Doğru bağlantılar, tüm ekosisteme fayda sağlayacak
Türkiye’de önümüzdeki 10 yıl içinde dijitalleşme ve nesnelerin interneti uygulamalarının özel sektörde 169,4 milyar dolar değer yaratabileceği öngörülüyor. Bu değerden paylarını alabilmek için şirketler de BT yatırımlarının yanı sıra iş ve üretim süreçlerini gözden geçirmeli ve yeniden tasarlamalı. Dijital çağa bu geçiş teknolojik, organizasyonel, kültürel anlamda değişimi zorunlu kıldığı gibi, şirketlerin altyapı yatırımı gerçekleştirmesi gerekliliğini doğuruyor. Birbirine bağlanarak akıllı üretim süreçleri oluşturan nesneler, süreçler ve ağların bir katma değere dönüşmesi ancak gelişmiş veri analizinin uygulanması ile mümkün. Üretim tesislerinde tüm kalite testlerini otomatik sistemler ile gerçekleştirip, bu sistemlerden toplanan verileri bilgisayar yazılımlarıyla analiz etmek, toplanan bilgiyi üretim sistemi ve ürünlerin kalitesini artıracak projelerde kullanmak mümkün. Tüm bunlar gerçekleştirilirken, sistemin hiçbir noktasında güvenlikten feragat etmemek de şart. “Ayrıca tüketicinin ne istediğini anlamalı, analiz etmeli ve ellerindeki veri ile nasıl bir katma değer yaratabileceklerini tartışmalılar” hatırlatmasını yapan Cisco Türkiye Ülke Müdürü Cenk Kıvılcım, net bir gerçeğe dikkat çekti: 2020’de işletmelerin yüzde 75’i tamamen dijitalleşmiş olacak, ancak bunların sadece yüzde 30’u başarılı olacak. Bu; gerçek anlamda dijitalleşmek yeni teknolojiyi süreçlerle entegre ederek yeni deneyim, ürün ve hizmet sunabilmek demek. “Şirketlerin bu dönüşümü yakalamak için çalışanlarına doğru iş araçları vermeleri, ses, video, içerik paylaşımına yatırım yapmaları, doğru alt yapıyı seçmeleri ve alt yapılarını güvence altına almaları gerek” diyen Cenk Kıvılcım, sağlayacağı avantajları şu sözlerle anlattı:
Sektörel planlama yapılmalı, ekosistem oluşturulmalı
Endüstri 4.0’ın iş gücü ve insan kaynakları yapısına büyük etkisi olacağına inanılıyor. Bu kapsamda yeni iş alanları oluşacak; yazılım, veri araştırma ve analizi, geleceğe yönelik analizler (predictive analysis) gibi konular çok daha önem kazanacak. Sanayi 4.0 ve dijitalleşmenin getirdiği tüm bu fırsatlardan yararlanmak için gerekli dönüşümü özel sektörle birlikte ülkenin siyasi ve fikir liderleri, akademisyenleri, sivil toplum kuruluşları gerçekleştirmeli. Bu vurguyu, “Türkiye olarak daha fazla yatırım yapmamız gerek” tespiti ile pekiştiren Cenk Kıvılcım’a göre, kuvvetli olduğumuz ve inşaat, turizm, finans, enerji, tarım, ulaştırma/lojistik, ufak makina üretimi gibi stratejik gördüğümüz sektörlerde bir dijital ajanda oluşturmamız gerek. Odaklanılan alanlarda özellikle büyük küresel şirketlerle bu sektörlerin öncü firmaları, start-up firmalar ve akademisyenlerle odaklı ekosistem oluşturmak ve onların ekosisteminden faydalanmak da şart. Örneğin inşaat, Türkiye’nin güçlü olduğu bir sektör. Akıllı bina konusunda liderliği alıp çözüm ve yerli yazılımcıların oluşturduğu bir ekosistem kurgulanmazsa, gelecekte katma değeri yüksek çözümleri yurtdışından ithal etmek zorunda kalan bir sektör haline gelebilir. Bunun için öncü BT firmaları, inşaat sektörü, inşaat sektörüne yönelik Türk yazılım firmaları ve TOKİ çalışma grupları kurup dijital dönüşüm stratejisi oluşturup bunu somut adımlara dökmeli. Bu çalışma grupları küçük ve dinamik olmalı. Ayrıca, sektör odaklı veri toplama (data mining) ve analizinin önemi artacağı için Türkiye’nin kuvvetli olduğu sektörleri destekleyen ve dijital sistemler için yönetim yazılımları ve son kullanıcı uygulamaları fırsatları Türk bilişim start up’larının oluşmasına fırsat verecek. Büyük bilişim firmaları ile çalışmaları sayesinde de dünya pazarına çok daha kuvvetli açılabilecekler. Bu anlamda dijitalleşme, Türkiye’den uluslararası markalar çıkarması için önemli bir fırsat.”