2024 yılı gizlilik tahminlerine bakış!

Veri Gizliliği Günü, her yıl 28 Ocak’ta konuyla ilgili farkındalığı artırmak için gündeme geliyor. Kaspersky’ye göre, gizlilik konusu yeni teknolojilerin ortaya çıkması ve düzenleyici uygulamaların gelişmesi nedeniyle dönüşümün yaşandığı bir dönemden geçiyor. 2023’te sosyal, ekonomik ve politik alanlardaki önemli olayların yanı sıra yeni teknolojik trendler de 2024’te gizlilik ortamını etkileyen ana faktörler arasında yer alacak. Kaspersky tahminleri şöyle:

Yapay zeka destekli giyilebilir cihazlar: İnsanlar evlerindeki akıllı telefonlar ve akıllı asistanlar gibi teknolojileri benimsemiş olsalar da, giyilebilir cihazlar, özellikle de akıllı gözlükler veya yapay zeka rozetleri gibi kameralı cihazlar, gizlilik konusunda daha fazla şüphe uyandırma eğiliminde. Bu cihazlar aleni doğası ve kazandıkları popülerlik eşliğinde, gizlilik bilincine sahip bireylerin gerçekten endişelenmesine neden olabilir.

AR ve VR odaklı gelişmeler: Apple Vision Pro’nun piyasaya sürülmesi ve AR/VR’nin günlük hayata giderek daha fazla entegre olmasıyla birlikte, gizlilik endişelerinin ön plana çıkması muhtemel.

Asistan botlar: Doğal dil işleme (NLP) kullanan asistanların artan yaygınlığı, çeşitli sektörlerde kullanıcı gizliliğini geliştirmek için cazip bir fırsat sunuyor. Bot asistanların özellikle aramalar sırasında kişisel verilerin korunmasında çok önemli rol oynadığı bir gelecek hayal edin. Sofistike bir bot asistan, kullanıcı aramalarını sorunsuz bir şekilde gerçekleştirerek kullanıcının sesi gibi hassas bilgilerin korunmasını sağlayabilir.

Şifrelerin önemi: Şifrelerin sızdırılmasına dair endişelerdeki azalmanın başlıca nedeni, girişin onaylamak için ek bir kodun SMS yoluyla gönderildiği veya Kaspersky Password Manage gibi özel bir kimlik doğrulama uygulamasında oluşturulduğu iki faktörlü kimlik doğrulama yöntemlerinin giderek yaygınlaşması. Ayrıca Google gibi bazı hizmetler halihazırda geçiş anahtarları aracılığıyla “şifresiz” kimlik doğrulama özelliğine sahipken, diğerlerinin geleneksel şifreler yerine biyometrik kimlik doğrulamayı tercih etmesi bu endişeleri azaltıyor.