Her türlü imzada hassasiyeti korumak şart
Islak imzaya karşı çok daha güvenli bir yapı sunan elektronik imzada, yine de kullanıcı farkındalığı her zamanki gibi büyük önem taşıyor. Yasadışı adımlarda cezai müeyyideler de son derece net.
E imza, elle atılan imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip ve gerçek kişiler adına oluşturuluyor. “Kurum adına e imza oluşturulmaz” hatırlatmasını yapan İnnova Yönetim Sistemleri Danışmanlığı Yöneticisi Burak Bestel’in de belirttiği gibi, e imza, kullanıcıya hukuki olarak paylaştığı bir belgenin, mektubun veya benzeri bir evrakın gerçekten kendi imzası ile imzaladığını kanıtlamasını sağlıyor. Bu açıdan, özellikle devamında hukuki bağlayıcılığı olabilecek olan sözleşmeler, teklifler, personel akitleri gibi her tür elektronik yazışmanın e imza ile gönderilmesi ciddi bir hukuki güvence sağlıyor. Ayrıca dokümanın daha sonra değiştirilmediğini garanti altına alarak, e-imzalı dokümanlara ispat gücünü beraberinde getiriyor.
E imzanın sahtekârlık ve izinsiz kullanımı da, aynı ıslak imzanın taklit edildiği koşuldaki gibi hukuken bir suç teşkil ediyor. “E imza sahibinin de, aynı boş bir kâğıdın altını imzalamaması gerektiği gibi, e imza bilgilerini de güvenli tutması ve kimseyle paylaşmaması çok önemli” hatırlatmasını yapan Bestel’e göre, ‘güvenlik’ başlığındaki yasal yapılanma, yasanın yazıldığı günü göz önüne alırsak yeterli olarak görünebilir. Ancak teknoloji, özellikle de iletişim teknolojileri çok hızla gelişen ve değişen bir dinamiğe sahip. Dolayısıyla, bu süreçte oluşan yeni sayısal tehditlere, yeni kullanılmaya başlayan iletişim altyapılarına ve benzeri tüm değişime yönelik olarak kanunda da eksik kalan yanlara dair sürekli yeni düzenlemeler yapmak gerekiyor. Bestel’in de dikkat çektiği gibi, bu durum zaten sadece e imza ile ilgili değil. Siber suçları ve bilişim uygulamalarını düzenleyen bütün kanunlar, birçok diğer kanundan çok daha kısa bir sürede yeni düzenleme gereksinimi duyar hale geliyor.
Sertifika üreticileri de sorumluluk sahibi
23 Ocak 2004 tarih ve 25355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, 23 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ile güvenli elektronik imzanın elle atılan ıslak imza ile aynı ispat gücüne sahip olduğu ve bu şekilde oluşturulan elektronik verilerin hukuken geçerli olacağı hususları düzenlendi. İlgili maddelere bakıldığında, 5’inci madde ”Elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğurmaktadır.”, 22’inci madde “Elle atılan imza ile aynı ispat gücüne haizdir.” ve 23’üncü madde uyarınca da “Oluşturulan elektronik veriler senet hükmündedir” ibareleri var. TNB E-imza Kurumsal Satış Yönetici Berkan Çağlar’ın eklediği bilgi ışığında, 5070 sayılı kanunun 16. maddesinde de belirtildiği gibi, bu tarz yasadışı yollara başvuranlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş yüz milyon liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezaları ile cezalandırılmakta. “Bu suçu işleyen eğer elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı çalışanları ise bu suça getirilen ceza ağırlaşmış, cezanın yarısına kadar arttırılabileceği belirtilmiştir” bilgisini de ekleyen Çağlar, yasal yaptırımların yanında, burada sertifikayı üreten firmalara da önemli görevler düştüğünün altını çizdi.
Güvenilir bir araç
Türkiye’de elektronik imzaya ihtiyaç duyulmasının en önemli sebebi, hukuki işlemlerde güvenlik, kimlik tespiti, inkar edilmeme gibi özelliklerin sağlanmak istenmesi. Elektronik İmza Yasası’nda yer alan usullere göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmünde. Bu veriler, aksi ispat edilinceye kadar kesin delil sayılıyorlar. Elektronik imzanın ıslak imza kadar bağlayıcı oluşu, hukuki gücünü de tescilliyor. “Elektronik imzanın izinsiz kullanımıyla ilgili yasada belirtilen 2-5 yıl arası hapis ve yüklü para cezaları bulunuyor” bilgisini veren Anadolu Bilişim Kurumsal Uygulama Hizmetleri Direktörü Atakan Karaman’ın da belirttiği gibi, elektronik imzada sahtecilik, ıslak imzada ve resmi evrakta sahtecilikle eşdeğer tutulan bir suç. “Elektronik imza pazarının oluşumu ve gelişimi aşamasında, sahte ve taklit elektronik sertifika oluşturma olasılığına karşın kanunda yer alan maddeler, bu tür olumsuz davranışların da önüne geçti” diyen Karaman’a göre, bu sebeple günümüzde elektronik imza, güvenilir bir araç olarak hayatımızda yer alıyor.
TAKLİT VE TAHRİBE KARŞI ÖNLEM
İKİ KRİTİK KONUDA DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR
“Düzenlemelerin amacı öncelikle birey hak ve özgürlüklerinin korunması olmalı. İnsanlarımızın bilişim teknolojilerinden en üst düzeyde yarar sağlamasına imkân tanınırken, genel kamu düzeninin de ancak bu biçimde sağlanabileceği unutulmamalı. Bu alandaki bilgi birikiminin ve bilincin arttırılması yönünde yapılacak çalışmalar, pek çok yasal düzenlemeden daha fazla yarar sağlayacaktır.”
SAHADAKİ RİSKLERE KARŞI DİKKATLİ OLUNMALI
“Elektronik imzanın kullanım sorumluluğu kişilerdedir. İmza ve erişim şifresi iyi korunduğu sürece taklit edilmesi, sahtekârlık yapılması mümkün değil. Elektronik imzada, kişi doğru kullandığı sürece ve şifresini kimseyle paylaşmadığı sürece, herhangi bir sahtekârlık ya da izinsiz kullanım söz konusu olmaz. Ancak elektronik imzada konuya sertifikaların başvuru ve üretim süreçleri açısından bakmakta fayda var. ESHS’lerin doğru kimlik tespiti yapmadan sertifika üretmeleri, kuryelerin sertifikaları hatalı kişilere teslim etmesi gibi durumlar oluşabilir. Bu süreçlerin doğru yönetildiğinin kontrolü BTK’da olmakla birlikte, sahada oluşabilecek özel durumlar için kişilerin dikkatli olması gerekir.”