Geleceği 3 boyutlu yazıcılar şekillendirecek
Dünya çapında tanınmış bir Autodesk Teknik Evangelisti olan Lynn Allen ile 3 boyutlu baskı, yeni tasarım teknolojileri eğilimleri ve 3 boyutlu yazıcıların dünya üzerindeki etkileri üzerine konuştuk.
Her yıl dünya çapında 30 binin üzerinde kullanıcıya konuşan ve sonuncusu “AutoCAD Professional Tips and Techniques” olmak üzere üç AutoCAD kitabı yayınlanan Lynn Allen, son 15 yıldır Cadalyst dergisindeki “Daireler ve Çizgiler” adlı aylık köşesini yazıyor ve Cadalyst’in “Salı İpuçları ve Önerileri”nin ardındaki ses olarak dikkat çekiyor.
AutoCAD yazılımını kullanmaya 20 yıldan fazla süre önce “1.4 sürümü” ile başladığını söyleyen Allen, geçen süre zarfında teknoloji eğilimlerinin büyük değişim geçirdiğini düşünüyor. Özellikle 3 boyutlu yazıcılar ile birlikte bu değişimin hızlanacağını ifade eden Allen, bu değişimin sadece tasarımla sınırlı kalmayacağını ve birçok sektörü etkileyeceğinin altını çiziyor. Autodesk University Extension etkinliği için İstanbul’da bulunan Allen, yaptığı sunumda özellikle bulut teknolojileri ile 3 boyutlu baskı teknolojilerinde avantaj sağlanacağının üzerinde durdu.
Autodesk olarak 3 boyutlu baskı teknolojileri üzerine yoğunlaştıklarının altını çizen Allen, katılımcılara bu konuda neler yapabileceklerini anlattığını ifade etti. 3 boyutlu baskı teknolojilerinin dünyayı tamamen değiştirebileceğinden söz eden Allen, sözlerini şu şekilde sürdürdü.
“Autodesk olarak 3 boyutlu baskı teknolojilerine büyük önem veriyoruz. Bu yeni eğilim, insanlığa büyük fayda sağlayacağı gibi, birçok yeni iş kolunun oluşmasına da olanak sağlayacak. Pahalı olmayan ve açık kaynak kullanan yapısı ile birlikte insanlara hayal güçlerinin sınırlarını zorlamaları için ilham veriyor. İsteyen herkesin açık kaynaklı yapısı sayesinde kod yazarak bu teknolojiden dilediği ölçüde faydalanabiliyor. Autodesk olarak bu noktada insanları bu konuda bilinçlendirmeyi ve ilham kaynağı olmayı amaçlıyoruz.”
“Bireysel üretimin mihenk taşı 3D oluyor”
3 boyutlu baskı teknolojilerinin “bireysel üretim” için mihenk taşı olduğu belirten Lynn Allen, bu sayede insanların dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için çalışabileceğini vurguladı. Herkesin oldukça yaratıcı fikirlere sahip olduğunu fakat bu fikirleri hayata geçirmede sorunlar yaşandığını belirten Allen, 3 boyutlu tasarım programlarının gelişimiyle birlikte yaptıklarını bilgisayar ekranında görebilen insanların, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için daha fazla çaba sarfetmeye başladığını altını çizdi. Autodesk University Extension etkinliğinde “biyo-baskı” teknolojisinin üzerinde duran Allen, konuyu şu şekilde anlattı:
“Günümüzde protezler, damar ve basit dokular, 3 boyutlu baskı teknolojileri ile üretilebiliyor. Şu an için çok kolay olmasa da, uzun vadede kalp gibi organlar da bu teknolojiler ile üretilebilecek. 3 boyutlu yazıcılar ile üretilen damarlara dönersek, işlevsel olarak orijinal damar yapılarından farkları olmadığını görebiliyoruz. Doğru malzemeler ile üretilen bu yapılar, ameliyatlar ile hastalara takılarak, hayatlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmeleri sağlanıyor. Bu durum ilerisi için özellikle böbrek yetmezliği gibi sorunların çözülmesi için umut veriyor.”
