Planlamada ‘bütünleşik’ yapı, fayda sağlıyor
ERP bir kurumun sayısal kalbi. Kurumun her türlü hareketi, belgesi, işlemi bir yerlere kaydetmesi gerekir. Bu sistem de genelde ERP sistemi olur. Bu tanımı yapan Gartner Türkiye Yönetici Ortağı Halil Aksu’ya göre, özellikle üretim ve üretime yakın sektörlerde bu sistem kesinlikle ERP sistemi. Bankacılık, telekom, sigortacılık gibi sektörlerde başka büyük sistemler olur, “Ama mali kayıtlar mutlaka ERP sisteminde, onun finansal modülünde konsolide olur” detayını paylaşan Aksu’nun da dikkat çektiği gibi, insan kaynaklarını, müşteri ilişkilerini, mali tabloları yönetmek ayrık sistemlerde, farklı standartlarda, farklı arayüzlerde olursa, vay o şirketin, vay o yöneticilerin haline. “Bunları merkezi ve ergonomik ortamlara taşımanın zamanı çoktan yaşandı” diyen Aksu’ya göre, bugün bu sistemlerin kurulmasıyla ve geliştirilmesiyle uğraşan BT organizasyonları ve kurumlar, çok daha önemli ve katma değerli fırsatları kaçırmakta. Bir an evvel düzenli bir ERP ortamı tesis etmeleri ise bütünüyle kendi faydalarına. Yani her şeyin temelinde ‘bütünleştirme’ var.
Özellikle üretim ve ihracat yapan orta ve büyük ölçekli şirketler için ERP vazgeçilmez bir unsur haline geliyor. Bunun yanında, Avrupa ülkelerinde ERP kullanımı çok ciddi bir kullanım oranına sahipken Türkiye’de henüz ERP yatırımının çok da gerekli olmadığını düşünen birçok kuruluş var. Link Bilgisayar ERP Danışmanı Hazal Gümüş’ün de belirttiği gibi, ‘az zamanda çok iş yapma’ politikası CEO’lar için hep önemli. “Bu açıdan ERP’nin ilk faydası ‘zaman’ kavramı” diyen Gümüş’ün de dikkat çektiği gibi, yöneticilerin tek noktadan tüm kontrollerini ve denetimini yapmasını kolaylaştırdığı gibi, şirketin yatırım planlarının da daha bilinçli ve doğru biçimde alınması sağlanır. Operasyon maliyetlerinin düşürülmesi, verimliliğin artırılması ve kâr marjının yükseltilmesi de ERP kullanımının avantajları arasında. Gümüş ekledi: “ERP geliştirilebilir bir yapıya sahip olduğundan, işletmenin gelecekteki büyüme perspektifine uygun olarak genişleyebilme ve geliştirilebilme özelliğine sahip.”
Değişen pazar koşullarına tam uyum
‘ERP’ demek, aslında süreçleri tanımlamak, kontrol altına almak, operasyonel ya da iş odaklı sonuçları detaylı olarak raporlamak ve analiz etmek demek. “Dolayısı ile süreçlerinizi kontrol etmeden, iyi giden ve iyileştirilmesi gereken yönlerinizi tespit etmeden şirket yönetmek, karanlıkta yol almak demektir” tanımını yapan Detaysoft Satış ve Pazarlama Direktörü Evrim Akpınar’a göre, Türkiye’deki şirketlerin hem ERP’lerin uygulanmasında hem de yeni çıkan çözümler ve teknolojiler konusunda yeniliğe çok açık ve hızlı oldukları görülüyor.
