Verimliliğin yolu mobiliteden geçiyor
Mobil cihaz kullanımı artarken geliştirilen yeni uygulamalar, KOBİ’ler için zaman ve mekandan bağımsız esnek iş modelleri ve kazanç fırsatları getiriyor.
Son yıllarda hızla artan taşınabilir cihaz sahipliği çerçevesinde mobil cihazlar için geliştirilen yeni yazılımlar iş hayatımızı da sosyal hayatımızı da mobil cihazlara taşıyarak bizleri mekan bağımsız bir yaşamla tanıştırdı. Elimizde, cebimizde taşıdığımız bu yeni yaşam, uyum sağlayabilen herkes için zengin fırsatlar ve yeniliklerle dolu.
Taşınabilir cihazların kullanımı akıllı telefon, tablet, fablet derken el terminalleri, POS cihazlarıyla katlanarak arttı. Mobil cihazlar için hazırlanan yeni yazılımlar sayesinde birçok iş modeli geliştirildi. Satın almadan muhasebeye, finanstan malzeme yönetimine kadar pek çok iş sürecinin etkin bir şekilde yönetilmesini sağlayan yeni uygulamalar iş verimliliğini ve geliri artırıyor. Saha operasyonlarını yöneten her ölçek ve sektördeki şirketler mobilleşme yolunda hızlı adımlar atıyor.
İşinizi elinize alın
Bugün küresel ölçekte 1,5 milyardan fazla mobil cihaz kullanılıyor. Bu dinamik çerçevede şekillenen dünyamızda en önemli teknolojik eğilimler sosyal medya, bulut bilişim ve mobilite.
Mobilite artık bizlere mekan ve zamandan bağımsız bir hayat sunarken, KOBİ’lerin de işlerini mesai saatleriyle sınırlaması gerekmiyor. Daha verimli çalışmak için daha esnek çözümleri değerlendiren mobil iş çözümleri, teknolojiyi KOBİ’ler için altın anahtara dönüştürüyor.
Çalışma alışkanlıkları ve iş ortamlarında önemli değişimler getiren mobilite; KOBİ’ler için en büyük maliyet kalemlerini ortadan kaldırıyor ve inanılmaz verimlilik artışları ve tasarruflar sağlıyor. En yaygın kullanılan kurumsal iş çözümleri arasında yer alan saha satış otomasyonu, stok ve depo, tedarik zinciri, sevkiyat ve müşteri ilişkileri yönetimleri ve filo ve araç takibi mobil süreçlerle tamamlanıyor. Hatta mobil ERP, veri toplama, mağaza içi satış uygulamaları gibi mobil çözümler de KOBİ’lerin özel ihtiyaçlarını da karşılıyor.
Tek bir cihaz üzerinde on ayrı marka ya da ürünün stok, fiyat, teslimat ve fatura bilgilerini hatta güncel kampanya bilgilerini alıp yönetici ile eleman arasında eş zamanlı mesajlaşma sağlayabilen mobil uygulamalar bulunuyor. Bu tür bir uygulama, KOBİ’lerin maliyetlerini birçok kalemde düşüreceği gibi, iş gücü ve zaman açısından da büyük ölçüde verimlilik ve tasarruf sağlayacaktır.
Mobil uygulamalar cihaz temelli gibi görünse de maliyetleri çok yüksek değil. Birçok şirketin hızla benimsediği Kendi Cihazını Getir (BYOD) uygulaması, KOBİ’ler için yeni bir mobilite vizyonu açtı. Geleneksel olarak iş yazılımlarını şirkete ait cihazlara yükleyen yöneticiler, çalışanlarının kendi cihazlarını kullanarak erişebilmesi için iPhone, iPad, Android gibi platformlarda geliştirilen mobil uygulamalar hazırlatıyor. Şirketler cihaz maliyetlerini düşürmek için iş yazılımlarına bulut üzerinden cihaz bağımsız erişim de sağlayabiliyor.
Gartner araştırmasına göre, 2016 yılında kadrolu çalışanların en az yüzde 50’si e-postalarını, geleneksel masaüstü sistemler yerine, tablet veya akıllı telefonlarla yönetecek. Bu nedenle KOBİ’lerin de BT yapılarını artan mobilite ihtiyacını karşılamak için hazırlaması gerekiyor.
