Perakende sektörünü teknoloji şekillendiriyor
Son 10-100 yıl arasındaki teknolojilerin hepsini hala ‘yeni’ olarak değerlendiriyoruz: GPS, RFID, sayısal video, biyometrik, manyetik rezonans görüntüleme, DNA düzenleme, robotik, ses tanıma, kablosuz iletim, bulut, akıllı mobil cihazlar ve daha birçok teknoloji. Bu teknolojiler uzun yıllardır aramızda, hayatımızda. Ama asıl değeri yaratmaları doğru biçimde bütünleştirilebilmelerine bağlı.
Perakende sektörü büyük bir değişim içinde. Bunun ilk akla gelen örneği mobil erişimin tüketiciler, pazarlama dünyası ve iş hayatındaki etkisi. Ama temelde çok daha kapsamlı teknolojiler geleceğin perakende dünyasını şekillendiriyor. Yanıt verilmesi gereken temel soru ise hangi iş modelleri ve pazarların bu tarz teknolojilerden, ne gibi uygulamalarla etkileneceği. Bu arada varolan birçok teknoloji de tüketiciye değer sunmak için farklı yöntemlerle entegre olacak ve perakendeciler arasında kayda değer rekabet avantajının da anahtarını oluşturacak. Deloitte tarafından hazırlanan ‘Perakendenin Küresel Güçleri 2014’ (Global Powers of Retailing 2014) araştırması bu konuda önemli bilgiler barındırıyor. Buna göre son 10-100 yıl arasındaki teknolojilerin hepsini hala ‘yeni’ olarak değerlendiriyoruz: GPS, RFID, sayısal video, biyometrik, manyetik rezonans görüntüleme, DNA düzenleme, robotik, ses tanıma, kablosuz iletim, bulut, akıllı mobil cihazlar ve daha birçok teknoloji. Bu teknolojiler uzun yıllardır aramızda, hayatımızda. Ama asıl değeri yaratmaları doğru biçimde bütünleştirilebilmelerine bağlı. Rapora göre, bu durumda kamera ve radyo iletişimi gibi daha eski teknolojiler bile yeni hayat tarzlarına uygun biçimde kombine edilip, uygulamalarla zenginleştirilebilirse fırsat oluşturmayı sürdürebilir. İşte örnekler:
GPS: GPS ve mobil telefon teknolojilerinin bütünleştirilmesi yeni pazarlar ve hizmetler yaratma fırsatlarının ilk akla gelen örneği. 1980’lere dayanan bu iki teknoloji, bugün hayatın vazgeçilmezi. GPS o günden bugüne mobil telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve arabalar gibi birçok cihazda kendine yer buldu. Dünya coğrafyasının büyük bir bölümü bu teknoloji ile haritalandırıldı. GPS’in herkesin erişebileceği bir teknoloji halini alması, beraberinde değerli hizmetlerin de hayat bulmasını sağladı. Araştırma bunu da örnekliyor: Mobil coğrafi konumlandırma hizmetlerinden elde edilen gelirin 12.8 milyar doları aşması bekleniyor. Bu konumlandırma devri beraberinde perakende deneyimini de etkiliyor. Örneğin tüketiciler cep telefonlarına konum bazlı promosyon ve teklifler alıyor, perakendeciler de mağazalarındaki aktif mobil cihazları kolayca tespit edip tanımlayabiliyor.