Son 5-10 yılda Türkiye’de hemen her sektörde ERP sistemlerine gittikçe artan yoğun bir ilgi sektörün hemfikir olduğu bir gerçek. itelligence Türkiye CEO’su Savaş Komban, SAP ERP uygulamalarının hem büyük ölçekli şirketler hem de KOBİ’ler için büyük avantajlar sağladığını belirtti. Çünkü bütünleşik iş süreçlerine sahip işletmelerin daha verimli, daha üstün, daha rekabetçi nitelikler taşıyan çalışma prensiplerine uygun düşüyor. Bu anlamda, tüm iş süreçlerini tek bir sistem üzerinden izleyebilmek, en küçük harcamadan en büyük yatırımlara kadar tüm işlem kalemlerini bütünleşik bir yapı üzerinde gerçekleştirebilmek verimlilik ve etkinlik katkısının ötesinde, Komban’ın da dikkat çektiği gibi, riskli müşterilerin belirlenerek uygun kararların alınması, değişen piyasa koşullarına ve taleplere göre uyum esnekliği göstermesi ve yönetim vizyonu açısından şirketlere avantajlar sağlıyor. Trovarit Yönetici Direktör Muharrem Gezer de şu yorumu yaptı:
“Tüm dünyada yeni teknolojilerin kullanılmaya başlandığı iş yazılımları pazarında, ERP yazılımları da doğal olarak pozitif yönde etkileniyor. Mobil uygulama desteği (mobile apps), bulut bilişim (cloud computing), bellek içi (in-memory), sosyal ağlar ile bütünleşme gibi yeni teknolojiler sağladıkları katkı yanında, seçim ya da değiştirme kararı verme aşamasında olan şirketler için ise karmaşık bir durum ortaya çıkarıyor.”
Türk şirketleri, aradaki farkı kapatıyor
Gelişmiş ülkelerde ERP uygulamaları 90’lı yıllardan bu yana çok etkin biçimde kullanılıyor. Ülkemizde de uzun yıllar önce bu konuda yatırım yapmış pek çok büyük ölçekli işletme mevcut. Ancak son 4-5 yılda gerek yazılım dünyasındaki dönüşüm gerek bu sistemlerin fiyatlandırma ve satış modellerindeki değişiklikler artık ERP çözümlerini küçük büyük tüm işletmeler için daha erişilebilir ve kullanılabilir kıldı. Bu anlamda, Workcube Başkanı Özlem Açıkel Turhan’ın da belirttiği gibi, ülkemizde iş çözümü arayışlarında bir dönüşüm yaşandığını söylemek mümkün. İş dünyasının artık işini bir bütün olarak yönetmek zorunda olduğunun ve bunun için de tüm kurumsal bileşenleri içinde barındıran bir yazılıma yatırım yapması gerektiğinin farkına vardığını hatırlatan Turhan, “Son 4-5 yıldır ‘biz bütün iş süreçlerimizi bir arada yönetebileceğimiz bir çözüm arıyoruz’ diyor iş dünyası. Web tabanlı olması şart diyorlar” bilgisini paylaştı. Bu yönüyle ERP, tüm kurumlar için artık neredeyse olmazsa olmaz haline geldi. Çünkü artık işletmeler için en büyük değer; ürettikleri bilgi. “Eğer bu bilgiyi planlı ve bütünlüklü biçimde yönetemezseniz, rekabette geri kalırsınız, dünyaya açılamazsınız. ERP veya herhangi bir merkezi bilgi sisteminiz olmadığında, bu bilgi parça parça dağınık biçimde yaşar. Bilgi kuruma değil kişilere bağımlı hale gelir” uyarısını yapan Turhan’a göre, bilgilerin ortak raporlamaları çıkamadığı için karar vericiler yanlış kararlar alabilirler.
Yönetim stratejisi de desteklemeli
Birçok işletme, hızla değişen ve dönüşen ihtiyaçlarına aynı hızda cevap verebilecek bir ERP yazılımı kullanma noktasında. Ülkemizde sanayi, üretim ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin gelişimini sürdürmeleri ve yabancı sermayeli şirketlerin Türkiye yatırım ve ortaklıklarının artması ile Türkiye’deki şirketlerde ERP sistemlerinin kullanımı artmaya başladı. Set Software İş Geliştirme Direktörü Servet Gündüz’e göre, ERP kurulumu, uzun ve üst düzey çaba gerektiren zorlu bir süreç. Bu nedenle iyi bir yönetim stratejisi ve motivasyon ile desteklenmeli. “ERP sistemi ile şirket içindeki tüm birimler bütünleşik tek bir sistem kullanır” diyen Gündüz ekledi: “Doğru ve başarılı bir ERP sistemi, öngörüldüğünden çok daha fazla fayda elde edilmesine yardımcı olurken, ERP sistemi olmayan şirketlere de şirket içi bütünleştirmenin sağlanamaması, aynı verinin tekrar tekrar işlenmesi, farklı departmanlardan gelen raporların birbirini tutmaması, karar alma mekanizmalarındaki eksiklik ve uzun iş süreçleri gibi birçok dezavantajı beraberinde getirir.”