Tasarım dünyasındaki yeniliklere de değinen Lynn Allen, özellikle bulut teknolojisinin 3 boyutlu baskı dünyası üzerindeki olumlu etkisinden söz etti. Allen sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Özellikle mimari alanda 3 boyutlu tasarım ve baskı teknolojileri etkisini hissettiriyor. Örneğin Türkiye. Yüzlerce yıllık binalar restore edilirken, bu yapıların modelleri taranarak, uygun parçalar basılabiliyor. 3 boyutlu yazıcılar ile üretilen bu parçalar sayesinde tarihi yapılar, orijinalliklerini kaybetmeden hayatlarını sürdürebiliyorlar. Bu noktada gerçeklik kapsama ve bulut teknolojisinin önemi de yadsıyamayız. Binayı santim santim ölçmek yerine, gerçeklik kapsama ile modellenen binalar, çok daha rahat bir şekilde taranabiliyor. Buluta aktarılan dosyalar sayesinde ise dünyanın birçok yerindeki uzmanla fikir alışverişi yapılarak, olası problemlerinin önüne geçilebiliyor. Buradan hareketle 3 boyutlu baskı, gerçeklik kapsama ve bulut teknolojilerin, geleceği belirlemede öncü rol oynayacağını söyleyebiliriz.”
“Buluta yoğunlaşıyoruz”
Autodesk olarak son yazılımlarda özellikle bulut teknolojisi üzerine yoğunlaştıklarını belirten Lynn Allen, bulut kullanıcılarının özellikle 3 boyutlu tasarım ve baskı alanlarında kendilerine büyük avantajlar sağlayabileceğini düşünüyor. Sim 360 Pro’yu örnek olarak gösteren Allen, konuya şu şekilde değindi:
“Özellikle mimari ve inşaat sektörlerinde yazılım ve donanımların yüzde 90’ı ofis ortamında bulunuyor. Bu şirketlerin epey zaman kaybı yaşamasına neden oluyor. Mobil bir çalışma ortamı da sunan yazılım sayesinde, çalışanlar tabletleri üzerinde hem bilgisayar hem de bulut bazlı simülasyon alt yapısından yararlanabiliyorlar. Verimli bir çalışma ortamı sunan yazılım ile birlikte çalışanlar mekanik simülasyon, konstrüksiyon ve yapı simülasyonu, akışkanlarım akışı ve ısıl analizler gibi özellikler ile iş süreçlerini daha verimli bir hale getirebilme şansını yakalıyorlar.”
“İnşaat sektöründe yol alınmalı”
Autodesk’in, tasarım dünyası ve profesyoneller için düzenlediği uluslararası AUx etkinliği, bu yıl ilk kez Türkiye’de gerçekleşti. 3D tasarım araçları ve çeşitli bulut servislerinin, günümüzde çeşitli sektörlere sağladığı verimlilik ve vakit yönetimi avantajlarının yanı sıra, geleceği nasıl şekillendireceğinin konuşulduğu AUx İstanbul, alanında Türkiye’de gerçekleştirilen ilk büyük etkinlik olarak dikkat çekti. Programın açılışını yapan Autodesk EMEA Gelişen Pazarlar Kıdemli Satış Yöneticisi Harald Oettl, yedi yıl önce 3 kişilik ekiple Türkiye pazarına giren şirketin bugün, 22 yıllık küresel geleneğini İstanbul’a taşıyacak kadar büyümesinden dolayı mutlu olduklarını dile getirdi. “Türkiye, Autodesk’in en hızlı büyüdüğü pazarlardan biri. 22 yıl önce ABD’de başlayan ve dünyanın çeşitli ülkelerine yayılan Autodesk University etkinliğimizle, bugün Türkiye’deki müşterilerimize doğrudan ulaşabiliyor ve onlara son teknoloji ve trendleri anlatıyor olmaktan gurur duyuyoruz” diyen Oettl, konuşmasında Türkiye’nin özellikle üç sektörde ciddi bir potansiyel sunduğunu vurguladı.
Oettl sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Üretim; mimari-mühendislik-inşaat ve eğitim… Bu üç alanda da ciddi bir büyüme potansiyelinden bahsediyoruz. Özellikle endüstriyel makineler ve otomotiv sektörlerinde, Türkiye’de uçtan-uca çözüm sunan tek şirketiyiz. Bunun dışında Türkiye gibi inşaat sektörü oldukça kuvvetli bir pazarın BIM konusunda kat etmesi gereken çok yol olduğunu düşünüyoruz. İnşaat ve altyapı projelerinde devlet kurumlarıyla işbirliği çalışmalarına odaklanmak istiyoruz. Türkiye’nin de, ABD ve İngiltere’deki gibi inşaat projelerinde BIM kullanımını zorunlu kılması gerekliliğine inanıyoruz.”