Büyük verinin iş süreçlerine ve pazarlamaya etkisi
Dünyanın en büyük şirketleri ve önemli araştırma kuruluşlarının belirlediği önümüzdeki 10 yılın trendleri arasında büyük veri mutlaka yer alıyor. Sosyal medya, SMS, ses ve video gibi bireylerin ürettikleri veriden çok daha fazlası internet bağlantılı cihazlardan, algılayıcılardan ortaya çıkıyor. 2020 yılına gelindiğinde 50 milyarın üzerinde olması beklenen bağlı cihaz sayısının da yaratacağı inanılmaz veri, büyük veri kavramının önemini yeterince ortaya koyuyor. Bu sebeple de IDC’nin açıklamalarına göre, büyük veri piyasası 16 milyar doları 2014 yılı sonunda aşacak.
Aslında büyük veri kavramının büyük olmasının sebebi eksabaytlar ya da petabaytlar değil. Ya da sadece bir proje, Hadoop ya da bir başka şey de değil. Büyük veri, ortaya çıkan devasa veri karşısında yeterli öngörüleri sağlayarak bunu iş süreçlerinde verimliliğe dönüştürmek isteyen kurumlar için uzun bir serüven, bir yolculuk. Bu yolculuğu başarıyla sürdürmesi için önümüzdeki dönemde CEO’ların karar verme süreçlerinde CIO ve CTO’lardan çok daha fazla destek alması gerekecek. Tüm iş yaşamanı yeniden şekillendirecek “büyük veri”, yönetimin her anında olduğu gibi pazarlamayı da dönüştürüyor. Pazarlama artık çok daha keskin sınırları belirlenen, çok daha veri odaklı, bireysel tercihlere önem veren yapısıyla büyük verinin en fazla etki gösterdiği alanlardan biri olarak göze çarpıyor.
20 Ekim tarihinde BThaber’in 992. sayısında yer vereceğimiz dosyamızda büyük verinin iş süreçlerini dönüştürmesi ve pazarlamaya etkisini inceleyeceğiz.