Bölgenin ‘ödeme şampiyonu’ olacağız
Ödeme kuruluşu iyzico, büyümeyi daha da hızlandırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. İki yıl önceki kuruluşundan bu yana 14 bini aşkın kayıtlı üye işyerine ulaşan iyzico, son olarak geçtiğimiz aylarda Dünya Bankası Grubu üyesi IFC’den yatırım aldı.
Altyapıda yaptıkları yenilikler ile bölgede ödeme sistemlerinde önemli bir oyuncu olmayı hedeflediklerini söyleyen iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu, 27 Haziran 2015’te yürürlüğe giren 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Kanunu” ile gelen bir zorunluluğa işaret etti: Emanet modeliyle çalışan sanal pazaryerlerinin kanuna uyumlu olmak için izlemesi gereken yollardan biri de ödeme kuruluşlarıyla çalışmak. iyzico olarak sanal pazaryerlerinin hem faaliyetlerini yeni kanuna uyumlu biçimde sürdürebilmelerini hem de operasyonel maliyetleri düşürüp finansal yükten kurtulmalarını sağladıklarını vurgulayan Özbugutu, “Türkiye’de lisanslı ödeme hizmetleri şirketi olmak için gereken tüm kriterleri yerine getirip, BDDK’ya ilgili başvuruyu yapan ilk şirketlerdeniz” bilgisini verdi. Özbugutu, küresel hedefleri, strateji ve planları hakkında bilgiler verdi:
IFC yatırımı hakkında bilgi verir misiniz?
Teknoloji şirketlerinin büyümelerini finanse ettikleri ana yöntem; dışardan yatırım alıp, bu para ile şirket değerini yükseltmek şeklinde. Biz bu süreç içinde ilk yatırımı zaten yurtdışından almıştık. Bunun ardından ilk direkt yatırımımız için 212’nin katıldığı bir tur yapmıştık. Son turda da Dünya Bankası’nın özel sektör yatırım kolu IFC bize direkt yatırım yaptı ve hisse aldı. Normalde IFC şirketlere direkt yatırım yapmaz, risk sermayesi şirketlerine yatırım yapar ve onlar bu yatırımı girişimlere yönlendirir. Ama yaptığımız işi beğendiler ve kendileri direkt yatırım yaptılar. Kısa vadeli hedefleri uzun vadeli projeksiyonlarla birleştirince yurtdışından yatırım almak daha kolay oluyor. IFC’nin yatırımı, önemli bir referans olacak.
Bu yatırımı nasıl değerlendireceksiniz, planlarınız neler?
Bizde süreç her zaman detaylı planlama ve bu planın yarattığı ihtiyaçları netleştirmek, bunun için gereken maddi ihtiyaçları belirlemek odaklı ilerler. Bu stratejimize inananlar da şirkete yatırım yapıyor. Yatırım aldığımız süreçte planımız her zaman ürünü geliştirmek, daha ileri götürmek, yurtdışına açılmak ve pazarlama çalışmalarını daha geliştirmek. BT altyapımızın güçlü olması başından beri en önem verdiğimiz konu. Altyapımız ‘aktif- aktif’ yapısı üzerine kurulu. Hem İstanbul’da bir veri merkezimiz var hem Ankara’da. Gerçek zamanlı olarak birbirini güncelleyen bir yapı kurduk. Tüm bu kurgu bizim için önemliydi. Bu kurgunun üzerine, e-ticaret konusunda deneyimli bir isim olan Hakan Erdoğan’ı ekibe dahil ettik. Onun etrafında bir yazılımcı ekibi kurduk ve onlar çok güzel bir ürün geliştirdiler. Şimdi bunun üzerine pazarlama, satış ve onun etrafındaki yapı ile doğru hedef kitlesine doğru ürünlerle gelişim sağlayacağız.
Peki ya bundan sonraki hedefler?