RFID: RFID, 20 yıldır aslında fırsatlar sunuyor ve teknolojinin kendisi yaklaşık 60 yıldır var. Ama potansiyel etkisini ve değerini anlamak için bugünlere kadar beklemek gerekti. RFID radyo dalgalarından enerjiyi toplayıp depoluyor. Sonra da işaretli nesne için bilgiyi tanımlayarak geri iletiyor. Üretici ve perakendeci için bu, elektronik bir seri numarası veya stok tutma birimi ve nesne ile ilgili bilgi için potansiyel bir ağ adresi. Fiyat etiketlerinin yerine veya görünmeyen kimlik olarak bir süredir RFID kullanılıyor. Ancak araştırmada da dikkat çekildiği gibi, birim maliyet RFID’nin potansiyelinin hayata geçmesinin önünde hep bir engel oldu. Ancak rapora göre, artık maliyetten ötesine, değer yaratım fırsatlarına bakma zamanı geldi. Bunun için de tedarik zinciri ve ürünün hayat döngüsü içinde tasarruf fırsatı yaratan unsurlara bakmak gerek. Örneğin RFID, ödeme işlemi maliyeti olmaksızın otomatik işlemi mümkün kılabilir. Bir RFID, ürün için kalıcı güvenlik etiketi olabilir. RFID sanal bir etiket, yorumlar, tamir, geri dönüşüm, ürün değişimi gibi her türlü ürün bilgisi için bir web adresi olabilir. Üreticiler ve perakendeciler bazı ürün kategorilerinde ve uygulamalarda RFID kullanımına başladı. RFID’nin asıl değeri ise belirttiğimiz gibi, diğer teknolojilerle uygun biçimde bütünleştirilmesinde yatıyor. Raporda bunun için örnek olarak herhangi bir nesnenin taranması sonucunda GPS zamanı ve konumunun kayıtlarının üretilmesi gösteriliyor. Böylece her türlü eşya tedarik zincirinde ve hayat döngüsünde takip edilebilir. Tedarik zincirinin tüketici talebi karşısında dengeli bir seyir izlemesi üretim etkinliği ve marjları olumlu etkiler. Araştırmaya göre, iletim teknolojisi adına önemli bir adım olan RFID, perakende sektörünü tedarik zincirinden müşteriye kadar tüm süreçlerde değiştirme gücüne de sahip.
3D Baskı: 3D baskı gibi teknolojiler, rapora göre, tedarik zinciri yapısını çok daha köklü bir değişimin içine sokacak. Araştırmaya göre, tüketicilerin kendi ürünlerini evde kendi 3D baskı cihazları ile üreteceğini düşünmek hata olur. Ama bir veritabanından veya kişisel tasarımdan bir ürünün baskısını yapma fikri hiç de hayal değil. 3D baskının depo envanter seviyeleri ve küresel tedarik zinciri üzerinde potansiyel etkisi büyük. 3D baskı perakendeciler için nihai üründe yatırımlarını azaltma fırsatı sunduğu gibi, tüketiciye özel ürün zinciri konusunda da fırsatlar taşıyor. Bu arada 3D baskı cihazları ile tüketiciler ve tasarım özellikleri veritabanı arasında ağ bağlantısı kurulabilirse, birçok fırsat da hayat bulabilir. İşte örnekler:
– Birçok ürünün kaynaklarının elde edilme ve dağıtım yöntemleri değişebilir. Özellikle de yedek parça gibi stoklaması zor ürünlerde…
– Ürünler siparişe göre üretilebilir ve stoklar sıfırlanabilir. Bu da tedarik zincirinin tepeden tırnağa değişimi demek.
– Ürün geliştirme ve prototip yapımı hız kazanır. Bu da ürün geliştirme ve pazara çıkış hızını artırdığı gibi, bu süreçlerde de değişimi beraberinde getirir.
– Kişiselleştirme, birçok üründe standart halini alabilir. Kıyafetler tam kişisel ölçüde üretilebilir.
– Moda dünyasının hızı daha da hızlanabilir. Herkes bir tasarımcı halini alabilir.
