Dünyanın hayran olduğu Türk yazılımına ihtiyacı olan desteği verin
Yurtdışında Türk yazılım firmalarına ilgiyi beraberinde getiren Tetsoft Projesi’nin, kamunun ve özel sektörün Türk yazılım sektörüne, potansiyeline ve sunulan desteklere bakışına olumlu katkıları olması bekleniyor. “İhracat kapasitesi kanıtlanan bir sektör, artan bir şekilde devlet tarafından desteklenecektir” tespitini yapan TET Yönetim Kurulu Üyesi Selahattin Esim’e göre, yazılım kalitesi artacak. Bu aşamadan sonra yurtdışına açılmak isteyen firmalar da fiyat rekabetinden ziyade, ileri teknoloji üretmek ve uluslararası projelerde kaliteli hizmet vermek zorunda olacaklarını bilmeli.Ekonomi Bakanlığı URGE tebliği kapsamında yürütülen Yazılım Yurtdışı Pazarlama Takımı (Tetsoft) Projesi ile Almanya ve ABD’ye düzenlenen heyetler, Ekonomi Bakanlığı tarafından en iyi örnek uygulama seçildi. “Bu heyetlerde alınan sonuçlar, teknolojik olarak girilmesi en zor pazarlara doğru bir strateji ile nasıl açıldığımızı gösteriyor” yorumunu yapan Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) Yönetim Kurulu Üyesi Selahattin Esim, vurgulamadan geçmedi: “SelectUSA verilerine göre, Türkiye’den ABD’ye yapılan yatırımda ikinci sırayı Türk yazılım sektörünün alması, stratejimizin sağlam temeli olduğunu gösteriyor. Heyetimizden 4 firmanın ABD’de ofis açtığını ve bazı firmaların bu konuda son aşamaya geldiğini biliyoruz.”
Tema odaklı ‘akıllı kümelenme’
Tetsoft odaklı ilk adımlar 2015 yılında, geliştirilen strateji paralelinde dünyadaki en zor pazarlardan başladı. Bu heyetler firmaların özgüvenini arttırdığı gibi, büyük fırsatların olduğunu da gösterdi. Oluşturdukları Smart Cluster (Akıllı Kümelenme) konsepti ile öncelikle gitmek istedikleri ülkeleri Katar, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Kazakistan, Hollanda ve Belçika olarak sıralayan Selahattin Esim, Tetsoft projesinin katkılarını ve bunlar ışığında hedeflerini şöyle anlattı:
- Tetsoft projesinin firmalara en büyük katkısı özgüvenlerinin artması, ürünlerinin yurtdışında satılabilir nitelikte olduğunu görmeleri. Bu heyetler tarihimizde bir ilk olması sebebiyle çok zor gerçekleştirildi ve bizden 10 sene önce birileri bu çalışmaları yapmış olsaydı, biz onların kazanımları üzerine bir şeyler koyarak ilerleme şansına sahip olacaktık. Türk yazılım sektörünün en büyük avantajı kaliteli hizmeti uygun ve kabul edilebilir fiyata verebilmesi. Sektörün yurtdışında büyük projelere talip olabilmesi için yurtiçinde büyüme trendi sağlayabileceği bir ekosistem olmalı. Bunun için bundan sonraki aşamada TET bünyesinde geliştirdiğimiz Smart Cluster konsepti ile tema odaklı olarak yazılım ihracat heyetleri organize edeceğiz. Amacımız, bilişim müteahhidi ortaya çıkarmak ve Akıllı Kümelenme ekosistemi içinde kaliteli çözümleri olan firmaların yer almasının önünü açmak.”
Kamu, sektörün gelişmesi için ‘yapıcı’ adımlar atmalı
Peki ya kamu ve kamunun yerli yazılım ilgisi? Selahattin Esim, kamuda yerli yazılım alınması konusunda halen bazı sıkıntılara işaret etti. Yerli ürünlerin onaylanması aşamasında yazılım üreten firmalara ‘üretim hattının’ sorulması, kurguda bazı eksiklerin olduğunu da gösteriyor. Bu sıkıntıların aşılmasının sektöre çok faydası olacağını dile getiren Selahattin Esim, devletin ihtiyaçlarını belirtmesi ve fiyat belirleyici rol ‘oynamamasının’ doğru olduğu kanısında.
Zira Türk yazılım sektörünün gelişememesinin önündeki en büyük sorunlardan biri, kamunun haksız rekabeti ve sektörü çok düşük marjlarla proje yapmaya zorlama eğilimi. Bunda en büyük etken de sektörün, bürokratlar nezdinde ucuz fiyatlarla proje yapmasından dolayı taahhütlerini yerine getirmekte zorlanması ve sektörün imajını zedelemesi. “Yerli yazılım alınması önemli bir destek ve şartnamelerin buna göre uyarlanması gerek” önerisini yapan Esim’e göre, KİK şartnamelerine hizmet sektörü ile ilgili değişikliklerin muhakkak konulması gerekecek.