Bu şirketi yurtdışına götürecek, Türkiye’de çözdüğümüz bir problemi orada da çözeceğiz. Türkiye’de 2,5 milyon KOBİ ve online platformda satış yapan 65 bin üye işyeri var. Almanya’da ise 2,7 milyon küçük esnaf var ve bunların 635 bini online satış yapıyor. Aradaki bu ciddi farkın temel sebebi; dijital dönüşümümüzün daha başlamamış olması. Ama bir noktada bu olacak, kurumsal kanatta ciddi bir ‘internete yönelim’ kendini gösterecek. Bu tarz bir dijitalleşme süreci başladığı anda bizim değerimiz de daha net ortaya çıkacak. Bu süreçte ödemenin en kolay ve en hızlı yolunu sunuyor, dönüşümü ödeme tarafında çok aktif biçimde kullanıyor, KOBİ, birey ve finans sektörü arasında güvenli bir köprü oluyoruz.
Ödeme kuruluşu lisansı odaklı beklentileriniz neler?
Yapısal olarak finansal teknoloji sektörünü, BDDK ile birlikte geliştirmek istiyoruz. Türkiye’de ödeme sistemlerinde kurgulanan düzenlemeler dünyada yok. BT altyapınız bir bankanın aynısı olmak zorunda. E-ticaret odağında teknoloji işin içine girince, çok farklı verilere sahip oluyorsunuz. Örneğin BDDK’nın Kredi Kartı Yasası yeni taslağında 3D Secure ön plana çıkacak gibi görünüyor e-ticaret sektöründe. Bu e-ticareti zorlar ve bizim burada ödeme şirketleri olarak BDDK ile iletişime girmemiz lazım. Büyük meblağlı alışverişe 3D Secure koyalım, ama bir kitap veya tişört alışverişinde bu tercih edilmez. Zaten bu nedenle ödeme sistemleri ile birlikte e-ticareti de finans dünyası ile birleştiren bir köprü oluyor, tüm tarafların kazanmasını sağlıyoruz.
Yurtdışı hedeflerinizi anlatır mısınız?
Ödemenin küresel bir çözümü yok. Çünkü ödeme temelde yerel bir yapı ve her ülkenin yapısı kendine has. Bu nedenle çok küresel bir çözüm olabileceğine inanmıyorum. Bunun yerine, bölgesel liderler olacaktır. Avrupa’da ve ABD’de bunun örnekleri var. Bizim bölgemizde ise Balkanlar ve Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyetleri var ve bölgenin her bir parçası, kendine has çözümlerle ilerlemeye müsait ve buranın bir ödeme şampiyonuna ihtiyacı var. Çünkü tüm bu coğrafyaların ödemeleri ve gelişen dijital dünyaları, mobil kullanım ilgisi ve genç nesli var. Kültürel fark yüzünden buralara bir ABD şirketinin girmesi de zor. Ben de, ‘bu bölgede bir ödeme şampiyonu çıkacaksa bu Türkiye’den çıkacak, iyzico olacak’ diyorum. Öncelikleri net ve potansiyeli yüksek üç bölgemiz var: Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu. Biz burada ‘ödemenin altyapısı’ olmak istiyoruz.
Nasıl bir strateji ile ilerleyeceksiniz?
Proje planlamak; her zamanki gibi önceliğimiz. Çünkü ödeme sistemlerinde dikkat etmemiz gereken çok konu ve farklı paydaş var. Düzenlemelere bakmamız lazım. Tüm hedef ülkelerle ilgili güncel ve detaylı veri topluyor, bunları analiz ediyoruz. Hedefim en azından bu yıl test olarak aynı anda farklı bölgelerde 1-2 ülkenin lansmanını yapmak.
Ödeme ekseninde ne gibi yenilikler gündeminizde?
Hedef kitlemizde öncelik KOBİ’ler ve üzerinde çalıştığımız her şey ‘ödemenin 360 derecesi’. Yani ödemenin ortasında oluşan ve etrafına yayılan yaklaşık 18 tane ek işlem var. Mesela ödeme analitiği, yani veriyi karar verme noktasına dönüştürmek önemli. Bu nedenle ödeme verisi çok değerli. Bunu Türkiye’de iyi kullanan çok şirket yok. Çünkü ellerinde buna uygun araç yok. Tüm bu veri bizim içimizde oluştuğu için, bunu analitik bir araçla kendi satıcı ve müşterilerimize analitik araç olarak sunmak yapacağımız işlerden biri. Ödeme verisi çok önemli ve içinde çok detaylı bilgi var. Bu, birey üstüne ödeme odaklı bir profil oluşturma imkanı demek. Bizim için önemli olan, e-ticaret şirketinin kendi ödeme verisinde vizyoner bakış imkanı sunmak, bunun üzerine değişik kararlar alabilme yetkinliğini sağlamak bizim de bir önceliğimiz.
