Kurumsal verimliliğin sırrı iş zekasında yatıyor
İş dünyasında yaşanan dijital dönüşüm, teknolojinin kontrol edilemez gelişimi ve mobil cihazların iş hayatında etkisini artırmasıyla birlikte artan veri miktarı, şirketlerin ve özellikle BT yöneticilerinin karar verme süreçlerini çok daha keskin bir hale getirdi. Bu süreçte oluşan keskin virajlar, iş zekası ve buna bağlı geliştirilen uygulamalarla çok daha rahat bir şekilde alınırken, bu uygulamalardan faydalanan şirketler, yoğun rekabetin yaşandığı iş dünyasında önemli bir avantajın sahibi oluyorlar.
Tabii iş zekasından söz etmek için önce kurumların ve şirketlerin bu konudaki vizyonlarını net bir şekilde ortaya koymaları gerekiyor. Bu noktada şirket içi yapılandırmanın CFO çevresinde şekillendirmesi, ihtiyaçlar analizi ile mevcut iş zekası yığınını, iş süreçlerini ve organizasyonel yapıyı belirlemeyi epeyce kolaylaştıracaktır. Bu sürece bilgi işlem ve işletme kollarının da dahil olmasıyla birlikte iş zekası çok daha sağlam bir temel üzerine inşa edilerek, kurumların ve şirketlerin iş süreçlerinde yaşanabilecek aksamalar en az seviyede tutulacaktır.
Veri analizi sürecini oldukça rahatlatan iş zekası yazılımlarının bir diğer artısı ise günümüzde büyük önem taşıyan tedarikçi ve müşterilerle olan ilişki üzerindeki olumlu etkisi. İş zekası yazılımları ile özellikle sosyal medya üzerinde yapılacak analizlerle müşteri duyarlılığı, ürün ve marka ilişkileri çok daha iyi analiz edilerek, kurumsal fayda en üst seviyeye çıkarılabiliyor.
Her birim aynı ölçüde değer vermeli
Bir şirkette tüm birimlerin, kendi verilerinden elde edilen bilgiye ihtiyaçları var. Kendi birimlerinin işlerini değerlendirme, kendi birimlerinin stratejisini belirleme bağlamında bu çok önemli. Bu nedenle, bir departmanın bir diğerine oranla iş zekâsına daha çok veya daha az ihtiyacı olduğunu söylemek çok doğru olmaz. Özellikle satış, pazarlama, müşteri ilişkileri, finans, çağrı merkezi gibi birimlerde ve şirket genelinde üst yönetim raporlamaları, çalışan, bayi, acente performansı gibi alanlarda daha yoğun olarak kullanılan bu uygulamaların, gerçek bir başarı sağlayabilmesi için şirket tabanına yayılarak tüm birimler tarafından kullanılması gerekiyor. Bu sayede çok daha verimli bir veri analiz gerçekleştirebilecek departmanlar, ihtiyaçlarını çok daha net bir şekilde belirleyerek dağıtık veri yapılarını daha akıcı ve rahatça kontrol edebiliyorlar.
Mimari bir yaklaşım şart
İş zekası çözümleri oldukça fazla bileşenden oluşuyor. Bu durumda da her şeyden önce bir mimari yaklaşım gerektiriyor. Tek atışlık çözümler ile hızlı bazı sonuçlar almak mümkün olsa da, birkaç yıl içinde bu tür yaklaşımlar çöpe atılıp, yeniden yapılmak zorunda kalınabiliyor. Şirketlere ekstra külfet yaratan bu durum, iş süreçlerinin ve modellerinin de yapboz tahtasına dönmesi sebep oluyor. Çözümü oluştururken, kısa ve uzun vadeli ihtiyaçlar ve sadece tek bir birime değil, tüm birimlere hizmet edecek çözümler göz önüne alınmalı. Bununla birlikte kendi ihtiyaçları ve yapısına uygun olmayan çözümler, şirketleri başa döndürerek hem zaman hem de para kaybına neden oluyor. Bunun için de bir mimari ve bir yol haritası oluşturmak, bu yol haritasındaki projelerin, çözümün ve mimarinin bileşenlerini hayata geçirmek büyük önem taşıyor. Yol haritası, mimarinin oluşturulması ve ürünlerin seçiminde bu konuda uzman, bağımsız bir danışmanlık şirketiyle çalışılarak kafalarında oluşan soru işaretlerini minimuma indirebiliyorlar.
İş zekası buluta taşınıyor
Sektörlerin sanallaştırma ve bulut çözümlerini tercih etmesiyle birlikte iş zekası uygulamaları da buluta doğru kaymaya başlıyor. Zira büyük bir hızla artan veriyi saklayıp analiz etmek bir işletme için büyük külfet yaratmaya başladı. Bu sebeple iş zekâsı çözümlerine yönelen her ölçekte işletme, e-dönüşümünü de tamamlayarak, veri hizmetlerinde dış kaynağa yönelerek verimlilik artışı sağlıyor. İş zekası çözümlerinin bulut üzerinde konumlandırılması, bir yandan kurumların BT yatırımları için maliyet avantajı sağlarken bir yandan da farklı hizmet modelleri sunuyor. Bunun yanı sıra analitik iş zekası modellerine yapılacak yatırımların azalması, özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlere maliyet avantajı sağlıyor.
Nesnelerin interneti geleceği oluşturuyor
İş zekasını öne çıkaran bir diğer önemli konu da nesnelerin interneti. Son dönemde iyiden iyiye benimsenmeye başlanan nesnelerin interneti konseptinin ilerleyen süreçte iyice yaygınlaşarak 2020 yılında internete bağlanabilen 50 milyar cihaza kadar yükselebileceği tahmin ediliyor. Bu cihazların bir kısmı otomasyon süreçlerinin takibi için sürekli bilgi akışında bulunurken, son kullanıcılara yönelik cihazlar sosyal medyadan konum bilgisine kadar internet servisleriyle etkileşime devam edecek. Bu verileri doğru şekilde yorumlayarak işe yarayan bilgiye dönüştürmede iş zekası çözümleri kurumların ve şirketlerin en önemli yardımcıları arasında yer alacak. Kısacası veri analizinde şu anda ve gelecekte iş zekası uygulamaları doğru bir altyapıya oturtarak kullanan şirketler mutlaka bir adım öne geçmeyi başaracak.