KOBİ vizyonunda M2M teknolojisi
Veri kaynağı katsayısını artıran makineler arası iletişim BT pazarının 7 katı hızla gelişirken büyük veriyi de büyütüyor. Sosyal ağlar, kiosklar, mobil ödeme cihazları, görüntü kayıt sistemleri, araç takip sistemleri gibi makineler arası iletişim bilgileri de tüketici alışkanlıklarını daha derinlemesine ortaya koyuyor. Önümüzdeki yıl dünyada bağlantılı 1 trilyon aygıt olacağını düşününce, elde edilen verilerin doğru değerlendirilerek kaliteli analizlere dönüşmesi önem kazanıyor. Nesnelerin interneti kavramı, elektrik sayaçlarından mobese kameralarına kadar, bu cihazların ürettiği ve birbiriyle yaptıkları paylaşımlardan oluşan tüm verilerin anlamlandırılmasını kapsıyor. Bu verinin analiz ihtiyacı da veri analizi pazarını aynı şiddette artıracak ve hızlandıracak.
Teknolojik dönüşüme destek
Zorlu rekabet koşullarında ayakta kalabilmek için KOBİ’lerin teknolojinin olanaklarından faydalanması bir zorunluluğa dönüştü. Ancak KOBİ’ler işi büyütmek için ana iş koluna yapılan yatırımları sürdürmeli miyim yoksa artık teknoloji yatırımlarına mı kaynak ayırmalıyım diye soruyor. Cevabı veren BCG’nin araştırması teknolojiyi iyi kullanan KOBİ’lerin iyi kullanmayanlara göre geçen 3 yıl içinde gelirlerde yüzde 15 daha hızlı büyüme ve 2 kat istihdam artışı yaşandığını ortaya koyarak yanıtlıyor. İstihdamda 2 kat artışa imza attıklarını ortaya koyuyor. Artık bilişimin lüks değil, ihtiyaç olduğunu tüm KOBİ’lerin kabul etmesi gerekiyor. Teknolojiye zaten dokunuyoruz, ancak ayağa kalkmak için onu tutmamız gerek.
Birçok mobil altyapı sağlayıcının KOBİ’lere özel danışmanların ve uçtan uca çözümleri bulunuyor. Türkiye’nin teknolojik dönüşümünün sağlanması için kamu ve özel şirketler tarafından KOBİ’lere verilen ekonomik desteklerin yanı sıra özellikle teknolojik altyapı yatırımları için de yayınlar, platformlar hatta teknoloji destek kredileri gibi kolaylılar sağlanıyor.
Artık hepimiz iş geliştiriyoruz
Elimizdekilerle yetinmeyip, daha iyisi için düşündüğümüz, daha iyisini istemeye alıştığımız bir çağdayız. Bunun için düşünmek, çalışmak ve cesaret etmek gerekiyor. Kendi işlerinin ustası olan KOBİ’ler mobiliteyi daha etkin kullanmak için sınırlarını zorlamalı. Yazılım şirketleri en verimli ve beğenilen işlerini, müşterilerinin önerileri doğrultusunda geliştirdiklerini ifade ediyorlar. Kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili çözüm alternatifleri, istek ve görüşlerini paylaşan KOBİ yöneticileri, gelecekte daha verimli kullanabilecekleri mobil projelerin gelişmesine katkıda bulunacak ve bu süreci kendi uzman deneyimleriyle hızlandıracaklardır.
MİLLİ MARKALAR KORUNMALI
“Başta Ar-Ge olmak üzere, devlet desteklerinin oldukça yerinde ve faydalı olduğunu söyleyebiliriz. Bilim ve Sanayi Bakanlığı’nın küçük işletmelere teknoloji desteği sağlayan yönetmeliği 29 Nisan’da yürürlüğe girdi. Bu da önemli bir kazanım sağlayacaktır. Uygulanmakta olan Kamu İhale Kanunun 63. Maddesine göre, kamu alımlarında yerli üreticiler lehine bir fiyat avantajı söz konusu. Ancak pratikte bunun uygulandığını söylemek çok mümkün değil. Milli markaların korunması ve özel sektörün yatırıma teşvik edilmesi için bu konuda bir denetim mekanizmasının oluşturulmasına ihtiyaç var.”