Asıl çevrimdışı ortamda güvenli değilsiniz
Ödeme yapılarında güvenlik, iyzico’da öncelikleri de şekillendiriyor. “Denetim; tüm süreçlerimizin başından beri önemli bir parçası” bilgisini veren Barbaros Özbugutu, şöyle devam etti:
“Güvenli olmayan ortam, çevrimdışı alan. Bir otele gittiğinizde oradaki görevlinin bu kartın önlü arkalı fotokopisini çekmesi, araba kiraladığınız zaman aynı şeyin yapılması, restorana verdiğiniz kartta gidip içerden çekim yapılması, asıl risk doğuran süreçler. Oysa genel algı dünyanın her yerinde aynı, ama aslında güvenli olmayan çevrimdışı dünya ve aslında orada kart verinizi çaldırıyorsunuz. Bizim yapımızda ise satış noktası hiçbir şekilde tüketicinin kart bilgisini görmüyor. Kart saklama hizmeti sunabilmek için zorlu bir süreci olan PCI DSS sertifikasını almanız gerek. Kredi kartı bilgi saklaması, mobil stratejiye geldiğimizde önemli. Çünkü orada da bir noktadan sonra siz müşterinin adres bilgisinin yanında, kart bilgisini de kaydettiğiniz zaman, iyzico altyapısı kullanan bir siteye giriyorsun, bir kereye mahsus kredi kartıyla bir ödeme yaptın, tek tıkla ödemle ile bir sitede alışveriş için kaydet ve sonra sadece satın al butonuna bas. Tek tık ödeme bu. Kredi kartı, adres bilgisi girmeye gerek kalmıyor. Yüksek güvenlik bunu sağlıyor. Ön planda her şeyin kolay olması bu nedenle önemli. Ama her şey bir bankanın sunduğu kadar da güvenli olmalı. Arka plan yapıyı dışarı yansıtmasak da, orada en yüksek standartta, çevik bir yapıyı sunuyoruz. Ekip olarak tüm süreçleri her zaman sorguluyor, ‘neden’ sorusuna yanıt aramaya öncelik veriyor, ‘neden’ sorusunu sormayı tüm şirkette teşvik ediyoruz. Bu, herkes için sorumluluk demek.”
Ödeme sistemlerinin Milli Takımı’nı kurduk
Kamuda e-Dönüşüm iyzico çözümlerine yönelik ilgiyi olumlu etkiliyor. Çünkü her ölçekte kurumsal farkındalığı yaratıyor. “Türkiye’de içi boş adımlar atılabiliyor ama başka bir noktada da kendimizi çok fazla mütevazi bulduğumuz anlar var” eleştirisini yapan Özbugutu, bu yorumunu şöyle detaylandırdı:
“Bunlar iki aşırı uç başlık ve bence eğer doğru insanlar bir araya gelirse, çok daha farklı değerler üretilebilir. ‘Ödeme sistemlerinin Milli Takımı’nı kurduk’ diyoruz bu yüzden. Dünyanın bu başlıkta en önde gelen noktalarında çalışmış arkadaşlar bu ekipte toplanıyor. Yapmak istediğimiz; ‘Türkiye’nin ödeme sistemlerinin Milli Takımı’ ile Türkiye’nin bir değerini yaratmak. Hatta bu değeri yurtdışına açacak, yurtdışında markalaştıracağız. Dünya kalitesinde çözümler sunacak şirketlerin Türkiye’den de çıkabileceğini göstereceğiz. Bunu inancım sonsuz. Cahil cesareti değil, ama ‘onlar yapar biz yapamayız’ algısını da kırmak gerek. Türkiye’de bu iki algı arasında iş yapmak hakikaten zor. Ama zoru başarınca, sonrası kolay ilerliyor. Bu işi Türkiye’de yapabilirsen dünyanın başka her yerinde yapabilirsin.”