Kur etkisi, yabancıların ilgisini pekiştirebilir
Döviz piyasasında hareketlilik, bu yıl yabancıların Türk şirketlerine yönelik satın alma ve birleşme ilgisini beraberinde getirebilecek. Bu iyimser beklentide bilişim sektörü ise çalışma tarzı ve yaratıcılık anlayışı ile hem Türkiye hem bölgenin potansiyeli adına öne çıkıyor. Ancak şirketlerin de bir ön hazırlık yapması şart.
Araştırma şirketi KPMG’nin 2014 yılı satın alma ve birleşme raporuna (2014 M&A Outlook Survey Report) göre, 2013 yılında yöneticilerde ekonomiye dair bir nebze iyimserlik vardı, ama bu iyimserlik satın alma ve birleşmelere aynı ölçüde yansımadı. 2014 yılında ise bu başlıkta daha fazla hareketlilik beklentisi yaratan faktörler var. İlk akla gelen, şirketlerin yoğun nakit varlıkları ve küresel bazda faiz oranlarının tarihi düşük seviyelerde seyretmesi. Bu yıl en yoğun satın alma ve birleşme beklentisi yaratan sektörlerde ise KPMG araştırmasında ilk sıra değişmiyor: Yüzde 44’lük kesime göre teknoloji, telekom ve medya sektörleri yine önde. Bu sektörlerde satın alma ve birleşmelerin itici gücü olan belli başlı bazı eğilimler var: Yakınsama teknolojileri, bulut bilişim, veri analitiği, mobilite ve sosyal ağlar. Bu başlıklarda beklenen satın alma ve birleşmelerin temel sebeplerini ise yeni ürünlere sahip olmak, yeni gelir büyütme alanlarına girmek, teknoloji platformlarını genişletmek ve tüm bunların sonucunda da müşteri tabanını büyütme hedefi geliyor.
Türk şirketleri ve kur etkisi
Sistem Danışmanlık Kurucu Ortağı Yeminli Mali Müşavir Hüseyin Karslıoğlu, temelde birleşme ve satın alma işlemleri en az 3 yıllık projeksiyonlarla, belli bir fayda sağlamak amacı ile yapıldığı için bu kur hareketliliğinden çok da etkilenilmeyeceği görüşünde. Ancak konu yabancı şirketlerin bu kur hareketi ekseninde Türk şirketlerine yönelik ilgisi olunca, TL değer kaybettiği için aslında şirketlerin ve projelerin fiyatının göreceli olarak düşüş sergileyeceği aşikar. Bir tarafta da, Türk şirketleri, iç piyasadaki daralmanın ışığında kaynak ihtiyacı içine girecek. Karslıoğlu’na göre, bu konularda talebi doğrudan etkileyen unsurun siyasi ve bölgesel belirsizlikler olduğunu da akıldan çıkartmamak gerek. Döviz piyasasında hareketlilik çok sıcak bir konu. Bu nedenle yılın daha ilk haftalarında bu kur etkisini satın alma ve birleşmelerde görmeyi beklememek gerek. Ama Karslıoğlu’na göre, 2014 yılında, en az 2013 yılındaki işlem sayısını beklemek de yanlış olmaz.
Konu Türk bilişim şirketlerine yönelik yatırımcı ilgisi olduğunda, itici güç sadece kur hareketleri değil. Karslıoğlu, bu başlıkta sektörü, sektördeki şirketleri ve iş yapış tarzlarını öne çıkartan faktörlere dikkat çekiyor. Buna göre, Türk BT şirketlerinin satın alma ve birleşme konularında tercih edilme sebeplerinden biri yurtdışı emsallerine göre daha dar kadrolarla, daha hızlı ve dolayısı ile daha düşük maliyetli bir üretim yapmaları. Özellikle son yıllarda uygulanan yazılım ve Ar-Ge konularındaki teşvik ve destek düzenlemeleri cazip bir ortam oluşturmuş durumda. Bunların bir tamamlayıcısı olarak, bölge ve Türkiye’nin özelliklerinden dolayı daha esnek ürünler geliştirebilme yetkinliği var. Bir tarafta da, diğer ülkelere kıyasla, dünya ile daha hızlı bütünleşebilen insan kaynağı söz konusu. Hem Türkiye’de hem bölgede yüksek ihtiyaca karşılık pazarın hızlı büyümesi, satın alma ve birleşmeler açısından fırsat yarattığı gibi, Türkiye ve özellikle de İstanbul, Karslıoğlu’nun tabiriyle ‘dünyada yeni istasyon noktalardan bir olmaya doğru gidiyor’.
