Evrensel iletişim hakkı
Avrupa, evrensel iletişim hakkı kavramına yeni bir tanım yapma peşinde. Çünkü, diyorlar, mevcut tanım yapıldığında iletişim ses demekti, şimdi durum farklı. O tanım diyorlar, telli erişim üzerine kurulu, gezginlik ve taşınabilirliğe yabancı. En önemlisi de diyorlar, her ülkede tek işletici varken konulmuş kurallar içeriyor, ama artık rekabet var. Avrupa için haklılar. Ülkemize bakarsak, gezginlik konusunda belki başı çekeriz, ses dışı hizmetlerde de fena sayılmayız, ama hâlâ hakim işletici baskın çoğunluğa sahip ve “tekel” bir anlamda fiili olarak sürmekte. Beklenen, telli iletişiminde ana işleticiye telli rakipler çıkmasıydı, hayır, bizde gezgin hizmetler telli hizmetlere rakip oldular. TT, fiyatlarını GSM fiyatlarına göre ayarlıyor.
Avrupa, evrensel iletişim hakkı olarak genişbant hizmetlerini öne almış. Genişbant hizmetlerini iletmeye değmeyecek yerlere devlet katkısı ile fiber döşemek tartışılıyor. Fiber döşemenin tamamen mantıksız olacağı yerlerde bu hizmeti gezgin iletişim üzerinden gene devlet katkısı ile vermek düşünülüyor. Ancak bu hizmetlerin telli-telsiz arasında rekabet içinde olması değil, tamamlayıcı olması gerektiğine de dikkat çekiliyor.
2013 için konulan hedef her konuta genişbant hizmetlerin telli veya telsiz ulaşması. Günümüzde ulaşma oranı kentlerdeki nüfusun yüzde 98’i kırsaldaki nüfusun yüzde 77’si olarak veriliyor. Avrupa ülkeleri arasında aynı 18Mb/s “triple play” hizmet demeti için 20 avro (Fransa) ödeyen de 70 avro (Belçika) ödeyen de bulunduğuna dikkat çekilerek, rekabetin henüz sonuçlarının alınmadığı uyarısı da yapılmakta. 2020 hedefi ise erişim hızı için 30 Mb/s, abonelerin yarısından fazlasına da 100Mb/s ile ulaşılması.
Biz neredeyiz, hedeflerimiz ne ve bu hedeflere ulaşmaktaki yol haritası ile politikalar nerede? Aslında fena değiliz. GSM işleticilerimiz de, bodruma kadar fiber döşeyen internet servis sağlayıcılarımız da 100Mb/s hızları gösteriyorlar. Ama bunun yaygınlaşması olabilecek mi? Günümüzdeki yıkıcı rekabet ile zor. Peki, yapıcı rekabeti nasıl oluşturacağız?