Derin öğrenme, dijital reklamcılığa yön verecek
Derin öğrenme destekli hiper-kişiselleştirme, tüketicilerin bireysel tercihlerine ve davranışlarına göre uyarlanmış reklamlar sunarak 2025 yılında dijital reklamcılığın dönüşümünde kilit rol oynayacak. RTB House, dijital reklamcılığın 2025 yılında hiper-kişiselleştirme, gelişmiş programatik çözümler ve bağlamsal hedeflemenin yükselişiyle dönüşeceğini öngörüyor. Derin Öğrenme ve yapay zeka, pazarlamacıların bireysel tüketici davranışlarını ve tercihlerini daha önce hiç olmadığı kadar anlamalarını sağlayacak.
Genel reklam kampanyalarının geçmişte kaldığını belirten RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, “Derin öğrenme, bireysel tercihleri, satın alma niyetini ve hatta duygusal tetikleyicileri anlamak için geniş veri kümelerini analiz ederek hiper-kişiselleştirmenin önünü açıyor. Örneğin, sepeti terk eden bir kullanıcıya genel bir hatırlatıcı göstermek yerine, Derin Öğrenme neden sepeti terk ettiklerini tahmin edebilir ve yeniden hedefleme mesajını buna göre uyarlayabilir” dedi.
Maliyetleri azaltabilir
McKinsey verilerine göre, kişiselleştirme müşteri edinme maliyetlerini yüzde 50’ye kadar azaltabilir ve geliri yüzde 5 ila yüzde 15 artırabilir. RTB House, tescilli ContextAI motoru ile bağlamsal hedefleme çözümleri sunarak bu trendin ön saflarında yer alıyor. Bu teknoloji, kullanıcının mevcut tarama davranışını ve ortamını dikkate alarak alaka düzeyini artırıyor ve reklam yorgunluğunu azaltıyor. Dünyaca ünlü otomobil markası Honda’nın Polonya’daki reklam kampanyalarında etkileşim oranlarında yüzde 300’lük bir artış sağlayan ContextAI, bağlamsal analizler için gelişmiş işlem gücü sunuyor.
Programatik reklamcılık da evrim geçiriyor. 2025’te, gerçek zamanlı teklif vermenin ötesine geçerek, programatik garantili ve özel pazar yerlerinin yükselişine tanık olacağız. Böylece markalara daha fazla kontrol, şeffaflık ve premium envanter erişimi sağlanacak. Küresel reklam gelirleri 2025’te 1,1 trilyon dolara ulaşacak ve dijital platformlar bunun büyük bir kısmını oluşturacak. Üçüncü taraf çerezlerin kullanımının azalmasıyla birlikte, bağlamsal hedefleme ve birinci taraf verilerin önemi de artacak. 2025’in dijital medya ortamında hem zorluklar hem de fırsatlar olduğuna dikkat çeken Tuncer, “Derin öğrenme, gelişmiş programatik stratejiler ve bağlamsal yeniden hedeflemeyi benimseyen pazarlamacılar, bu gelişen ortamda başarılı olabilir ve benzeri görülmemiş düzeyde etkileşim ve ROAS elde edebilirler” dedi.