BTK’dan hukuka aykırı “Toptan Gözetim”
Ağustos 2013 başından beri, BTK’nın sabit telefon hattı (STH) işletmecilerine yönelik olarak aldığı, web sitesinde yayınlayıp sonra apar topar yayından kaldırdığı bir karar hakkında konuşuluyor. BTK’nın 18 Temmuz 2013 tarihli ve 2013/DK-TİB/401 numaralı kararı herkesin elinde. Nitekim karar önce Hakan Aygün tarafından bir TV programında açıklandı (http://goo.gl/3ol8ia), sonra da Turk.internet’in bir haberinin notunda yayınlandı (http://goo.gl/cfsglP).
Karar, TİB’in talebi üzerine, STH işletmecileri üzerinden akan trafiğin izlenmesi amacıyla işletmecilerin tüm POP noktaları üzerinden akan trafiğinin TİB’e özel hatlar ile teslim edilmesini kapsıyor. Kararın sadece sabit hatlar üzerinden ses verisini mi, yoksa ADSL üzerinden internet iletişimini de kapsayıp kapsamadığı açık değil.
CHP milletvekili Umut Oran, Bakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması talebiyle Meclis’e bir soru önergesi verdi (http://goo.gl/frouMv) ve bu kararın NSA skandalından ne farkı olduğunu, kararın Gezi direnişiyle ilgisini, GSM ve Türk Telekom hatlarında gözetimin başlayıp başlamadığını, karara dayanak oluşturan 2012/DK-59/406 numaralı kararın (http://goo.gl/X77n9u) kapsamını sordu. Ardından Cumhuriyet’in haberi (http://goo.gl/qS4Nuq), benim de görüş verdiğim bir Vagus.TV haberi (http://goo.gl/T4hczx) ve gerisi geldi. Bu arada, BTK soru önergesini henüz yanıtlamadıkları gerekçesiyle Cumhuriyet haberine bir yalanlama yayınladı (http://goo.gl/9fuSJc). Yalanlama şekil odaklı ve kafa karıştırmaktan başka bir işe yaramıyor; ama BTK’nın kamuoyundan kaçırdığı kararı kabul etmesi bakımından yararlı.
Bu karar, NSA’in skandal bir biçimde gizlice yürüttüğü anlaşılan PRISM ve X-Keyscore gibi toptan gözetim programlarının mantığına sahip, ama bunu sözde hukuki görünümlü bir kararla meşrulaştırmaya çalışıyor. BTK kararın hukuka aykırılığının farkında ki muhtemelen yanlışlıkla yayınladığı kararı hemen web sitesinden kaldırıyor.
Belirli bir kişinin suç şüphesi nedeniyle yargıç veya savcılık kararıyla dinlenmesi, takip edilmesine “hedefli gözetim”, herhangi bir hukuki prosedür olmadan tüm nüfusun iletişimini izlemeye ise “toptan gözetim” deniyor ve bu ikincisi tümüyle hukuka aykırı; sadece özel hayat hakkı ve kişisel verilerin korunmasını düzenleyen anayasaya aykırı değil, altında imzamız bulunan ve iç hukukumuzdan üstün olan AİHS ve ilgili AİHM mevzuatını da açık bir biçimde ihlal ediyor.
Bu konu bir soru önergesiyle geçiştirilemeyecek kadar önemli. Bakanlık, BTK ve TİB söz konusu hukuka aykırı karar ve bu çerçevede yaptıkları faaliyetlerle ilgili olarak yargı önünde hesap vermeli.