Moda perakendesinde başarının yolu yapay zekadan geçiyor
İpekyol Bilgi Teknolojileri ve Lojistik Direktörü Şevket Çelikkanat: “Teknoloji odaklı yaptığımız tüm çalışmaların sonucunda; moda perakendecileri içinde ürettiği ürünün elde kalan yüzdesi en iyi firmaya dönüştük.”
Ayhan Sevgi
İpekyol, yurtiçinde 250, yurtdışında ise 50 mağazası ile Türkiye’nin önde gelen tekstil firmaları arasında yer alıyor. Her yıl oluşturdukları farklı koleksiyonlar ile müşterilerine hizmet sunan İpekyol, geleneksel BT olarak adlandırılan pek çok çalışmayı farklı firmalardan hizmet alma yöntemini kullanarak gerçekleştiriyor. İpekyol’un faaliyet alanını “Moda Perakendecisi” olarak tanımlayan İpekyol Bilgi Teknolojileri ve Lojistik Direktörü Şevket Çelikkanat, sorularımızı yanıtladı.
- Perakende ve teknoloji ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Perakendecinin başarısı aslında biraz da lojistik başarıya dayanıyor. Doğru adetlendirmeyi yapıp tedarik zincirinde doğru stokları oturtursan, mağazalara dağıtımı da sağlıklı yaparsan arkasından satış başarısı geliyor. Moda perakendecileri olarak bizler için sezon kavramı çok önemli. Çünkü birçok ürün çok geniş zaman dilimleri içinde satılabiliyorken, bizlerin ürünlerini sezon içinde satması gerekiyor. Sezon içinde satamadığın ürünü ise sezon sonu indirimli olarak satmak zorundasın. Dolayısıyla; moda perakendecisi olarak hem hangi ürünü satacağını doğru hesaplayacaksın, kreasyonunu yapacaksın, adetleri belirleyeceksin, buna da öyle dikkat edeceksin ki ne çok ne de az üretim yapacaksın. Tüm bu süreçler şirketler için zor süreçler.
– Peki siz bu süreçleri nasıl yönetiyorsunuz?
Kurum olarak bizim çok sağlıklı bir veri altyapımız var. En az 15 yıldır tüm mağazalardan gelen verilerimizi topluyoruz. Yaklaşık 10 yıldır da bu veriler Invent Analytics tarafından optimizasyon platformunda entegre ediliyor. Bu verilerden çıkarılan sonuçlar neticesinde hangi mağazaya hangi ürünlerden kaçar adet gidecekleri belirleniyor. Bu konuda karar verme süreçlerinde insanlar aradan çıkmış oldu. Hangi mağazaya hangi ürünlerden kaçar tane gideceği konusu, yapay zeka destekli ortaya çıkan bu veriler doğrultusunda belirleniyor. Sistem hem ürünlerin o haftaki hem de geçen yılın bir sonraki haftasının satış performanslarına bakıp dağıtımı düzenliyor. İndirim zamanlarının belirlenmesi konusunda tavsiyelerde bulunuyor.
– Yapay zeka destekli bir çalışmanın başarısını nasıl ölçüyorsunuz?
Onu ölçmek için Kayıp Satış Analizi yani Lost Sales Analysis denilen bir platformdan yararlanıyoruz. Bu platform üzerinden de sürekli ölçümler yapıyoruz. Perakendecilerin en sıkıntı yaşadığı konulardan bir tanesi de indirim zamanlarının belirlenmesi. Yine bu platformlardan aldığımız tavsiyeler ile indirim zamanlarını ve indirim miktarlarını belirliyoruz. Kampanyalar bu veriler doğrultusunda oluşturuluyor. Dolayısıyla elimizde fazla mal kalacak korkusuyla yapılan yüksek indirimlerin de önüne geçilmiş oluyor. Ya da düşük indirim yapıldığı için yine de satılmayan ürünlerden kurtarıyor bizi. Her ürün için satış performanslarına göre farklı indirim oranları belirleniyor.
– Tasarım gibi konularda da yapay zeka devreye giriyor mu?
Bu alana amatör seviyede giriş yaptık. Tasarım ekiplerimiz aslında buna yönelik birtakım eğitimler de aldılar. İşleri daha da hızlandırabilmek, daha hızlı görselleştirebilmek adına yapay zeka kullanımlarımız var. Önceden, eskizini çizip, derdini anlatmaya çalışan tasarımcı şimdi derdini yapay zekaya anlatıyor. Aklındaki tasarımı yapay zekaya ürettiriyor, zamandan kazanıyor. Ama hayal gücü hala insanda. Şu anda çok erken ama yavaş yavaş yapay zekadan yeni tasarımların ortaya çıkacağına inanıyorum.
