Gelecekte hizmetler bulut teknolojileri üzerine konumlanacak
Türkiye’de kurumların teknolojiyi iş süreçlerine dahil etme ve bulut bilişim çözümlerini kullanma konularında 2015 yılında daha istekli olduklarını gözlemlediklerini belirten Proline Satış Direktörü Bilginç Işık sözlerine şöyle devam etti:
“Dijital teknolojiler ve bulut bilişim uygulamalarının sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücü açısından barındırdığı avantajlar düşünüldüğünde bu gelişme daha da iyi anlaşılabilir. Bulut teknolojilerinde 2015 yılındaki gelişmeler, şirketlerin kendi ana iş dallarına da daha fazla odaklanmalarının ve daha verimli çalışabilmelerinin önünü açtı. Özellikle hızlı büyüyen ve sektör dinamiklerine uyum sağlamak zorunda olan şirketler için bulut teknolojilerinin 2016 yılında da olmazsa olmazlar arasında yer almasını bekliyoruz. Bulut teknolojileri üzerindeki verilerin güvenliği ile ilgili kaygıların giderilmesi ile birlikte şirketlerin süreçlerini büyük oranda bulut teknolojileri üzerinde yürüteceklerini söyleyebiliriz. Gelecekte, şirketlerin yanı sıra devletlerin de hizmetlerini bulut teknolojileri üzerine konumlandırdıklarını ve entegrasyonlarının bulut üzerinden yapıldığını görmemiz mümkün olacak.”
Son yıllarda kurumların BT altyapılarında daha profesyonel ortamlar inşa etme gerekliliğinin farkına varmaları ile bu alanda uzmanlaşmış firmalardan danışmanlık alma istekleri sık yaşanan bir durum haline geldi. Kurumların bu süreçte veri merkezlerinin konum seçimlerinden enerji ve BT alt yapısının belirlenmesine, soğutma ihtiyaçlarının analizinden veri merkezi fiziksel güvenliğine, veri merkezi envanter yönetiminden veri merkezi ortam ve enerji izleme sistemlerini birleştiren DCIM sistemine kadar ihtiyaçlarına uygun doğru çözümleri sunabilecek firmalardan danışmanlık desteği alması oldukça önemli.
SaaS şirketlere katma değer sağlayacak
BDDK ve BTK gibi kurumların yaptığı düzenlemeler ile iş dünyasında yükselen bilgi düzeyi, hibrit bulutun da dahil olduğu bulut sistemleri içerisinde güvenlik çözümlerinin iş dünyasının vazgeçilmez bir bileşeni olmasını sağladığını işaret eden Bilginç Işık, bu düzenlemelerin hibrit bulut mimarisinin gelişiminde önemli bir paya sahip olsa da ülkemizde bu yöndeki birikimin yeterince olgunlaşmamış olması, önemli eksiklik ve aksaklıkların da ortaya çıkmasına, planlama ve değerlendirmelerin yeterli ve gerekli seviyede yapılamamasına neden olduğunu belirtti.
SaaS tarafı oldukça gelişmeye açık bir alan. Burada sektörel anlamda yazılacak yeni yazılımların ya da var olan uygulamaların bulut üzerinden SaaS mantığına dönüştürülerek şirketlerin kullanımına sunulması önemli ölçüde katma değer sağlayacak. İşte tam bu noktada, şirketlere sunulacak uygun maliyetli IaaS ortamları ve bu ortamlar üzerinde çalışacak niş yazılımlar (SaaS) şirketleri farklılaştıracaktır. Bu platformun yararını müşterilere anlatmanın en etkin yolu; mevcut ortamdaki yıllık maliyetleri donanım, bakım, destek, enerji, iklimlendirme ve yazılım gideri olarak alt alta yazmak, sonrasında ise bulut tarafına geçmeleri durumunda ne kadar maliyet tasarrufu elde edeceklerini göstermektir.