Fırsatlar Türkiye pazarında
Dünyada ERP sektörünün pazar hacmi 25 milyar dolar iken, Türkiye’de yaklaşık 80-90 milyon dolar civarında bir hacim var. Bu yorumu yapan Akınsoft ERP Sistem departmanı yetkililerine göre, KOBİ’lerin ERP yazılımlarına gereksinimleri Türkiye’de bu pazarın her geçen yıl yüzde 10 gibi bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye, ERP kurulumunu tamamlamış şirketler bakımından Avrupa’nın onda biri düzeyinde. İşletmelerin rekabet üstünlüğü avantajını yakalayabilmesi için yüksek kalite, düşük maliyet ve yüksek verimliliği öne çıkaran ERP uygulamalarına ihtiyaçları var. Buna karşılık, ERP çalışmalardan yoksun şirketlerde süreçlerin belli veya belirsiz aksaklıklarla ilerlemesi muhtemel. Bu da birçok başlıkta büyük risk demek.
Avrupa ve ABD’ye baktığımızda ERP uygulamaları şirketler için elektrik, su kadar temel bir altyapı yatırımı haline gelmiş durumda. Bu kıyası yapan Netsis Başkan Yardımcısı Medi Ventura’ya göre, Türkiye’de yüz binlerce KOBİ için ise çoğunlukla ya henüz sadece merak edip ilgi duydukları ya da kullandıkları, ancak geliştirmeleri gerektiğine inandıkları bir alan. Bu nedenle Türkiye’deki ilginin daha yoğun olduğunu söylemek mümkün. “Aynı bakış açısıyla pazarda yaygınlaşma hızı ve fırsatların da Türkiye’de daha fazla olduğu söylenebilir. Ventura, ERP’nin avantajlarını şöyle sıraladı: Şirket içi ve şirketin bulunduğu ekosistem içinde bilgi paylaşımı ve bütünleştirmenin sağlanması, iş süreçlerinin disipline edilmesi, planlı ve verimli çalışma, mükerrer iş yapımının son bulması, stok optimizasyonu, verimlilik artışı, etkin bir üretim ve kaynak planlaması, yönetimi, maliyetlerin kontrol altına alınarak kârlılığın artırılması, zamanında teslimat, dolayısıyla müşteri memnuniyeti, doğru ve sağlıklı verilerin elde edilmesi ile, bu verilerin raporlanması sayesinde ileriye dönük stratejik planlamaların yapılabilmesi.
KÜRESEL REKABET FIRSATI
İHTİYAÇLARI NET BELİRLEMEK GEREK
UÇTAN UCA TAM VERİM
ARTIK HERKES ERP İHTİYACINI KARŞILAYABİLİR
KOBİ’LERDE GELİŞİM VAR
“Dünyadaki küresel eğilimlere baktığımızda, 2030 yılına kadar en büyük eğilimin bireysel güçlenme olduğunu ifade edebilirim. Bu da eğitim seviyesinin artmasını göstermekte. Türkiye’de bu yönde birçok gelişme kaydedildi. Bireysel olarak ERP konusunda farkındalık yaratmak için birçok etkinlik gerek üniversitelerde gerekse ERP çözümü sunan şirketlerin ortak çalışmaları sonucunda yapılabiliyor. KOBİ’lerde farkındalık biraz gecikmeli olsa da yavaş yavaş hız kazanıyor. Kurumsal şirketlerde ise bu ilgi daha fazla. Artan rekabetle birlikte veriyi kullanarak hız kazanmak ön plana çıkacağı için Türkiye, ERP kullanımı için daha hevesli.”