Yer ve göğün verisi görselleştirildi
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı, 102 yılın hava durumunu görselleştirdi.
Günümüz dünyasında bilginin paylaşımı ve yorumlanmasında ciddi değişiklikler yaratan veri görselleştirme kavramı, teknolojinin ve web araçlarının gelişimiyle birlikte her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Türkiye'nin önemli bilim merkezlerinden biri olan Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı da farklı üretim disiplinlerini veri görselleştirme alanında bir araya getirdi.
1911'den Günümüze Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı'nın Macerası
Etkinlik, Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Meteoroloji Mühendisi Adil Tek'in “Asırlık Rasad” isimli sunumuyla açıldı. Tek, sunumunda laboratuvarın geçmişten bugüne geçirdiği aşamaları ve teknolojiye ayak uydurma serüvenini anlattı. 102 yıllık süreçteki önemli tarihlere de değinen Tek, etkinlik katılımcılarına Tuna Nehri'nin Karadeniz üzerinden İstanbul Boğazı'na buz parçaları taşıdığı; kamuoyunda “Boğaz'ın Donduğu Gün” olarak bilinen 24 Şubat 1954'ten, İstanbul'da ölçülmüş en yüksek sıcaklığın (42,7 derece) yaşandığı 13 Temmuz 2000'e, İstanbul'un meteorolojik geçmişini izleyicilerle paylaştı.
Tek'ten sonra söz alan Ahmet Özcan, meteorolojik veri ölçümünün önemini anlatırken, özellikle yüksek katlı binaların yalıtımlarında sağlanan tasarrufa ve doğal afet sensörlerinin kayıpları önleme özelliklerine değindi. Meteorolojik ölçümleri led ışık kaynaklarıyla görselleştiren teknolojilerin, bilginin hızlı ve isabetli yorumlanmasını sağlamasının önemini kaydeden Özcan, bu yorumlama süreçlerinin tarım üretiminde de fayda sağladığını belirtti.
3 Boyutlu Yazıcının Marifetleri, Ay ve Ezan, Meteorolojinin Şiiri…
Etkinlik katılımcıları, teknolojinin geldiği önemli noktalardan olan 3 boyutlu yazıcıyı da tanıma fırsatı buldu. “3. Endüstri Devrimi” olarak da adlandırılan teknolojiyi tanıtan Furkan Bakır, 2000-2012 arasında Nisan ayı içinde gerçekleşmiş rüzgar şiddeti ölçümlerine dayanarak plastik malzeme ile ürettiği vazoyu katılımcılara göstererek, veri görselleştirme ile meteorolojinin somut birlikteliğini örnekledi. Bakır, dijital tasarımların 3 boyutlu görsel ve fiziki varlık kazanması ile, tıp alanında da insanların hayatını kolaylaştıran protez organ üretimlerine de değindi.
Etkinlikte çevre ve özgür yazılım aktivisti Yakup Çetinkaya da; güneşin, ayın ve havanın sunduğu ölçülebilir ve sınıflanabilir verileri bir araya getirmek üzere “Yeri ve Göğün Verisi” adını verdiği bir görselleştirme çalışması sundu. Katılımcıların ilgiyle takip ettiği sunumda İstanbul'un tüm ezan saatleri tek bir sayfaya sığdırıldı, ayın gökteki salınımları görsel olarak canlandırıldı ve kentin 8 noktasından alınan sıcaklık değerleri, belli ritmlerle harita üzerinde hareket ettirildi.
Çetinkaya'nın sunumunu veri görselleştirme atölyesinde 102 yıllık meteorolojik veri üzerine görselleştirme uygulaması yapan yazılımcıların sunumu takip etti. Yazılımcılar, çeşitli web geliştirme ve görselleştirme araçlarını kullanarak Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı'nın sağladığı 102 yıllık çeşitli meteorolojik veriyi görsel dile aktardı. Etkinlik katılımcıları, matematiksel verinin görsel dile aktarılışıyla ortaya çıkan yorumlama açılımlarını dikkatle takip etti.
Etkinlik, disiplinler-aşırı çağdaş sanatçı ve teorisyen Genco Gülan'ın eğlenceli ve kişisel yaratıcılığa da yönelik atölyesi “Şiirsel Veri Analizi” ile son buldu. Sanatçının atölyesi, Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı'nın derlediği sıcaklık, rüzgar ve yağış verilerinin yazı diline dönüşmesi üzerineydi. Gülan, katılımcılardan duvara yansıtılmış 102 yıllık sıcaklık, rüzgar ve yağış verileri içinde bir tarih belirlemelerini istedi. Katılımcılar da, Meteoroloji Mühendisi Adil Tek'ten değerlerini öğrendikleri o tarihi, kişisel tarifleriyle ürettikleri şiirler yoluyla yazıya döktüler. Matematiksel verinin ve yazı sanatının, bilimin ve ilhamın bir araya gelişine, etkinlik katılımcıları coşkuyla eşlik etti.