Ar-Ge’nin hakkını vermek gerek
Bu raporlamaların mali içerikler kadar, pazar yapısı, teknoloji -Ar-Ge yapılanması ve bu konudaki kurumsal politikaları, insan kaynağı, düzenli iç ve dış denetim süreçleri, dış ticaret, hukuksal ihtilaflar ve işleyiş, finans yapısı gibi başlıkları kapsaması gerektiğini akıldan çıkartmamak gerek. Hatta Karslıoğlu’na göre, bu raporlamalar en az son iki yılı güncel olarak içerecek şekilde ilgili geçmiş dönemlerde yapılmış olmalı. Kurumsal Ar-Ge yetkinlikleri demişken, yazılım geliştirme ve Ar-Ge projeleri olan şirketlerin yersiz mütevazilik yapmayıp kendilerini tam ve doğru anlatabilmeleri şart. Yani eğer teknoparkta yer alıyorsa, TÜBİTAK, TEYDEB gibi kamusal fonlardan faydalanmışsa veya bu konuda girişimlerde bulunuyorsa, bunu talibine anlatması, fiyatı da olumlu etkileme gücüne sahip.
Küreselde hareketlilik artacak
Araştırma şirketi CCS Insight’ın tahminlerine göre, telekom ve teknoloji sektörü çok farklı satın alma ve birleşme aktivitelerine sahne olacak, gelecek iki yıl bu başlıkta hareketli geçecek. Beklentinin temelinde ise bu sektörlerin belli başlı şirketler ekseninde konsolide olma eğilimi yatıyor. Bu tahmin ışığında, belli büyük sektör şirketleri bölgesel ve küresel yayılımlarını 2016 yılına kadar daha genişletecek. İşte raporda öne çıkan beklentiler:
• Yahoo, 2014 yılında Flipboard ve Pinterest’i satın alarak, mobil alanda gücünü artırmayı hedefleyebilecek.
• Twitter, 2013 yılındaki halka arzından elde ettiği yüksek gelirle, 2013 yılında Facebook’un satın alma teklifini reddeden fotoğraf ve video paylaşım uygulaması Snapchat’ı hedefine alabilecek.
• Foursquare, lokasyon veritabanı ve öneri motoru yapısı ile kredi kartı şirketlerinin ilgisini çekecek.
• Facebook da konum bazlı hizmetlerini geliştirmeye odaklanarak, 2014 yılı satın alma ve birleşmelerini bu eksende şekillendirecek. CCS Insight tahminlerine göre bu yolda Grooblin potansiyel bir hedef. Facebook, haritalandırma ve içerik verisi için Nokia’nın HERE yapısını da izlemeye alabilir.
• Telekomda üç büyük şirketin işbirliği beklentisi CCS tahminlerinde yerini alıyor.
Öncelikler şekilleniyor
Türk bilişim sektöründe gündeme gelen veya gelmesi beklenen, üzerinde çalışılan satın alma projelerinde sektörel dağılım şu şekilde gösteriliyor:
• Kamusal düzenlemelerle gelişen ve güçlenen pazar ve projeler.
• M2M sektörü.
• e-Ticaret ve özellikle e-Pazarlama sektörü
• Elektronik ödeme sistemleri