KOBİ’yle kalkınma?
TÜİK, “Küçük ve Orta Büyüklükteki Girişim İstatistikleri 2015” verilerini 19 Kasım’da yayınladı: KOBİ’ler, ülkemizde toplam girişimin % 99.8’ini oluşturuyor. İstihdamın % 74.2’sini. Kaç KOBİ var? 2 milyon 695 bin 131.
Sayı ve oranlar, ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma için yeterli değil. Çünkü KOBİ’lerin % 97’si mini işletme. 1-9 kişi çalıştıran ufak şirketler. 20-49 kişi çalıştıran birazcık daha büyüklerin oranı % 2. Çalışan sayısı 50’den fazla olanların oranı % 1.
Dünya gazetesinde İsmet Özkul’un (24.11.15) değerlendirmesiyle: “İstihdamın yüzde 43'ü ortalama 2.15 kişilik, tamamı ise ortalama 4 kişilik işletmelerle, ekonominin bir üst düzeye sıçrayabilmesi için çalışanların yarısının dahi olması gerekir(!). Çalışan başına üretim, ciro ve katma değer verilerini karşılaştırdığımızda büyüklerle küçükler arasında bir uçurum olduğu da ortaya çıkıyor. Büyük işletmelerdeki bir çalışan, mini işletmedeki bir çalışanın 4.05 katı katma değer yaratıyor. Büyük işletmeler, tüm küçük ve orta boy işletmelerin ortalamasının da 2.57 katı kişi başına faktör maliyetleriyle katma değer yaratabiliyor.(..) Bu veriler, KOBİ’lerin ancak karın doyurmaya çare olabileceğini daha fazlasının beklenemeyeceğini gösteriyor. KOBİ'ler karın doyurur ama ekonomiyi kurtaramaz.”
Avustralya Deakin Üniversitesi’nden Doç.Dr.Mehmet Ali Ulubaşoğlu’nun yorumu (Zaman,28.11.15): Türkiye'de yapılan patent başvurularının çoğunluğunun KOBİ kaynaklı olduğunu görüyoruz.(..) Geliştirilen patent veya faydalı modeller bazı yarı-sofistike ürünler içerse de, ayarlanabilir fiş, mobilya koltuk başlığı, plastik kabin, fırın tepsisi ve küçükbaş hayvan kaldıracı gibi pratiğe yönelik birçok buluş da içeriyor.(..)
Buluşların niteliği de, inovasyonumuzun bilim, veri ve sistematik bilgi üretiminden ziyade, daha çok ‘icat' olarak nitelendirebileceğimiz, ‘mucit' kişi ve kurumların buluşları. Bunlar ülke ekonomisini ne kadar dönüştürebilir?”