bu sayı 95.202’ye ulaştı. 2020 yılında saldırı sayısı 118.469 olarak gerçekleşti. 2021 yılında ise son verilere göre saldırı sayısı 84.113 oldu.”
Ülkemizde yer alan yaklaşık 16 Milyon IP adresi düzenli olarak kontrol edilip önlemler alınıyor
USOM tarafından tamamen kurumsal iç kaynaklarla geliştirilen AVCI, AZAD ve KASIRGA projelerinin ulusal siber güvenliğimize önemli katkılar sağladığını vurgulayan Sayan, “AVCI uygulamasıyla zararlı yazılım bulaşmış sistemlerin ve komuta kontrol merkezlerinin tespiti gerçekleştirilirken AZAD uygulamasıyla makine öğrenmesi ve yapay zekâ imkanları kullanılarak botnetlere dahil olmuş köle bilgisayarların tespitine yönelik çalışmalar yapılıyor. Öte yandan başta kritik kamu kurumlarıyla kritik altyapılar olmak üzere ülkemizin internete açık kaynaklarına ilişkin zafiyet taraması ve hizmet sürekliliğinin sağlanmasına yönelik izleme faaliyetleri KASIRGA projesiyle gerçekleştiriliyor. KASIRGA projesine entegre olan ATMACA projesiyle gelen veriler ışığında zafiyetlere ait riskler proaktif bir şekilde engellenebilmekte. 2020 yılında aktif olarak kullanılmaya başlanan ATMACA projesiyle de 600’den fazla zafiyete ait risk proaktif bir şekilde önleniyor. Böylece ülkemizde yer alan yaklaşık 16 milyon IP adresinin düzenli olarak kontrol edilmesi sağlanarak başta kritik altyapı sektörleri ve kamu kuruluşlarına yönelik tehditler erkenden tespit edilerek önlem alınması sağlanıyor” açıklamasını yaptı.
Bakanlığımız koordinasyonunda 5 ulusal ve 2 uluslararası siber güvenlik tatbikatı gerçekleştirildi
“Biz, ulusal ve uluslararası düzeyde iş birliğinin, siber güvenliğin sağlanmasında en önemli faktörlerden biri olduğuna inanıyoruz” ifadesini kullanan Dr. Ömer Fatih Sayan, “Bu amaçla yürüttüğümüz faaliyetlerden birisi de tatbikatlardır. Hem kurum ve kuruluşlarımızda hem de ulusal seviyede siber olaylara hazırlık seviyelerinin ve olay müdahale kabiliyetlerinin artırılması için atılan önemli adımlar kapsamında 2011’den bu yana Bakanlığımız koordinasyonunda 5 ulusal ve 2 uluslararası siber güvenlik tatbikatı gerçekleştirildi. Son olarak Bakanlığımız ve BTK tarafından; ‘Ulusal Siber Kalkan 2021 Tatbikatı’ 12-13 Ekim tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı koordinasyonunda, BTK ev sahipliğinde düzenlendi. Tatbikata 36 kamu kurum ve kuruluşundan 135 katılımcı, özel sektör temsilcileriyle çok sayıda misafir katıldı” şeklinde konuştu. Tatbikatta; USOM bünyesinde geliştirilen teknik altyapı ve senaryolar ile katılımcılara bir yandan uygulamalı siber güvenlik tecrübesi yaşatılırken bir yandan da olası siber saldırılarda atılması gereken adımlar konusunda bilgi paylaşımında bulunulduğunu kaydeden Sayan, “Ayrıca, ülkemiz tarafından NATO Kilitli Kalkan (Locked Shields), NATO Siber Koalisyon (Cyber Coalition) ve NATO Kriz Yönetim Tatbikatı gibi çeşitli uluslararası siber güvenlik tatbikatlarına da katılım ve katkı sağlanması sürdürülmekte” dedi. Sayan, insan kaynağının öneminden bahsederek şu noktaları vurguladı: “Siber alanda insan kaynağı yetiştirmeye büyük önem veriyoruz. Siber Yıldız gibi yarışmalarımızla bu alanda yeteneklerin keşfedilmesini, doğru şekilde yönlendirilmelerini ve istihdama kazandırılmalarını sağlıyoruz. Yerli ve milli siber güvenlik vizyonumuza ve gençlerimize verdiğimiz değerin önemli bir göstergesi ve faaliyeti olan Siber Yıldız Yarışmamıza olan ilgi sadece ülkemizde değil, uluslararası alanda da ses getirdi. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) Global Siber Güvenlik Endeksi’nin (GCI) 2019 yılında yayımlanan raporunda USOM tarafından düzenlenen Siber Yıldız yarışmasına özel olarak yer vererek yarışma siber kapasite inşasına ilişkin uygulamalara örnek olarak gösterildi. Bizler vatanın kara ve deniz satıhlarına ek olarak siber sathının da mümkün olan en güçlü seviyede korunması amacıyla çabalarımızı büyük bir gayretle devam ettiriyoruz.”
