5G’nin ilk gelişi 4,5G baz istasyonları üzerinden gerçekleşiyor
ULAK Haberleşme Genel Müdürü Dr. Metin Balcı, “Sistemlerimizi yerli ve milli olarak biz yaptığımızda; siber güvenlik tehditlerini de kontrol edebilme, tedbirleri alma, süreçleri engelleme imkânına sahip olacağız” vurgusunu yaptı.
BThaber’in 29 Temmuz tarihinde düzenlediği ‘3 Gazeteci 1 Konuk-3G1K’ başlıklı dijital etkinliğinin konuğu ULAK Haberleşme Genel Müdürü Dr. Metin Balcı oldu. Balcı, BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe, BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan ve BThaber Editörü Handan Aybars’ın sorularını yanıtladı:
- ULAK’ın doğuş hikayesini ve nedenlerini kısaca anlatır mısınız? Sektöre verdiğiniz büyük emekleri biliyoruz ama bu yolculuk içinde kendinizden de kısaca bahsedebilir misiniz?
2012-2013’te 4G ile beraber genişbant iletişim altyapılarının memleket için stratejik önemi belirlendi ve dolayısıyla bu konularda Ar-Ge yapılmasına karar verildi. Savunma Sanayi İcra Kurulu’nda da buna yönelik karar alınıyor. SSİK kararırın ilk uygulaması olarak ULAK 4,5G baz istasyonunun geliştirilmesine yönelik bir proje başlatılıyor. Bu projede SSB yürütücü pozisyonda, UAB destekleyen, ASELSAN ana yüklenici, Netaş ve Argela da alt yüklenici olarak görev alıyor. Daha sonra 2015’te MİLAD (Milli Ağ Teknolojileri Projesi), 2017’de ÇINAR (Çekirdek Şebekesi Projesi) başlatılıyor. Bu 3 proje; birbirini bütünleyen, uçtan uca çözüm sağlamak üzere planlanmış, kurgulanmış fakat çeşitli nedenlerle 2013-2015-2017 yıllarına; böyle bir takvime yayılmış durumda. 2017 yılına geldiğimizde, bir taraftan baz istasyonumuz sahada testlere başlıyor diğer taraftan da MİLAD Ar-Ge projesinin sonuna geliniyor. 2017 yılının sonunda proje tamamlansın, pazara hazır hale gelsin yaklaşımıyla hareket edildi. Ar-Ge projelerinin makus talihi ‘Ölüm Vadisi’ne takılmasın, birisi tarafından sahiplenilsin ve bunlar ürünleştirilsin, pazarda hazır hale gelsin niyetiyle Nisan 2017’de ULAK Haberleşme şirketi kuruluyor. Ağustos 2017’de de ben göreve atandım. Ben emekli bir deniz subayıyım. 2000 yılında doktorayı tamamladım. 1994 yılından itibaren Deniz Kuvvetleri’nde kurulan bir yazılım geliştirme ve araştrma merkezi komutanlığı sürecinin çekirdek personeli olarak görev alma şansını yakaladım. Yoğun çalışmalar içeren görevlerimden sonra Argela firmasında çalıştım. Yerli milli ürünlerde, çorbada bir parça tuzumuzun olması imkânına kavuştuk.
- ULAK olarak Türkiye’nin genişbant iletişim altyapısına özgün teknolojiler ve küresel ölçekte çözümler kazandırmak vizyonuyla çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz. Bu çalışmaları kısaca aktarabilir misiniz?
Birinci önceliğimiz; kritik, stratejik olarak belirlenen iletişim altyapısı. ULAK Haberleşme olarak amacımız; genişbant iletişim altyapıları kapsamında Ar-Ge yapmak, Ar-Ge’leri ürünleştirmek, ürünleri pazarda kullanıma sokmak, bunlara yönelik olarak IP hakları, patentler almak, standartlara yönelik bilgilendirmede bulunmak, yurt içi ve yurt dışında ürünlerimizi kullanıma sokmak. SSB, ULAK Haberleşme’yi çok düşük bir sermayeyle kurdu. Sırtını devlete dayamış da refah içerisinde değiliz. Bize çok önemli 2 şey emanet edildi: İlki ULAK Baz İstasyonu, diğeri de MİLAD’ın çıktıları. Bunların pazara çıkmasının sağlanması görevimiz var. ULAK Haberleşme bunu memleketteki tüm yetenekleri harmanlayarak ekosistemiyle beraber yapacak. Aselsan’ın tecrübesiyle, gücüyle, Netaş ve Argela’nın da katkılarıyla şu ana kadar çalışmalarımızı yürüttük. Geçtiğimiz 3 seneye baktığımızda büyük işler yapıldığını görüyoruz. Diğer yandan yapabilecekken yapamadıklarımıza baktığımızda, ciddi anlamda rahatsızlık da hissediyoruz. Çok daha iyi noktalarda olabilmeyi ümit ederdik. Ama yaptıklarımızla en azından bundan sonra yapacaklarımızın garantisini