İnternette sansüre karşı ortak platform
Artık hepimizin aşina olduğu, ayrıntılarını anlatmaya gerek duymadığım “Google skandalı”, internet sansürü için yeni bir aşamayı işaretledi. Tepkiler kitleselleşti. Aralarında Cyber-rights, İNETD, Sansüresansür, Netdaş, LKD, EMO, TMMOB, TİHV, TİEV, TZV, Türk Kütüphaneciler Derneği, ÜNAK, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Bilişim Muhabirleri Derneği, Ekşi Sözlük, Neonebu, Kaos GL, Genç Siviller, Bianet gibi çok farklı oluşumların bulunduğu 50’ye yakın sivil toplum kuruluşu, sivil inisiyatif, haber ağı, web sitesi, ilk kez, internette sansüre karşı güçlerini birleştirmek üzere bir Ortak Platform kurdu (http://www.sansursuzinternet.org.tr/). Platformun ilk eylemi bir deklarasyon yayınlayarak bunu imzaya açmak oldu.
“Temel Hak ve Özgürlükler Engellenemez”, “Hukuka Aykırı, Ölçüsüz ve Keyfi İdari İşlem Demokratik Hukuk Devletinde Kabul Edilemez”; “Sansür Amaçlı Kullanılan 5651 Sayılı Kanun Kaldırılmalıdır”; “Çocukların Zararlı İçerikten Korunması için Öngörülen Devlet Politikası Yetişkinleri Etkilememelidir” başlıklarını içeren Deklarasyon, “Vatandaşların Anayasa’da güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerini korumak hükümetin ve idarenin asli görevidi; bu güvencenin sağlanmaması halinde sorumluların istifa etmesi demokratik bir toplumun zorunlu sonucudur” diyerek, TİB İnternet Daire Başkanı Osman Nihat Şen’i, BTK Başkanı Tayfun Acarer’i ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı istifaya davet etti.
CHP Milletvekili Emrehan Halıcı, bu deklarasyonu 24.06.2010 tarihli TBMM oturumuna taşıyarak Ulaştırma Bakanı’nından cevap istedi. Bakan cevapladı. Tutanaklara geçen bu konuşma maddi hatalarla, yanıltıcı bilgilerle ve ilgisiz referanslarla doluydu ve bırakın soruları cevaplamayı, durumu ağırlaştırdı. Medyaya “Google bize savaş açtı” veciz ifadesiyle yansıyan bu konuşmadaki sorunları burada saymak imkansız; ama platform bunu yapacağını ve bakandan açıklama isteyeceğini duyurdu. Ben de bakanın cevaplarını merakla bekliyorum. Yıldırım’ın hatalarını araştırmadan “haber” diye veren bazı köşe yazarlarından da açıklama isteyeceğim. Google’a bile bakmamışlar!
Ulaştırma Bakanı AB ülkelerinden örnekleri yanlış bir biçimde aktarmayı seviyor, ama içerik suçlarıyla mücadele için suçlu yerine masum vatandaşları cezalandırmak ve sansür anlamına gelen erişim engellemeye başvuran tek bir hukuk devleti gösteremiyor. Sonra da “hukuk devletine saygı” istiyor…