Sanallaştırma piyasası Türkiye ve bölgede gelişiyor
EMEA’da sanallaştırma gelirleri hızla artarken, en fazla büyüyen piyasalar arasında Türkiye yer alırken, bölgenin de merkezi olma yolunda ilerliyor.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Orta ve Doğur Avrupa, Orta Doğu ve Afrika sanal sunucu satışı her yıl yüzde 10.3 oranında artış gösteriyor. Daha az sunucuyla daha fazla sanal makine kullanmak isteyen piyasanın donanım kapasitesini de zorlaması bekleniyor.
Yazılım uygulamalarının ve üçüncü parti uygulamaların sanallaştırılmasının, veri tabanı bileşenlerinin ve web hizmetlerinin sanallaştırılmasının özellikle entegrasyon ve sistem testleri için oldukça kritik olduğuna değinen KeyTorc Yönetici Ortağı Barış Sarıalioğlu, “Sanallaştırma çözümlerinin yazılım test sektöründe çok sık kullanılmaması sebebiyle, firmalar testlerini çoğu zaman ya canlı ortamlarda ya da canlı ortamdan çok farklı olan test ortamlarında koşuyorlar. Bu da en basit anlatımla yazılım kalitesinin düşmesine sebep oluyor” dedi.
Sanallaştırma teknolojilerine dair ülkemizde belirli bir bilincin oluştuğuna dikkat çekerek sözlerine başlayan Proline Satış Müdürü Bilginç Işık, Türkiye’deki sanallaştırma sürecini şu şekilde özetledi:
“Türkiye’de sanallaştırma çok uzun yıllardan beri ‘Main Frame’ler (Merkezi Bilgisayarlar) üzerinde kullanılmaktaydı. Günümüzde kullanılmakta olan x86 mimarisi ile sunucu sanallaştırma teknolojisi ise ilk olarak 2000’li yılların ortalarına doğru gündeme gelmiştir. Türkiye pazarında; müşterilerimizin yeni teknolojilere temkinli yaklaşma eğilimi sanallaştırma platformlarının tercihinde de gerçekleşmiştir. Ancak sanallaştırmanın özellikle yurtdışındaki yayılımının hızla artması, buradaki başarı hikayelerinin ve sistemlerinin ne kadar stabil çalıştığının ortaya konulması ile Türkiye’de de sanallaştırma konsepti çok hızlı bir şekilde yükselişe geçmiştir.”
Sanallaştırmanın geleceğinde bulut bilişim olacak
Günümüz eğilimlerinin oyunun yönünü değiştirdiğini vurgulayan IBM Türk Teknoloji Lideri Kıvanç Uslu’ya göre, hepsi bir araya geldiğinde devasa bir dijital bilgi bolluğu yaratmanın yanı sıra veri trafiği de yaratıyor. Uslu sözlerini şu şekilde sürdürüyor:
“Dolayısıyla eğilimler ve öngörüler, tüm sektörlerdeki depolama altyapılarının hiç olmadığı kadar dikkatli ele alınması gerektiğini gösteriyor. Bununla başarıyla mücadele eden şirketler, banttan katı hale, sanallaştırmadan bulut sistemine en stratejik depolama tekniklerini kullanarak etkinliklerini artıran, riski en aza indiren, maliyetlerini azaltan, erişimini artıran ve güvenliğini güçlendiren şirketler olacak. Aynı şekilde, bütün veriler eşit yaratılmadığı ve hepsi aynı önemi taşımadığı için başarılı olan şirketler, daha büyük bir veri sınıflandırmasından faydalanmayı bilenler olacak. On yıllardır evrimini sürdüren sanallaştırma teknolojisinin ilk aşaması fiziksel konsolidasyon olanaklarından ibaretti. Şu an gelinen noktada ise bulut bilişim iş modelini mümkün kılan ek işlevler yer alıyor. Bu modelde entegre edilen sistem yönetimi, provizyon ve otomasyon işlevlerinin sanal altyapılara uygulamak üzere tasarlandı.”