teşkil edecek seviyede ve yoğunlukta süreci devam ettiriyoruz. Turkcell, Evrensel 1 Projesi’nde başarıyı yakalamamızda büyük destek oldu. Çok güzel bir planlama ile, güven ve açık ortamdan istifade ederek operatörlerimizi, UAB’yi, SSB’yi, Aselsan’ı da mutlu edecek şekilde, 100 civarında baz istasyonu hedeflenmişken, geldiğimiz noktada 450-500 civarında gerçekleştirdik. Bu ekosistemin, paydaşların tam uyumlu olarak çalışmasının güzel bir sonucudur. Evrensel 2 Projesi’nde ULAK için yüzde 30 pay biçilmişti, biz onun üzerine çıktık. Her 3 operetaörümüzün de onayını alacak şekilde gayretlerimizi yoğunlaştırdık ve bu süreci tamamladık. Bir baz istasyonunun sahada çalışması için bugün 100 tane firma fatura kesiyor; çok büyük bir ekosistemden söz ediyoruz. Başarılıyor oluşu bizim için gurur verici bir tablo. Diğer yandan niye 500 tanesini yaptık da 1000 tanesini yapmadık diye yine hayıflanıyorum. Önümüzde şimdi Evrensel 3 Projesi var. ULAK Haberleşme olarak Evrensel 3 Projesi’nin yüzde 100’üne talibiz. Artık ULAK çalışıyor mu çalışmıyor mu diye kafalarda bir soru yok, “bunu nasıl iyileştirebiliriz”in arayışı içindeyiz. Aksaklıklarımızı giderecek yeteneğe, azme ve kararlılığa sahibiz. Bir taraftan da 3 operatörümüze servis veriyoruz. ULAK Haberleşme olarak süreçlerimizi ekosistemimizle yönetiyoruz. Dijital Dönüşüm Ofisi’ne de hakkını vermemiz gerekiyor. Ocak 2019’un başından beri Külliye’de bir operatörümüzün servisini ULAK baz istasyonlarından veriyoruz. Bu alınması gereken bir riskti; DDO Başkanımız Dr. Ali Taha Koç bize güvendi. Haziran ayından itibaren, BTK’da her 3 operatörümüzün de katılımıyla ULAK devrede.
- Ciddi bir ekosistem oluşturmuşsunuz. ULAK ekosistemi ve bu ekosistemin hedefleri nedir?
Ekosistemdeki firmaların çoğu ‘ULAK Baz İstasyonu’nun sahada aktivasyonuna yönelik olarak gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri yürüttüğümüz firmalarımız. 5G çalışmalarını yürüttüğümüz ekosistemimiz de bulunmakta. Firmalarımız, üniveristelerimiz, Haberleşme Teknoloji Kümelenmesi (HTK) bu ekosistemin içinde. Bundan sonraki süreçlerimiz de bu şekilde gidecek. Paylaşılamayacak bir şey yok; yapılacak çok iş var. Yol haritamızı adım adım uygulamaya sokmaya çalışıyoruz. 2019’un ortasından itibaren yapılan çalışmaların birleştirilmesi konusunda, UAB Bakan Yardımcımız Dr. Ömer Fatih Sayan’ın tabiriyle ULAK’ın bu çalışmaların hamisi olacak şekilde görevlendirilmesiyle, ULAK da HTK ile birlikte TÜBİTAK’ın yerli milli 5G Projesi’ne dahil oldu. Artan iş birliğiyle genişleyen ekosistemimiz ile beraber, yol haritasına uygun şekilde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Son derece karmaşık bir ekosistemimiz var; genel hatlarıyla önümüzdeki dönemlerde çok daha iyi koordineli çalışmalara ihtiyaç duyuyoruz. Operatörlerimiz bu işin zaten ayrılmaz parçası. Ekosistemimizden de aldığımız güçle teknoloji basını ile de daha aktif olacağız.
- Koronavirüs sürecinde ULAK hem şirket içinde hem de çalışmalarında nasıl bir yol izledi?
Açıkçası biz çok da fazla etkilenmedik. Evde çalıştığımız dönemde planlı, programlı şekilde çalışmalarımızı devam ettirdik. Sahadaki arkadaşlarımız, gerekli tedbirleri alarak kurulumları, kontrolleri sürdürdü. Laboratuvarda çalışan arkadaşlarımız 5G demosu yaptı. Özellikle iletişim altyapılarının sağladığı imkânlardan istifade ile, düzenimizi bozmadan, bu dönemde çalışmalarımıza koordineli şekilde devam ettik. Kaldığımız yerden daha hızlı şekilde sürdürüyoruz.
- ULAK, yüksek teknolojili ürünlerin kendi mühendislik gücümüzle geliştirilebileceğini kanıtladı ve bir güven ortamının oluşmasını sağladı.Yerli ve milli üretim yapan firmaların zaman zaman sendelediklerini, sıkıntılar yaşadıklarını, engellerle karşılaştıklarını biliyoruz. Hem sektör hem de ULAK deneyiminizle bu firmalara önerileriniz ne olur?
