212 MİLYAR NESNE 19 TRİLYON DOLARLIK EKONOMİK DEĞERE ULAŞACAK
Dünya genelinde şehirlerin; personel eksikliği, yetersiz eğitim ve hesaplı sağlık hizmetleri ya da devlet hizmetlerine erişim gibi alışılmadık zorluklarla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Özellikle masrafların arttığı ve kaynakların azaldığı bir ortamda geleneksel yöntemler bu zorlukları aşmada yetersiz kalıyor. Geleneksel yaklaşımda trafik yönetimi, güvenlik, şehir aydınlatması, verimli araç park yeri, atık yönetimi, enerji verimliliği konularının her biri ayrı olarak ele alınıyor. Bu yaklaşım, mükerrer yatırım yapılmasına ve verimliliğin kısıtlanmasına neden oluyor. Akıllı şehirler, milyonlarca sensörle hemen her ‘şey’ bütünleştirildiği; yaşam kalitesi, girişimcilik ve iş imkânlarıyla ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda sürdürülebilirliğin gelişmesini sağlıyor. Akıllı Şehirleri, vatandaşların ve işletmelerin günlük hayatını kolaylaştırmak ve sürdürülebilirliği desteklemek için fiber optik ve kablosuz ağların gücünden faydalanan farklı büyüklüklerdeki yapılar olarak düşünebiliriz. Bu yapı üzerinde; mobilite, güvenlik, bulut bilişim, sanallaştırma, iş birliği ve video dönüşümü gibi açık mimari uygulamaları, teknoloji çözümleri, Akıllı Şehirler’in yaratacağı etki yönetimin de ötesinde hissedilecek. Devlet daireleri gittikçe artan bir şekilde bulut ve güvenliği kullanarak uzaktan çalışmaya imkân tanıyacak. Eğitimciler yeni kaynaklar ve daha yakın ilgi ile eğitim fırsatlarını çeşitlendirebilecek. Binalar daha gelişmiş tasarruf imkânları ve çevresel sürdürülebilirlik için izlenebilecek.
‘Her şeyin İnterneti’nin şehirler üzerindeki etkisi artık bir teoriden ibaret değil. Tüm dünyada ‘Akıllı Şehirler’in yükselişine şimdiden şahit oluyoruz. Dünyanın farklı yerlerindeki ‘Akıllı Şehirler’, şimdiden su tüketimini yüzde 50 oranında azalttılar, enerji tasarrufunu yüzde 30 artırdılar ve trafiği yüzde 30 azalttılar.
Cisco Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Işıl Hasdemir