‘Yeni medya okuryazarlığı’ seferberliği başlatılmalı
Türkiye internetinin 21. doğum günü, 12 Nisan’da Ankara Barosu Konferans Salonu’nda internet gönüllülerinin katılımıyla kutlandı.
12 Nisan 1993 tarihi, Türkiye internetinin doğum günü olarak kabul ediliyor. O gün, ODTÜ-Bilkent ve TÜBİTAK’ta yerel ağa bağlı herkes internete çıkabildi. 1998 yılından beri de 12 Nisan’ı kapsayan ikinci hafta; ‘İnternet Haftası’ olarak kutlanıyor. İnternetin 21. doğum gününde düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını Ankara Barosu Bilişim Hukuku Kurulu Başkanı Avukat Nihad Karslı gerçekleştirdi ve “İnternet bize özgürlük veriyor. Özgür olmak istiyorsak interneti özgür kılmalıyız. Gazeteyi kapatabilirsiniz ama interneti kapatamazsınız” dedi.
Belediyeler interneti saydamlık aracı olarak kullanmalı
Etkinliğin onur konuğu olan Mustafa Akgül, “1998 yılından beri İnternet Haftası’nı kutluyoruz ve ‘İnternetle tanışın; internet yaşamdır’ diyoruz. Kültürel mirası internete taşımak, halk kütüphanelerinin internete bağlanması hedeflerimizden. ‘Kendi okulunu internetle bütünleştir’ dedik ama FATİH Projesi’ni başarısız olmaya mahkum olarak görüyoruz. Çünkü hedefleri bulunmuyor. Tabletlerin internete çıkışında da sorun var. Diğer yandan belediyeler interneti saydamlık aracı olarak kullanmalı. Üniversitelerde açık erişim olmalı. Açık veri çok önemli. Engelliler için çalışmalar yapılmalı” şeklinde konuştu.
İnternet hakkımıza sahip çıkmalıyız
Etkinlikte; bilişim STK’larının 12 Nisan 2014 – internetin 21. yaş günü sebebiyle hazırladıkları bildirge okundu. Bildirgede şu ifadeler yer aldı: “İnternet ve özellikle sosyal ağlar, ülkemizde 35 milyon civarında yurttaşımızın kullandığı küresel bir ağdır. Hükümetimizi, temel insan hakkı olan ifade özgürlüğüne ve yurttaşların internete erişim hakkına, Anayasamız, AIHM ve evrensel hukuk ilkeleri ışığında sahip çıkmaya, hukuka aykırı uygulamaları engellemeye davet etmeye, internetin ülkemize yapacağı katkıya odaklanmaya ve zararlı içerik için makul davranmaya çağırıyoruz. Sadece Twitter değil, 5651 ile verilmiş erişim engelleri kararları temel hak ve hürriyetlere aykırıdır. AYM’nin kararının yanı sıra 5651’e dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararı mevcuttur. Bu kararla yasanın kendisi ifade özgürlüğüne aykırı bulunmuştur. İnternette vergi problemi de bütün dünyanın yeniden düzenlemeye çalıştığı bir konudur. Sadece Türkiye bu konuda müzdarip değildir. Bunun çözümü zaman alacaktır. Kaldı ki bizim mevzuatımızda vergi borcu nedeniyle Youtube, Twitter gibi şirketlere erişim yasağı getirmek mümkün değildir. Türkiye’nin, Twitter ve Google gibi şirketlerden talepleri evrensel ölçülerin çok üzerindedir. Bu sebeple bu gibi şirketlerin içerik çıkarma konusunda Türkiye’ye çifte standart uyguladığı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. “Twitter, Türkiye’yi dikkate almıyor, mahkeme kararlarını uygulamıyor, başka ülkelerde uyduğu kurallara Türkiye’de uymuyor” şeklindeki argümanlar gerçekçi değildir, doğru da değildir. Kendi yurttaşımızı cezalandırıp, ülke olarak kendimize zarar veriyoruz. Birbirine paralel temel iki mücadele hattı izlenmelidir: Birincisi yeni mağduriyetlerin ortaya çıkmaması için ‘Yeni Medya Okuryazarlığı’ seferberliğidir. İkincisi ise mevcut mağduriyetlerin yarattığı problemlerin hafifletilmesi ve okuryazarlık bağlamında toplumsal dersler çıkarılması için bilinçlendirme kampanyaları yapılmasıdır. Empati sahibi, sorunlara hoşgörü ve diyalogla yaklaşan, farklı kültürlere saygılı, insan haklarına duyarlı bireyler olmalıyız. Türkiye, internet ile kavga etmeyi bir kenara bırakmalı, erişim engelleme, URL filtreleme gibi çağ dışı, sansürcü, negatif düzenlemeleri kenara koymalıdır. Pozitif politikalara yönelmeli ve yurttaşı internet ve yeni medya ile barıştıracak, onu teknoloji karşısında güçlendirecek makro ve mikro adımları ivedilikle atmalıdır. Devlet yurttaşı eğitmeli, onu yetkin kılmalı, ona gerekli yazılımları sağlamalı ama neyin iyi neyin kötü olduğu kararını yurttaşa bırakmalıdır. Yurttaşlarımızı da diğer tüm temel hak ve hürriyetlerimizle sıkı sıkıya bağlı internet hakkımıza sahip çıkmaya davet ediyoruz.”