Siber güvenlik için 1 milyon uzman gerek
Dış Politika Araştırmaları Merkezi (EDAM) ile Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi’nin (MARC) birlikte gerçekleştirdiği Siber Güvenlik Araştırması’nın sonuçlarını açıklayan MARC Müdürü Doç. Dr. Salih Bıçakcı, siber güvenlik konusunda daha etkin olabilmek için 1 milyon BT uzmanına ihtiyaç olduğunu söyledi. ‘’Türkiye’de Siber Güvenliğin Açmazları’’ paneli Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşmasını NATO Yeni Güvenlik Tehditleri Bölümü Siber Savunma Direktörü Süleyman Anıl yaptı.
Stratejiyi bilen eleman gerek
Türkiye’de siber alanı saldırı amaçlı kullanan aktörler ve kabiliyetleri, siber suçlar ve nükleer tesislerde siber güvenliğin boyutu gibi konuların araştırıldığı çalışmanın sonuçları Kadir Has Üniversitesi Orta Doğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi (MARC) Müdürü Doç. Dr. Salih Bıçakcı tarafından konuklarla paylaşıldı. Siber gücün bir ülkenin bütün siber altyapı tesisleri ile ayakta durmasını sağlayan bir unsur olduğunu ifade eden Bıçakcı, Türkiye’nin siber güvenlik alanında daha ileri gidebilmesi için 1 milyon BT uzmanına ihtiyacı olduğuna dikkat çekti. Bilişim sektörü ile politikacılar arasında büyük bir boşluk bulunduğunu dile getiren Bıçakcı, ‘’Stratejinin ne demek olduğunu bilen, BT’den anlayan, ikisi arasındaki ilişkiyi kurabilen, bilişim dilini politikacıya tercüme edebilen, bunun üzerine strateji geliştiren ara elemana ihtiyaç var’’ dedi. Türkiye’nin ağırlıklı olarak özel sektöre dayanmış bir güvenlik sistemi üzerinden gittiğini belirten Bıçakcı, ‘’Devlet kurumları için var olan yerler üzerine bir iyileştirme planı var. Ancak iyileştirme gerektiği kadar planlı yapılamıyor. Bütün bu koordinasyonlar yapılamadığı için de problemler yaşıyoruz’’ diye konuştu.
NATO Yeni Güvenlik Tehditleri Bölümü Siber Savunma Direktörü Süleyman Anıl, konuşmasında, ‘’NATO’dan gelen bilgileri ağlarında kullanan ülkeleri, NATO denetleme yetkisine sahip oluyor ve NATO’nun güvenlik asistanları NATO üyesi ülkeleri ziyaret ederek denetliyor. Bu denetlemelere göre Türkiye’nin kağıt üzerinde siber güvenlikte temel hedeflerine ulaştığı görülüyor’’ derken, terör örgütlerindeki artışın siber saldırılara yansıdığını ancak bunun zorlayıcı olmadığını dile getirdi. Siber savunma konusunda ülkelerin kendilerini iyi yetiştirmesi gerektiğinin altını çizen Anıl, siber saldırıların dışarıdan geldiğini bu nedenle ülkelerin diğer partnerleriyle iyi ilişkileri olması gerektiğini ifade etti.
Dış politik gündem, hassasiyet gerektiriyor
Türkiye’de siber güvenlik tehditlerinin artması nedeniyle hem devlet kurumlarını hem de kritik alt yapıyı ilgilendiren tehditlerin derinleştiğini söyleyen Bıçakcı, ‘’Türkiye’nin son yaptığı siber güvenlik kurulundan aldığı eylem planı dışında yaptığı yeni bir şey yok. Oysa ki hem Suriye meselesi, hem İran’ın güçlenmesi hem de Rusya ile olan ilişkilerimiz bizi bu konuda daha hassas davranmaya itiyor. Yaptığımız değerlendirmenin temelinde, siber güvenlik nedir ve nasıl anlaşılmalıdır, devletler buna göre nasıl organize olmalıdır, siber suç nasıl anlaşılmalıdır, siber suçla siber terörizm arasındaki unsurlar nerede değişir, siber savaş olursa nerede başlayıp nerede biter, siber casusluğu nasıl anlamalıyız, Türkiye böyle bir saldırıya ne kadar hazır, yaşanacak herhangi bir krize karşı nasıl davranılmalı sorularına cevap aramak var’’ diye konuştu. Akkuyu’da yapılacak nükleer tesisin siber saldırı için ya da siber bir hazırlık için yeterli olup olmadığını da araştırmaya dahil ettiklerini belirten Bıçakcı, ‘’Rusya ile yapacağımız bu işbirliğinde onları nereye koyacağımızı ve milli güvenliği ilgilendiren bu konuda onlarla nasıl ilişki kuracağımızı irdelemeye çalıştık’’ ifadelerinde bulundu.