Hedeflerimize ulaşabilmek için teknoloji yoğun sektörlere ihtiyacımız var
Sayan, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023 yılında, Türkiye’nin her alanda dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer alması için toplumun her kesimine önemli görevler düştüğünün altını çizerek “Belirlenen hedeflere ulaşabilmek için teknoloji yoğun sektörlere ihtiyacımız var. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ ile özellikle son yıllarda yerli ve milli teknoloji üretebilmek için oluşan iklim; girişimcilik için birçok fırsatı da beraberinde getiriyor. Akademi-endüstri iş birliğinin yanı sıra devlet kurumlarının geliştirdikleri teşvik ve destek mekanizmaları savunma sanayinden sağlık sektörüne kadar birçok alanda yerli ve milli ürünlerin gençlerimiz tarafından tasarımı ve üretimi için önemli fırsatlar sunuyor. Bugün neredeyse günlük hayatta ihtiyaç duyduğumuz her ürün ve hizmetin, uzaktan yönetilebilir ve ulaşılabilir şekilde teknolojiyle bütünleşen, akıllı hale gelen halini tercih ediyoruz. Kısacası fikri olan her girişimci için önemli bir potansiyel var” dedi. “Son yıllarda, girişimciliği destekleyen üniversitelerin her geçen gün artması, üniversite-sanayi iş birliğinin gelişmesi, meslek yatırımcıların faaliyet gösterdikleri akredite ağların çoğalması, ortak çalışma alanlarının yaygınlaşması, girişimcilere yapılan yatırımların çeşitlenmesi, bizleri ekosistemin gelişimi açısından heyecanlandıran gelişmeler” şeklinde konuşan Dr. Ömer Fatih Sayan, “Yeni girişimler için yeni teknolojiler önemli fırsatlar getiriyor. 5G’de büyük veya küçük tüm teknoloji üreticileri ve yazılımcılar için büyük fırsatlar mevcut. Parlak fikirli gençlerimizin önünü açmak ve onların girişimlerini desteklemek, ülkemize güzel yarınlar sağlamak bizim en büyük hedefimiz. Ülkemizin genç beyinlerinin daha donanımlı olabilmesi için de var gücümüzle çalışıyoruz. BTK Akademi’de bilişim alanında ülkemizin yetişmiş ve donanımlı insan kaynağına katkıda bulunmak amacıyla yürütülen faaliyetler oldukça önemli. Alanında birbirinden değerli eğitmenlerle birçok konuda eğitim alabilme imkânını, ücretsiz olarak tüm vatandaşlara ulaştırabilmek, ülkemizin gelişimine en büyük katkılardan birini sunmakta. Ülkemiz insanının güçlü potansiyeli, sarsılmaz azmi ve vatan sevgisi ile daha da güçlü Türkiye için yolumuza devam ediyoruz. Vatandaşımızın refahı, ülkemizin daha da ilerlemesi için atılan her türlü çabanın destekçisiyiz” açıklamasında bulundu.