Kara deliklerin sırrının çözümünde önemli adım
Albert Einstein, bundan 100 yıl önce yerçekimi dalgaları ve genel görelilik teorilerini ortaya attı. Yerçekimi dalgaları, iki karadeliğin birbirinin çekim alanına girmesinden sonra dönerek birbirlerine yaklaşırken ışık hızının yarısına ulaşmaları ve tam birleşmenin gerçekleşmesi esnasında uzayda, uzay zamanın dalgalanmasına sebep olacak dalgaların yayılması anlamına geliyor. Daha anlaşılabilir bir şekilde söyleyecek olursak bu dalgalar, zamanın küçük bir miktar uzayıp kısalmasına sebep olan bir dalga diyebiliriz.
Yerçekimi dalgalarının gözlemlenebilmesi için hazırlanan LIGO isimli araştırma merkezi, bu dalgaları ölçmek için ışıktan faydalanıyor. Yerçekimi dalgalarının uzay zamanda yarattığı dalgalanma, dalganın geçtiği tüm nesnelerin zaman kavramında hızlanmalara ve yavaşlamalara sebep olurken bu hız değişiminde etkilenmeyen tek şey ışık. LIGO ise “L” şeklinde yerleştirilmiş 4’er kilometrelik tünellerde yer alan lazer – optik sistemler, ışığın ne kadar sürede gidip geleceğini hesaplıyor ve bunu sürekli olarak ölçüyor. “Zaman” kavramında herhangi bir kayma gerçekleştiğinde ışık yoluna aynı hızda devam ettiği için ölçümlerde farklılaşmaya sebep oluyor. “L” şeklinde konumlandırılan iki tünel kullanılmasının sebebi ise dalgaların uzay zamanı dikeyde uzatma, yatayda daraltma biçiminde değiştirmesi. 90 derecelik açıyla yerleştirilmiş lazer tünelleri, böylece dalganın hangi yönden geldiği konusunda da bilgi verebiliyor.
14 Eylül 2015’te insanlık tarihinde ilk defa, LIGO sayesinde yerçekimi dalgası ölçüldü. Ölçümlerin anlamlandırılması sonucunda bu dalganın, 2 karadelik birleşmesiyle ortaya çıktığı belirtiliyor. Kara deliklerin birleştiği noktanın 1.3 milyar ışık yılı uzakta gerçekleştiği de ortaya çıkan sonuçlar arasında. Kara deliklerden birinin 29, diğerininse 36 Güneş büyüklüğünde olduğu belirtilirken ikisinin birleşiminden doğan yeni kara deliğin 62 Güneş büyüklüğünde olduğu söyleniyor. 3 Güneş büyüklüğündeki kütlenin de yerçekimi dalgasına dönüştüğü belirtiliyor.
Bu gözlemle beraber elde edilen veriler, Albert Einstein’ın 100 yıl önce ortaya attığı görelilik teorisinin doğruluğunu kanıtlarken ilkel cihazlarla yaptığı gözlemler ve “akıl yürütme” ile böyle bir formülü ortaya çıkarmış olduğunu gördük. Bu, aynı zamanda Einstein’ın gerçek bir dahi olduğunu da ispatlar durumda.
Gözlemin bize yeni ufuklar açacağı aşikar. Uzayı ve kara delikleri daha iyi anlamamızı sağlayacak olan yerçekimi dalgalarının uzun vadede bize nasıl fayda sunacağı ise büyük bir merak konusu.