‘Kod Emanet Sistemi’ geliyor
Yazılım geliştiren şirketler BSTB’den yetki alabilmek için önce TSE'de kod emanet sistemine bütün kodlarını emanet edecek. Böylece şirkete bir şey olsa bile programa bir şey olmayacak.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 26 Şubat tarihinde MÜSİAD tarafından düzenlenen ‘Ar-Ge Reform Paketi’ konulu toplantıda, bilişim sektöründeki firmaların güvenli ve kaliteli yazılım geliştirmeleri için standart belirleme ve yetkilendirme sistemi getirdiklerinin altını çizdi.
Türkiye'de yazılım sektörünün arzu ettikleri hızda büyümediğini çünkü kamu alımlarında yazılım sektörüne güven duyulmadığını dile getiren Bakan Işık, “Firma ölçekleri yeteri kadar büyük olmadığı için, 'Yarın bir problem olursa ben karşımda kimi bulacağım?' endişesiyle büyük kurumsal firmalar tercih ediliyor. O zaman da küçüklerin büyümesi zorlaşıyor. Bu nedenle de burada bir akreditasyon sistemi getiriyoruz ve bakanlıktan yetki belgesi vereceğiz. İnanıyorum ki yazılım sektörü Türkiye'de bu kanunla birlikte çok daha hızlı büyüyecek. Bu sayede Türkiye'de sadece kamuya yazılım verilmeyecek, özel sektör de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan yetkili firmalarla çok daha kolay çalışacak” açıklamasını yaptı. Bununla ilgili bazı ilave düzenlemeler de getirdiklerine dikkat çeken Işık, şunları kaydetti: “Kod Emanet Sistemi’ni getiriyoruz. Düşünün; bir yazılım KOBİ'si, bir yazılımı var ama şirket battı. Ne yapacaksınız? Pek çok insanın başına geliyor, programı komple iptal etmek zorunda. Artık, bizden yetki alabilmek için önce TSE'de kod emanet sistemine bütün kodlarını emanet edecek. Şirkete bir şey olsa bile programa bir şey olmayacak. Bu güveni sağlamak zorundayız. Belli standartları burada getireceğiz ve inanıyorum ki bu yapacağımız düzenlemelerle yazılımı, sadece Türkiye için değil, bölgemizde ve dünyada önemli bir sektör hale getireceğiz. Bununla ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz.”
Teknogirişim sermaye desteğiyle gençlerimize 100 bin liraya kadar destek veriyoruz
Işık, doktora ve yüksek lisans yapan temel bilimler mezunlarının gelir vergisi indiriminden daha fazla faydalanmasının önünü açan bir düzenlemeyi de hayata geçirdiklerini anımsatarak, artık Türkiye'de bulunmayan nitelikli yabancı uyrukluların Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde çalışmalarının önünü açtıklarını ifade etti. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yer alan veya teknogirişim desteğiyle kurulan şirketlere, doğrudan girişim desteği sağlayan firmalara vergi indirimi kolaylığı getirdiklerini söyleyen Bakan Işık, “Türkiye'de teknogirişim yeni koşmaya başladı. İnanıyoruz ki bu noktadaki hızımızı artıracak. Teknogirişim sermaye desteğiyle gençlerimizin teknoloji alanında kurmak istedikleri şirketlere 100 bin liraya kadar destek veriyoruz. Bu düzenlemeyle 100 bin lira olan destek limitini, 500 bin liraya kadar çıkarma yetkisini Bakanlık olarak aldık. İlk etapta 150 bin liraya çıkaracağız ama bunu ihtiyaca göre artırma artık bakanlığın yetkisinde” dedi. Işık, üniversite-sanayi iş birliği faaliyetlerinde bulunan öğretim üyelerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerden gelir ve damga vergisi kesintisi yapılmasına son verdiklerini, döner sermaye kesintisini de yüzde 15'le sınırladıklarını hatırlattı. Öğretim üyelerinin Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinde kısmi süreli ya da sürekli çalışabilmelerinin de önünü açtıklarına değinen Işık, Ar-Ge ürünleri için İş Bitirme Belgesi yerine geçen Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi verdiklerini aktardı. Patent Kanunu'nun da şu anda kamuoyu görüşüne açıldığını anlatan Işık, ilgilenen kişilerden düşünce ve önerilerini paylaşmasını istedi. Bakan Işık, Üretim Reform Paketi üzerinde de çalıştıklarını aktararak üretimin önündeki tüm engellerini kaldırmak ve gelecekteki üretime bugünden Türkiye'yi hazırlamak için çabaladıklarını dile getirdi.
Türkiye’nin Sanayi 4.0’ı ıskalamaması gerek
Işık, Türkiye'nin 1'inci, 2'nci ve 3'üncü sanayi devrimini kaçırdığını belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı: “Dünya 4'üncü sanayi devrimine hızla ilerliyor. 4'üncü sanayi devrimi dijital teknolojilerin üretimde çok yoğun kullanıldığı ve en az iş gücüyle en çok üretimin yapıldığı sanayi devrimi. Burada artık mavi yakalıların sayısı çok azalıyor, beyaz yakalının sayısı artıyor. Bunun için bizim iş gücümüzü buna uyarlamamız lazım. Türkiye'nin bu defa da bunu ıskalamaması, yine tribünde seyirci olmaması, sahada oyuncu olması lazım. 17 Şubat'taki Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) toplantımızda Sanayi 4.0 devrimiyle ilgili önemli kararlar aldık. Bu konuda çalışmalara devam edeceğiz. Hedefimiz şu; Türkiye artık orta gelir tuzağında devam eden bir ülke olmasın. Türkiye artık yüksek teknoloji ürünleri ihraç eden, katma değeri yüksek ürünlere yoğunlaşan, halkına ve çalışanına daha fazla refah getiren, ülke olarak da her alanda orta kararlı bir ülke olmak yerine lider ülke, iddialı ülke olma konumuna ulaşsın.”