– Üretim tarafındaki teknolojik yaklaşımlarınız nedir?
Tüm ürün planlamalarında teknolojiyi yoğun olarak kullanıyoruz. Ben hem lojistik hem de BT çalışmalarına bakıyorum. ERP çalışmalarımızı hayata geçirirken aynı zamanda bütün lojistik operasyonumuzu da outsource ettik. Bizim için lojistik, hazır ürünün depoya girmesi aşamasından itibaren başlıyor. Dolayısıyla bizim ERP altyapımız da lojistik firmasıyla entegre çalışıyor. Aynı zamanda e-ticaret operasyonumuz da tam entegre olarak lojistik firması üzerinden gerçekleşiyor. Biz de e-ticareti ve ERP’yi yönetiyoruz, genel siparişi firmaya entegre ediyoruz, onlar çıkış yapınca da veriyi alıp tekrar müşteriye bildiriyoruz.
- Siz bölüm olarak bir teknoloji şirketine dönüştünüz. Hangi amaçla bu yapıya geçtiniz?
Dünyada bir örneği olmayan ve satın alamadığımız için de kendimizin geliştirmek zorunda kaldığımız bir ommni channel çözümümüz var. Moda perakendeciliği alanındaki handikaplardan bir tanesi de e- ticaret için sadece depoda bulunan ürünlerin yer almasıdır. Mağazalarda ise binlerce ürün satılmayı bekliyor. Bu çözümümüz ile biz mağazalardaki tüm ürünlerimizi de e-ticaret üzerinden de satabilir durumdayız. Ayrıca bu platforma eklediğimiz bir mobil uygulama ile mağaza çalışanlarımıza da belli avantajlar sunabiliyoruz. Aynı zamanda bir mağazamız, bir e-ticaret sitesi gibi diğer tüm mağazaların stoklarını da satabiliyor. Yaptığımız tüm bu çalışmaların sonucunda; şu anda, moda perakendecileri içinde ürettiği ürünün elde kalan yüzdesi en iyi firma biziz diyebilirim.
- Bu çözümünüzü ticarileştirme gibi bir planınız var mı?
Ciddi bir tecrübe ile ürünümüz belli seviyeye ulaşmıştı. Bu aşamadan sonra da ürünümüzü, başka moda perakendecilerinin de kullanabileceği bir yapıya getirdik. Şu anda ticari bir ürün haline gelmiş durumda. Örneğin Nebim ERP ile entegre hale geldi. Diğer ERP’lerle de uyumlu hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. SaaS mantığıyla çalışan ve herkese hizmet verebilecek bir yapı oluşturuyoruz. Ayrıca mobil uygulama da bağımsız bir hale gelecek. Tüm bayilerimizi bu yapıya entegre etmeye başladık. Ayrıca çok farklı bir çalışmaya da imza atıyoruz. Mağaza stoklarımızı da pazaryerlerine açıyoruz. Çünkü sezon sonlarında pazaryerlerinin satış performansları çok yüksek oluyor. Böylece iş olarak konuştuğumuz ama teknolojik olarak yapmadığımız hiçbir başlık kalmamış olacak. Bu çalışmaların ardından ürünü ticari alana taşımış olacağız.
- Sizin kariyeriniz tekstil mühendisliği ile başlayıp, bilişim teknolojilerine doğru evriliyor. Yani iş tarafından gelip, teknoloji tarafına geçtiniz. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben bir tekstil mühendisi olarak iş hayatına başladım ama teknolojiye de yakın oldum. Çalıştığım bir büyük grubun SAP’ye geçiş projesi vardı. Ben de bu ekibe dahil oldum ve bu süreçten sonra da teknoloji tarafına çok hızlı bir geçiş yapmış oldum. O günden bugüne kadar da hep teknoloji tarafında yer aldım. Ama ben kendimi hiçbir zaman kor BT’ci olarak tanımlamadım. Hep kendimi bir iş çözümcüsü olarak gördüm. Bu arada bir de lojistik şapkam oldu. ABD’de çalışırken depo inşaatından bütün lojistik operasyonları içinde yer aldım. İpekyol’da da tekstil, teknoloji, lojistik alanlarındaki şapkalarımı birleştirme ortamı buldum.