MRI: Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) teknolojileri herhangi bir nesnenin bileşim profilini ortaya koyar. Bu haliyle perakende sektörüne pek uygun gibi gözükmese de diğer başka teknolojilerle birlikte uygulandığında çok farklı faydaları beraberinde getirebilir. MRI halen 3D baskı ile kullanılıyor ve böylece 3D baskı cihazı ile yerine tam oturan bir kol veya bacak gibi eklemle bedene bağlanan bir organ üretilebilir. MRI nesne tarama RFID ürün tanımlamasıyla bütünleştirilebilir. Bu da ürün ve gıda tedarik bütünlüğünü geliştirir, ilaç reçetelerinin içeriklerinin onaylanmasına yardımcı olabilir, gıda ürünlerinde bulaşıcı ve zararlı unsurların bulunmasını sağlayabilir, ilaç reçetelerinin tanımlanması ve kalite kontrolünü sağlayabilir. Görüldüğü gibi yakınsama her sektörde işleyişi temelden değiştirebilecek bir dizi fırsatı barındırıyor.
Raporda da dikkat çekildiği gibi, bu tarz teknolojik yakınsamalar yoğun ve sektörel bazda zorlayıcı ve asıl önemlisi, bunlar çok hızlı geliyor hayatımıza. İnsanlar, bilgi ve eşyalar giderek ağ yapılarında birbirine bağlanıyor. İlgili bilgiye mobil erişimde kesintisizlik artık fiziksel ve sanal perakende alışveriş deneyimlerinde giderek daha fazla yer alacak. Perakende sektörü işte bu gibi faktörlerle karşı karşıya kalacak:
– Perakendeciler ve üreticiler ürünleri tanımlayacak ve tüm hayat döngüsü içinde ürünleri takip edebilecek.
– Tüketiciler satın alma esnasında bir ürün hakkında aranabilir bilgiyi ve bunun alternatiflerini kullanacak.
– Tüketiciler, tasarım sürecinde direkt olarak perakendeciler ve markalarla işbirliği yapabilecek.
– Yeni mobil ödeme sistemleri ve sayısal paralar, kontrat yapıları birer norm halini alacak.
– Geri dönüştüreceğiz, yeniden kullanacağız, paylaşacağız ve neredeyse herşeyi yeniden satacağız.
Müşteri deneyimleri iş modellerini değiştiriyor
Geleceğin perakendesi, bugünkünden çok farklı olacak, bu bir gerçek. Müşteri deneyiminin neredeyse her unsuru evrilecek ve iş modelleri de bu değişime uyum sağlamak zorunda olacak. Evet fırsatlar bu kadar büyük, ama buna eşlik eden zorlukları da gözardı etmemek gerek. Araştırmada bu açıdan dikkat çekilen en temel zorluk noktası yapılandırılmamış veri gerçeği. Yapılandırılmamış verinin miktarı çok ve bunu faaliyetler için yönetebilmek, kullanmak için de organize etmek gerek. İnsanların veriyi nasıl işleyip kullandığını da yeniden keşfetmesi gerektiği araştırmada dikkat çekilen bir unsur. Bu süreçte iş hayatı, pazarlar ve sektörler temelden değişecek. Ama bu arada büyük bir yetenek boşluğu da doğacak. Ayrıca başarısızlıklar ve hatalı başlangıçlar da bolca karşımıza çıkacak. Yani yeni dönemde doğruyu bulmak kolay olmayacak.
İnovasyon kültürü ön plana çıkmak zorunda
Perakendecilerin iş yaklaşımlarını, kurumsal sistemlerini yeniden ele alıp kuruma özgü bir inşayı yapması da şart. Geleneksel iş yaklaşımında hiyerarşik organizasyon yapıları yaratıcılığı devre dışı bırakırdı. İş kültüründe risk almak ödüllendirilmezdi. Katı altyapı ve iş modelleri inovasyonun önünü keserdi. Ama teknolojinin iş hayatının her noktasında payını artırması kurumsal yapı ve yaklaşımlarda da köklü değişim demek. Örneğin daha dinamik ve girişime açık kurumsal yapılar, esnek işbirliği modelleri böylece hayat bulabilecek. Hızlı yanıt verebilme, hızlı uyum sağlama söz konusu olurken, müşterilerle ve çalışanlarla iletişim, etkileşim hız kazanacak. Amaç odaklı inovasyon kültürü öne çıkacak.