Sanallaştırmanın geleceğinde bulut bilişimin ciddi bir etkisi olacağını öngördüklerini ifade eden Uslu, şunları söyledi:
“Bugüne kadar sanallaştırma kurumlara birçok alanda tasarruf sağladı. Doğru yönetildiğinde ve kullanıldığında sanallaştırma çok verimli bir araçtır ve böyle bir ortamda sunucuların kullanımı yüzde 100’lere kadar varan oranlara kadar çıkabilir. Tabii ki bu, işletim sisteminin becerilerine de bağlıdır. Ana bilgisayar ve Unix platformlarında bu seviyelerde kullanım oranlarının gerçekleştiği, onlarca yıldır bilinen bir veridir. Öte yandan, sanallaştırma söz konusu olduğunda en çok dikkat edilmesi gereken şey, büyük ölçüde sanallaştırılmış olan ortamların istikrarlı ve tutarlı çalışmasıdır. Önümüzdeki dönemde de yaygınlaşmayı sürdürerek veri merkezlerinde bulut bilişime yönelik bir etki yapacağını düşünüyoruz.”
Türkiye’de sanallaştırmanın önü çok açık
Brand’a göre, önümüzdeki birkaç yıl içinde Türkiye’de masaüstü ve uygulama sanallaştırmanın ciddi büyüme kaydedeceğini öngörülüyor. Hem dünyada hem Türkiye’de özel olarak hızlı büyümesi beklenen bir alan olarak da akıllı telefon sanallaştırması olacağını ifad eden Brand, “Bu, bilgisayar ve sunucu sanallaştırmasına göre oldukça yeni ancak BYOD dünyasında oldukça hızlı büyüyen bir alan” dedi.
Türkiye’de sanallaştırma yüzde 50’ye yaklaştı
Türkiye’de ve dünyada birçok şirketin sanallaştırma çözümlerini kullandığını hatırlatan Microsoft Türkiye Bulut ve Kurumsal Çözümler İş Grubu Müdürü Mehmet Üner, “IDC’nin yaptığı araştırmalara göre Türkiye’deki sanallaştırma oranı
“Şirketler sanallaştırmaya adım attıklarında genellikle maliyetleri düşürme fikriyle yola çıkıyorlar. Fakat zamanla bu şekilde başlayan projelerin operasyonel çevikliği ve verimliliği artıran, kurumlara esneklik ve hız kazandıran çözümlere dönüştüğünü gözlemliyorlar” diyerek sözlerini sürdüren Üner, sanallaştırmanın kurumlar için vazgeçilmez bir hal aldığını belirtti. Üner’e göre, sanallaştırma sayesinde kurumların bulut bilişime geçişleri hızlanıyor. Sanallaştırma hem özel bulut ortamlarının temelini oluşturuyor, hem genel bulut ortamlarına geçiş için ideal bir altyapı oluşturuyor.
Sanallaştırma işletmelere milyarlarca dolar kazandırdı
Önceki kullanıcı – sunucu platformundan mobil bulut çağına geçerken 2 trilyon dolarlık BT sektörü tektonik bir değişimin erken safhalarında bulunduğunu ifade eden VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, “Yazılım Tanımlı Veri Merkezi (SDDC) çağına girdik. SDDC, her şeyin sanallaştırıldığı veri merkezidir ve altyapı isteğe bağlı yazılım olarak elde edilebilir. Bu yazılım tanımlı yaklaşım dünya çapındaki tüm önde gelen veri merkezlerinin modeli haline gelecek çünkü şirketler için radikal ve güçlü bir değişimi temsil ediyorlar. SDDC, merkezinde BT’nin ihtiyaç duydukça uygulamaları ve hizmetleri hızlıca ulaştırarak işin gerektirdiği hızda hareket etmesi için güçlendiriyor” şeklinde konuştu.
“Ağ sanallaştırma sanal makinenin (VM) hızlı ve akıcı operasyonel modelini alıyor ve ağınıza yayıyor. Ağ kurulumunu yazılımın gücünü artırarak otomasyonun, programlanabilirliğin ve yönetimin yeni seviyeleriyle geliştiriyor. Ağ sanallaştırması ayrıca ağ kurulumunun ekonomisini de pahalı ve patentli ağ kurulumu donanımlarına olan ihtiyacı düşürerek dönüştürüyor. Sanal ağlar inşa ederken hibrit bulutun kazanımlarını da güçlendiriyoruz, bu da işletmelere değerli uygulamalarını ve verilerini açık ve özel bulut ortamları arasında rahatça hareket etme becerisi veriyor.”
Lisans maliyetleri azalırken kullanım artıyor