2035’e kadar hakim enerji kaynağı petrol
Enerji sektöründe yaşanan değişiklikler bilişim dünyasının geleceğini de etkiliyor.
Dünya genelinde enerji tüketimi artmaya devam ederken, bilişim sektörü de bu artıştan nasibini alıyor. Günümüz işletmelerinde imalat işlevlerinden sonra en fazla enerji harcayan veri merkezlerinin enerji ihtiyaçları bilişim sektörünün gelecek planları açısından önem arz ediyor. Sektörün enerji ihtiyacının karşılamak için uygulanması gereken stratejiler, enerji sektörüyle paralel olarak değerlendiriliyor.
Bilişim sektörü buluttan tekilleştirmeye pek çok farklı alanda genişliyor. Büyük veri ve bulut gibi alanların artırdığı veri depolama ihtiyacı veri merkezi taleplerini de artırıyor. Sektörün hızlı geliştiği alanlardan biri olan veri merkezlerinde güç ve soğutma konusunda ciddi maliyet sorunları yaşanıyor. Enerji maliyetlerinin düşürülmesi açısından, bilişim sektörü bu alanda, enerjiye politikalarıyla paralel bir ilişki içinde. Sektörel yatırımlar, enerji kaynaklarına erişim ve maliyetler göz önünde bulundurularak yapıldığı için, geleceğin enerji vizyonu bilişim dünyasının geleceğini de etkiliyor.
Cazibe alanları değişebilir
Enerji maliyetlerinin düşük olması, lokasyon sorunu olmayan ve yüksek enerji sarfiyatı olan veri bankası yatırımlarda bir önemli parametre. Enerji fiyatlarındaki bölgesel fiyat farklılıkları 2013 itibariyle düşüş gösteriyor ancak, petrol dışındaki kaynakların bölgesel maliyet değerleri halen çok yüksek. Çin, Japonya ve Avrupa’daki endüstriyel elektriğin fiyatı, ABD’deki değerlerin iki katı düzeyinde seyrediyor. Çin ve Hindistan’daki enerji fiyatlandırma reformları ve Ortadoğu’da iklimlendirme teknolojilerinde verimliliğin artırılmasına yönelik tedbirleri ortaya koyan 2013 Dünya Enerji Görünümü; bilişim sektörü yatırımları için cazibe alanlarını yeniden değerlendirmek gerektiğini söylüyor. Zira küresel yatırımların gerçekleştirileceği lokasyonların seçiminde vergi politikalarından nitelikli insan kaynağına kadar pek çok farklı parametre var.
Dünya yeni enerji kaynaklarına yöneliyor
Sabancı Üniversitesi, İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Araştırma Merkezi ve TÜSİAD’ın birlikte hazırladığı Dünya Enerji Görünümü 2013 raporu tüm dünyada enerji ihtiyacının arttığını ancak rezervlerin azaldığını ortaya koydu. Bilinen rezervler azalmaya devam ederken, uzmanlar yeni rezervler keşfediyor ve yeni enerji kaynakları geliştiriyor.
Güney Amerika ile Avrupa’nın bazı bölgeleri ve Çin’de ABD’nin daha önce başarılı olduğu geleneksel olmayan gaz kaynaklarının geliştirilmesi çalışmaları başarısını tekrarlanma potansiyeli görülüyor. 2013 itibariyle artış gösteren yeni enerji kaynakları hakkında; kaynak kalitesi, maliyet, sürdürülebilirlik ve kamuoyu tepkisi ile ilgili belirsizlikler devam ediyor. Yüzde 45’ini rüzgar ve güneş enerjisinin oluşturduğu yenilenebilir kaynaklar, devlet politikalarıyla desteklenmeye devam edecek. Enerji alanındaki teknolojik gelişmeler, mevcut enerji kaynaklarının daha verimli değerlendirilmesine ve aşırı derinsu kaynakları, konvansiyonel olmayan petrol (LTO), doğal gaz sıvıları, biyo- yakıt versiyonları, kaya gazı gibi yeni kaynak türleriyle ürün artışı sağlanarak tüketicilere sıvı yakıt ulaştırıldı. Yeni yakıt türleri yaygınlaşacak gibi görünse de, 2035 yılına kadar petrol kullanımı azalarak da olsa, hakim enerji kaynağı olmaya devam edecek.
Çevre dostu sektör
Dünya Küresel ısınma tehlikesiyle yüz yüzeyken, bilişim teknolojileri çevreye duyarlı kalmaya çalışıyor. 2050 yılında dünyanın enerji talebinin iki kat artacağı göz önünde bulundurulduğunda bilişimciler çevre bilincini; çevre dostu uygulamalara dönüştürüyor. Yeşil enerji kullanımının zorunlu hale geldiğini ifade eden BT yöneticileri, özellikle veri merkezlerinin enerji ihtiyacı konusunda çevre duyarlılığına sahip. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak üzerine Ar-Ge çalışmaları yapan sektör, yeşil uygulamalar ve ürünlerle çevre toplumsal duyarlılığı geliştirmeye yönelik sosyal sorumluluk projeleri de gerçekleştiriyor.