Ne ka BİT, o ka akıllı şehir
Eğer bir şehrin binalarının duvarlarına, sokak lambalarına, elektrik direklerine takılan on binlerce sensörle, ışığın, gürültünün, hava kirliliğinin, trafik akışının düzeyi ölçülüyorsa…
Eğer taksi, otobüs, tramvay, polis araçlarının bulundukları konum (yarattıkları trafik) otomatik olarak bir merkeze bildiriliyorsa…
Eğer parklar, aydınlatmayı düzenlemek, enerji tasarrufu sağlamak, sulamayı kontrol için M2M/IoT teknolojisinden yararlanıyorsa…
Eğer, şehirde arızalanan yerlerden, yetkili makamlar M2M/IoT ile haberdar oluyorsa ve gereğini yapıyorsa…
Eğer, çöpler, cinsine göre farklı konteynerlere konuyorsa, bu iş ciddi bir şekilde denetleniyorsa, ve eğer, çöp toplayıcı, sadece boşaltması gereken gereken konteyneri boşaltıyorsa…
Eğer, veri hizmet birimleri, gelen bütün verileri işleyerek, şehrin planlamasını oluşturuyorsa…
Eğer, akıllı telefon kullanan vatandaş, bir uygulamayı kullanarak, yetkilileri, şehirde çalışma yapılması gereken yerler hakkında bilgilendiriyorsa, ve o yetkili makam, bunu ciddiye alıp işi takip ediyorsa…
Bu ve bunun gibi, burada sıralamaya yer kalmayan başka yöntemlerle birlikte o şehir “akıllı şehir” sayılabiliyor… Yoksa, sadece trafik akışını hızlandırarak bir şehir akıllanmıyor.
Bir kaç tanımdan bir tanesi şöyle: Bilgi ve iletişim teknolojilerini, şehri yaşanabilir, çalışılabilir, sürdürülebilir kılmak için kullanan şehre akıllı denilir. Akıllı şehir, birbirine bağlı, ölçümleme amaçlı kullanılan akıllı cihazlardan gelen verileri gerçek zamanlı veya geleceğe dönük yenilikçi karar süreçlerinde kullanan şehirdir. Kısacası, işin içinde BİT yoksa, o şehirde akıl noksandır. Ne kadar çok BİT = o kadar çok veri analizi = o kadar çok akıl.
En üstte sıralı özellikler, AB’de akıllı şehre örnek gösterilen İspanyol Santander hakkında Der Spiegel’den, alttaki tanım ise Ankara merkezli Novusens Akıllı Şehirler Enstitüsü, Türkiye Bilişim Vakfı, İTÜ Bilgisayar Mühendisliği, Mastercard ve Intel ortaklığında hazırlanan Türkiye Akıllı Şehirler Hazırlık Değerlendirme Raporu’ndan uyarlama.
Bu sivil toplum-akademi-özel sektör işbirliğiyle hazırlanan ön raporu, Türkiye Akıllı Şehirler Yol Haritası ve Stratejisi izleyecek. İşte o zaman, akıllı şehir nedir, nasıl yapılır, kim yapar gibi soruların yanıtı nihayet derli toplu elimizde olacak. Ve tabii, belediyelerin, hükümetlerin yapması gereken ev ödevleri de bir liste halinde çıkacak. Şimdiki rapordan ilk ipucu: Vatandaşı, akıllı şehir oluşturma sürecine katmayan, onun bu konulardaki görüşlerini, önerilerini dikkate almayan her girişim eksik kalır. Kamu verisini vatandaşla paylaşmadan (açık veri olmadan), işe yarayacak fikirler, daha açıklanmadan çöpe gider, fırsat kaçar, yazık olur.