Farklı nesneler ortak dile sahip olmalı
Nesnelerin interneti, önümüzdeki yılların en büyük teknoloji trendlerinden biri olacak. Bu nesneler arasındaki iletişimin altyapısını oluşturmak ise büyük önem taşıyor.
İnternet kullanımının yaygınlaşmaya başladığı 90’lı yıllardan beri nesneleri internet ile birbirine bağlamak, birbiriyle haberleşir hale getirmek, üzerinde çalışılan bir konuydu. Her yenilikçi fikir gibi Nesnelerin İnterneti’nin (Internet of Things – IoT) de icat ve gelişim evreleri sonrasında son birkaç senedir hızlı bir büyümeye geçti. IDC’nin gerçekleştirdiği araştırmalara göre, uluslararası IoT pazarının 2020 yılında 1,7 trilyon ABD Doları büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Yine aynı yıl, Gartner 20,8 milyar ağa bağlı “things-nesne”nin kullanımda olacağını tahmin ediyor. 2015’in üçüncü çeyreğinde günde 3,8 milyon adet akıllı telefon satıldığı düşünülürse, Gartner’ın 2016’da her gün 5,5 milyon yeni nesnenin bağlanacağı öngörüsü hızlı büyümeyi teyit eder nitelikte. Bu hızlı büyümede IoT konusunda bu zamana kadar edinilen bilgi birikimi ve tecrübenin yanı sıra bulut teknolojisi, internet ve mobil haberleşmenin sağladığı olanaklarında büyük etkisi var.
Tabii herhangi bir biçimde internete bağlanabilen, veri toplayan ve bunları diğer nesnelerle paylaşarak çeşitli aksiyonların alınmasını sağlayan “nesnelerin interneti” dünyasında iletişimin önemi oldukça büyük. Bir çamaşır makinesinin internet platformuyla, bir web kameranın akıllı telefonla iletişime geçebilmesi gerekiyor. Ham haliyle birbirleri için anlamsız veriler üreten bu cihazların ortak bir dili konuşması sağlanmalı.
Nesnelerin interneti, zamanla modası geçen değil, daha akıllı, öğrenen ve gelişen ürünler; daha verimli ve öngörülebilir süreçler; müşterileriniz ile daha yakın ilişkiler ve daha önce mümkün olmayan teklifler vaat ediyor. Ancak nesneleri birbirine bağlamak ve yönetmek kolay değil. Nesneler kutudan çıktıkları gibi farklı nesnelerle çalışmıyor. Toplanan veri çok büyük ve anlamlandırılması gerekiyor. Uygulamalar ve nesnelerin her zaman uyumlu olmadıklarını kaydeden Amazon Web Services Türküye Kurumsal Segment Lideri Mert Doğu, şu bilgileri verdi:
“Kurumlara bu konularda destek olmak üzere Amazon Web Services (AWS) yeni bulut platformu AWS IoT'u hayata geçirdi. AWS IoT, cihaz SDK’sı ile farklı nesnelerin ortak bir dile sahip olmalarını sağlıyor. MQTT ve HTML1.1 protokolleri ile nesneler, kablolu, kablosuz ve mobil ağlardan internet vasıtasıyla AWS buluta ulaşıyor. Ayrıca müşterilerimiz, AWS IoT kullanarak, kendilerine özel veya geçmişten gelen protokollerini kolaylıkla uygulayabilirler. Bu platform, güvenlik alanında da müşterilere kullanıma hazır hizmetler sunuyor. Kimlik doğrulama ve yetkilendirme Sigv4 diye adlandırdığımız AWS metoduyla yapılabildiği gibi, X.509 sertifikaları kullanarak da gerçekleştirilebiliyor. Platform, oluşturduğu sicilde nesnelerin özellikleri ve becerileri ile ilgili bilgileri saklıyor. AWS IoT, AWS’nin tüm hizmetleri ile entegre çalışması nedeniyle toplanılan tüm bilgiler AWS’in S3, RDS, DynamoDB gibi hizmetlerinde depolanıp, Lambda, Amazon Kinesis Amazon Machine Learning hizmetleri ile kolayca işlenebilir. Bu işlemlerin hepsi AWS IOT kural unitesi (Rules Engine) kullanarak müşterilerin belirlediği koşullar dâhilinde gerçekleştirilir. Kural Ünitesi birbirlerine bağlı nesnelerin ürettiği verileri toplayıp, işleyen, işlenen veriyi analiz edip aksiyon alabilen uygulamaların oluşturulmasını sağlıyor. AWS IoT, bütün bu özelliklerin hiç bir altyapı işletmeden, küresel çapta, kullanılmasını mümkün kılıyor.
Hızlı ve eşi görülmemiş bir değişim ve dönüşüm çağında yaşıyoruz. Teknoloji, hem günlük hayatı hem de iş dünyasını değiştiriyor. IoT’nin getireceği fırsatlardan yararlanmayı isteyen işletmeler, IoT’yi izole bir gelişme olarak görmemeliler. IoT, buzdolapları ve araçlar gibi, tüketiciler tarafından her gün kullanılan nesnelerden sokak lambaları gibi nesnelere kadar, her şeyin daha iyi yönetilmesini, daha akıllı olmasını eskimek yerine öğrenip yenilenmesini mümkün kılacak. IoT’nin uygulamaları arttıkça kamu hizmetleri, ulaşım, petrol ve doğalgaz ve imalat sektörleri gibi sektörlerin verimliliği üzerinde de potansiyel olarak ciddi bir etkiye sahip olacak. IoT uygulamaları sunmayı amaçlayan üreticilere; uygulamalarının uçtan uça gereksinimlerini belirleyerek bulut ortaklarını seçmelerini öneriyoruz. Hızlı ve standartlara dayalı uygulama geliştirme, güvenlik, küresel ulaşılabilirlik, ölçeklenebilme, fiyat dikkate alınması gereken alanlar diye düşünüyoruz. AWS IoT ile müşterilerimizin IoT uygulamalarını daha rahat oluşturmalarını sağlıyoruz. IoT’nin hayatımızda yarattığı ve daha hızlanarak yaratacağı değişimi heyecanla izliyoruz.”