Bilim dünyası Mete Atatüre’nin başarısını konuşuyor
Henüz 40 yaşında olan Doç. Dr. Mete Atatüre, ölçülmesi imkânsız kabul edilen ışık seviyesinin gürültü ölçümünü gerçekleştirmeyi başardı.
Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü’nden 1998 yılında mezun olan Doç. Dr. Mete Atatüre, Amerika’ya giderek Cambrigde Üniversitesi’nde eğitime devam etti. 2007 yılından beri Cambridge’de Atomsal, Mezoskobik ve Optik Fizik Grubu başkanı olan Mete, yaptığı kuantum çalışmaları sonrası ölçülmesi imkânsız olan “ışık seviyesinin gürültü ölçümünü” gerçekleştirmeyi başardı. Bu esnada atomdan 100 kat daha güçlü olan bir süper atom da elde etti.
Atatüre’nin bu başarısı dünyanın en ileri bilim dergilerinde yayınlanarak, adını bilim dünyasına altın harflerle kazıdı. Çalışmalarının amacının doğayı ya da ışığın doğasını daha iyi anlamak olarak özetleyen Doç. Dr. Mete Atatüre sözlerine şöyle devam etti: “Bu çok küçük ama çok temel kuantum etkiyi gözlemleyebilmek için önce doğal atom yerine, kuantum nokta dediğimiz yarı-iletken nanomateryal kullandık. Böylece ışıkla etkileşimi tek bir atomdan 100 kat daha fazla olan bir ‘süper atom’ elde etmiş olduk. Yıllardır gözlenemeyen bu kuantum gürültüsünü böylece net bir şekilde ortaya çıkardık. Yani, tam karanlıkta bile her daim var olduğunu düşündüğümüz temel gürültü seviyesinin, o karanlığa çok az miktar ışık eklediğimizde düşürülebileceğini ispat ettik. Bu etkinin var olabildiği deney koşullarında gürültü ölçümü 35 yıldır çok denenmesine rağmen başarılamamıştı. Bunun ana sebebi olarak, etkinin var olduğu ışık seviyesinin gürültü ölçümü için çok az olmasıydı.”
“Kuantum Gürültüsü” nedir?
Mete Atatüre” Kuantum Gürültüsünü” şöyle tanımladı: “Işık sinyalindeki gürültüye 'kuantum gürültüsü' denir. 'Deniz seviyesi' dediğimiz şeyin aslında dalgalar yüzünden değişiyor olması gibi düşünebiliriz. Işık şiddeti arttıkça gürültü de artar. Lazer ışığındaki ile araba farından gelen ışığın gürültüsü birbirinden farklıdır. Hepsinin ortak noktasıysa tam karanlıkta bile var olan kuantum gürültü seviyesinin altına inemiyor olmalarıdır.”