Hedef: Yurtdışı pazarı
4S Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Melih Akyılmaz, Bilkent Cyberpark’ta kurdukları Teknoloji Çözüm Merkezi’ne yaptıkları yatırımla elde ettikleri yetenekleri anlattı.
4S Bilgi Teknolojileri’ni kurma ve büyütme sürecini paylaşan Melih Akyılmaz, “Girişimcilik ruhumu kamuda uygulayamayacağım için özel sektör deneyimi yaşamak istedim. Kurmuş olduğum şirketin süreçleri doğru yatırımla ilerledi. Ankara’da olmam sebebiyle en büyük müşteri portföyüm kamuydu. Kamuda ürün tedarik etmek önemli değil, aldığınız ürünün hizmetinin, şirketten hangi kalitede aldığınız çok daha önemlidir. Ben bu hassas noktayı yakalamaya çalıştım. Süreç içerisinde bir marka, uluslararası bir markayla olmanız önemli. HP tarafına yatırım yaptım; markayı arkama almanın çok büyük avantajını yakaladım. Marka olmadığınız zaman projelerin içerisinde yer almanız zor oluyor. Markanın uçtan uca bütün çözümleriyle ilgili yetenek geliştirdim. Teknolojinin gelişmesiyle beraber ürün boyutundan çıkılması gerektiğini gördüm; yetkinlik alanlarımı artırmaya başladım. Bu süreçte, marka bağımlılığından da çıkmak zorunda kalıyorsunuz çünkü markaların birbirlerine göre artıları ve eksileri bulunuyor. Bu da sizin bilişim sektöründeki bakışınızla, vizyonunuzla da çok orantılı. Gelecekteki ihtiyaçların ne olduğunu önceden tesbit edebiliyorsanız o aradaki süreci yatırım süreci olarak kullanıyorsunuz. O süreçlerde de bu yatırımları yaptım. Marka bağımsız, çözüm odaklı bir şirket haline gelmesini sağlayarak 4S’i markalaştırdım” şeklinde konuştu.
‘pdf’ mühendisliğinden vazgeçmek gerekiyordu
Akyılmaz, Bilkent Cyberpark’ta kurdukları Teknoloji Çözüm Merkezi için düşüncelerini şöyle aktardı: “Demo merkezlerini oluşturmak çok büyük maliyetler oluşturduğu için bunlar hep ‘pdf’ üzerinden konuşuldu; ‘pdf’ mühendisliğinden vazgeçmek gerektiğini düşünerek çözümlerimizi uygulayabileceğimiz Bilkent Cyberpark’taki bu merkezi kurdum. Çözümlerimizi uygulayabileceğimiz tüm markalara yatırım yaptık.” Akyılmaz, “Öncelikle ‘İş Sürekliliği’ne yatırım yaptık. Cybepark’ta kurmuş olduğumuz altyapıyı kavram-ispat çalışması şeklinde müşterilerimize götürdük ve kendilerine sunumlar gerçekleştirdik. Burada elde ettiğimiz yetenek Türkiye’deki ilk ve tek; aktif-aktif yapıda çalışabilen projenin gerçekleşmesine neden oldu. Bu da yaptığımız tüm yatırımlara değecek bir işti. Çok önemli ‘İş Sürekliliği’ projeleri gerçekleştirdik. BT, bizim yetenek merkezimiz. Bilişimin tüm faaliyet alanlarıyla burada olmamız gerekiyor. Burada yeteneklerimizi kazandıktan sonra da iş modellemesi yapmak için de ‘İş Teknolojileri’ tarafına geçtik. Kendi içerisindeki iş akışının, süreç yönetiminin, modellemesinin nasıl yapılacağını bilmeniz gerekiyor. O zaman bu noktada çözümü üniversitelerle birlikte çalışma üzerine kurmaya başladık. Bir de ilgili sektörün bu konudaki deneyimlerini danışmanlık statüsünde yapımızın içerisine alıp çalışmaya başladık. Böylece ‘İş Teknolojileri’ tarafında koyduğumuz teknik yapının üstüne bir de; bilgi birikimi transferi boyutuna geçtik. Şimdi işlerimizi bu şekilde yürütüyoruz ve Türkiye’nin en çok buna ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Oyun teknolojilerinden faydalanmak istiyoruz
“2013’te bir Ar-Ge birimine ihtiyacımız olduğunu düşündük ve Ar-Ge departmanı kurduk” ifadesini kullanan Akyılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burada bir kısım bilgi güvenliği üzerine çalışıyor. Oradaki hedefimizde oyun teknolojilerinden faydalanmak; güvenlik kavramını basitleştirmek, cazip hale getirmek istiyoruz. Devamlılığını ve sürdürülebilirliğini sağlayamadığımız hiçbir şeye yatırım yapmıyoruz. Hedefimiz de yurtdışı pazarına girmek. Bunu çok önemsiyoruz, eforumuzu ürünlerimizi çıkarttığımız andan itibaren Türkiye’de olduğu kadar yurtdışında da harcayacağız. Oyun teknolojileri gelecekte işlerimizin içerisinde çok önemli bir yere sahip olacak. Simülasyonunu yapabileceğimiz her şeyi oyun teknolojisine döndüreceğiz. En iyi farkındalığı, en iyi algıyı, öğrenmeyi orada yapabiliyorsunuz. 2014’ün 2. yarısında ürünlerimizi pazara çıkarmış olacağız. 2014’te; sanallaştırma, bulut bilişim, güvenlik ve Ar-Ge’ye yoğunlaşacağız. Sanallaştırmada geldiğimiz noktayı çok daha ileri taşımanın çalışmaları içerisindeyiz. Güvenliği sadece bir çözüm ve ürün olarak görmüyoruz; ona eğitim ve danışmanlık verilmesi gereken çok önemli bir uzmanlık alanı olarak bakıyoruz. Dünya çapında önde gelen iş gücü geliştirme, danışmanlık ve eğitim kuruluşlarından biri olan QAI–Quality Assurance Institute’un Türkiye’deki ilk ve tek iş ortağı olduk. Tüm kazançlarımızı iş yatırımına döndürüyoruz. Başarılı olmak zorundayız. Biz kendimizi bütünleştirici olarak kabul etmiyoruz. Biz yeteneği kendimizde geliştiriyoruz. Üreticilerin çözümlerini kendi içimizde katma değerli hale getiriyoruz; ‘katma değerli entegratör’ü kabul edebilirim. Alıp satmayla ülke bir yere gelmez. Üretimin olmadığı yerde devamlılık olmaz. Uluslararası üreticilerin bize verdiği değeri çok farklılaştırdık.”