Eğitim ve uzmanlık şart
Türkiye’de yazılım sektörü güçlü bir potansiyele sahip. Fakat insan kaynakları da çok kısıtlı. “Bugün Almanya’da 43 bin bilişimci açığı, ABD’de büyük veri konusunda 140 bin-150 bin arasında uzman açığı söz konusu” örneklerini veren Esim’e göre, ilk ve ortaokulda yazılım kodlama dersi konularak yeteneği olan gençlere yazılımın sevdirilmesi çok önemli bir adım olacak. Esim’in örneklediği gibi, Estonya gibi 1 milyon 325 bin nüfusu olan bir ülkeden Skype gibi tüm dünyanın kullandığı bir yazılımın çıkması bu sayede oldu. Yani verilen eğitim ve yapılan yatırımın geri dönüşünün hızlı ve son derece başarılı sonuçlarının olduğu gerçek.
Gümrük Tarife Cetveli'nde 98 nolu başlık altında ‘yazılım’ ihracatının tanımlanmasının önemine daha önce dikkat çekmiştiniz. Bu konuda bir adım atıldı mı?
Yazılım sektörünün ihracatının takip edilebilmesi için önermiş olduğumuz kodlama sistemi Ekonomi Bakanlığı bürokratları tarafından ilgili birimlerle çalışma yapılarak sonlanma noktasına gelindi. Eğer bu adım atılırsa, sektörün gerçek ihracatının ne olduğu ve önemi ortaya çıkacak. Ülkemizin gelmiş olduğu noktada katma değerli hizmetler üreten sektörlerin hizmet ihracatını arttırmasından başka bir çıkış yolu olmadığı görülüyor. 2015 Mayıs ayında yaptığımız Hizmet İhracat Birliği çalıştayında sektörden gelen 175 katılımcının önüne koyulan 2023 yılına ait 150 milyar dolar ihracat hedefi az bulunarak, sektörün asıl gücünün 200 veya 300 milyar dolar ihracatı yapabilecek çapta olduğunu vurgulanması ilginç bir veri.
Türkiye kendisine engel, ihracat ise çıkış noktası
TÜBİSAD’ın “Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü Pazar Verileri” araştırmasına göre 2013 yılında bilişim sektörünün toplam büyüklüğü 61,6 milyar TL oldu. “Bu büyüklük içerisinde yalnızca yazılım payına bakarsak 4,9 milyar TL olduğunu görüyoruz” diyen Selahattin Esim, bir önceki yıl ile kıyaslandığında, sektörün büyümesindeki en önemli artışın yazılım sektöründe olduğuna dikkat çekti. Bilişim sektörünün toplam büyüme hacmi yüzde 11,3 iken, yazılım sektörünün büyümesi yüzde 15,1 olarak gerçekleşmiş” detayını da paylaşan Esim, beklentilerini şöyle anlattı:
“Ülkemizin sahip olduğu kaynaklara baktığımızda, Türkiye’nin ısrarlı politikalar izlemesi halinde 2023 yılına kadar yazılım ve bilişim alanında 15 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmamız mümkün. 2023 yılında ulaşılması düşünülen 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalayabilmemiz için bilişim hizmetleri ve yazılım sektörünün önünde, her yıl Türkiye’nin büyüme oranından daha yüksek oranda büyüme potansiyeli mevcut. Girişimcilerin, diğer sektörlerden daha düşük yatırım sermayeleri ile kısa sürede katma değeri çok yüksek yazılım ürünleri üretmesi mümkün. Üniversitelerin, iş dünyasının, STK’ların ve ilgili bürokratların daha sağlıklı ve somut çözümlerle yaklaşma iradesi sergilemesi halinde, Türkiye bu hedefleri gerçekleştirebilir. Türk yazılım ve bilişim sektörünün önündeki engel küresel rekabet ve diğer ülkeler değil, bizatihi Türkiye’nin kendisi. Bilişim hizmetlerinin bir türlü hak ettiği değeri göremediği ve fiyat bazlı rekabetin iç piyasayı olumsuz etkilediğini düşünürsek, tek çıkış yolu da dış pazarlara açılmaktan geçmekte.”
Yazılım sektörünün gelişmesinde en önemli dinamikler
- 50 milyonu geçen internet kullanıcısının olması.
- Devletin internet üzerinden sunduğu hizmetlerin yaygınlaşması.
- KOBİ’lerdeki kullanımın yaygınlaşması.
- Akıllı cihazların kullanımının artması.
- Yazılım ihracatı.
- Yüzde 50’si 27 yaşın altında olan genç nüfus ve inovasyon yeteneği.
- E-ticaret uygulamalarının başarısı ve Türkçe oyunların da giderek artması.
- Devletin hizmet ihracatı potansiyelinin farkına varması.
- Nesnelerin interneti konusunda ürünlerin ortaya çıkması.