Yerli, milli ürünlerin ülkemizde kullanım yeri bulması, yaygınlaşması, kolay bir süreç değil. Elimizde güzel örnekler var. Devletimizin devam eden koordineli çalışmalarından istifade etmemiz lazım. Kamuda ve özel sektörde ürünlerimize karşı bir güvensizlik söz konusu. “Çalışmazsa ne olur?” sorularıyla karşı karşıya kalıyoruz. Artık geliştiriciler, kural koyucular ve kullanıcılar olarak güvenimiz artmalı. Gerçekten eğitim şart! Yerli, milli bir ürün dediğimizde bunun nereye gideceğini herkese anlatmamız lazım. Teknolojinin bir süreç olduğunu, şimdi yakalayamazsak bir sonraki süreçte yakalamanın daha zor olduğunu bilmemiz gerek. Kendi eksikliklerimizi de gidermeliyiz. Bazı şeyleri kişilere bırakmamalıyız. Kurumlar olarak yerli milli sistemlerin geliştirilmesi sürecinin engel olunmasını önleyecek tedbirlerin alınmasına ihtiyaç var. İş birliğini ön planda tutarak, gücümüze güç katarak, hep birlikte sonuca odaklanıp, hakkaniyetli, adil, kimseyi aldatmadan, yanıltmadan bu süreçlerimizi devam ettirmeliyiz. Ekosistemimizin gücüyle, devletimizin koordinesiye, desteğiyle bu süreçleri aşacağımıza inanıyoruz. Kolay olmayacak ama muhakkak aşacağız.
- 5G’ye geçişi ne zaman planlıyoruz? Tüm dünyada olan siber güvenlik endişesi, milli 5G ile ne kadar aşılacak?
5G’ye geçişe; BTK, UAB karar veriyor. Bizim planlarımız; 2020’nin sonuna doğru ya da önümüzdeki senenin ilk 3 ayında operatör laboratuvarlarına girecek sistemlerimizi geliştirmek. 2021 sonunda sahada testlerimize başlayacak sistemlerimizi oluşturmak; bu da 2021’in sonundan itibaren gelişmelere bağlı olarak “Biz hazırız” demek. İlgili organizasyonlarımızla, kurumlarımızla koordinasyon süreci devam ediyor. Yerli ve milli sistemler hazır olmadan 5G’ye geçilmez diye değerlendiriyorum. Siber güvenlik açısından bu sistemleri yerli ve milli olarak biz yaptığımızda; siber güvenlik tehditlerini de kontrol edebilme, tedbirleri alma, süreçleri engelleme imkânı olacak. Muhakkak yine siber tehditler olacaktır. Süreçlerin sonunda onları da, en kısa zamanda çözebilecek imkân ve yeteneğe sahip olacağız.
- Dijital Türkiye yayınımıza verdiğiniz röportajda, “Yerli ve milli çalışmaların önümüzdeki dönemde gittikçe artan bir şekilde kullanım yeri bulabilmesi için ULAK ile yakaladığımız fırsatın farkında olarak, tüm potansiyelimizi harekete geçirmemiz gerekiyor” ifadesini kullanıyorsunuz. Bunu biraz daha açabilir misiniz?
5G tek başına bir teknoloji değil. 4,5G’nin; devam eden bir sürecin de şeffaf olarak gerçekleştirilecek değişikliklerle 5G’ye doğru ilerlenecek bir süreç. Biz de o süreci yaşıyoruz. 2 seneden beri ifade ettiğimiz üzere Türkiye olarak 5G ortamında sahada güçlü ve teknolojik olarak buralarda söz sahibi olmak istiyorsak, 4,5G’de, ULAK Baz İstasyonu Projesi ile, MİLAD Projesi ile kazandığımız teknolojilerden istifade etmemiz gerekiyor, buna ihtiyaç var. 4,5G ile 5G çalışmaları ayrı ayrı çalışmalar değil. Bunu en başından beri ifade ettik. Geldiğimiz noktada; hemen hemen herkes bu görüşü benimsedi. 5G’nin ilk gelişi 4,5G baz istasyonları üzerinden gerçekleşiyor. Yatırımlardan azami oranda istifade etmeliyiz. 4,5G’de ne kadar çok yaygınlaşırsak 5G’de o kadar çok kullanım alanı bulma imkânına sahip olacağız. İş birliği yapamamak becereksizlik olur. Birbirimizi hırpalamadan, bütünleştirici, koordineli çalışmaya imkân verecek, elimizdeki imkânları da azami oranda bu sürece dahil edecek şekilde bir iş birliği ortamına ihtiyacımız var. Koordinasyonumuzu da daha fazla artırmaya ihtiyaç duyuyoruz. Topyekûn farkındalık oluşturup çalışmalıyız. Bu süreçte hep birlikte hareket etmeliyiz.