Yeni bir devrime şahit yazılıyoruz!
Tarım, sanayi devrimini devirdik, teknoloji devrimi ile öncekilerden çok daha hızlı gelişen, öncekilere kıyasla daha çok genele yayılan bir devrim sürecindeyiz artık: Endüstri 4.0. Üretim araçları, üretim yöntemleri, tüketici tercihleri gibi birçok başlıkta tepeden tırnağa değişim var ve belki de ilk kez bir devrim bu kadar bireyden başlayarak genele yayılmakla kalmıyor, sanayinin her sektöründe köklü değişimleri beraberinde getiriyor.
Dosya haberimizde bu değişimlerin daha bir başlangıç olduğunu, farklı sektörlerde öne çıkan şirketlerin üst düzey yöneticilerinden okuma imkanınız olacak. Dediğimiz gibi, biz daha başlangıç evresindeyiz. Yaşananlar, yaşanacakların teminatı.
Yeni bir dönemin henüz ısınma turlarındayız
Teknolojinin demokratikleşmesi, aslında tüm bu gelişimin temelinde yatan unsur. Teknoloji sahipliği kriterleri artık para veya misal bir pazara yakın olmak değil, o teknolojiyi hakkını vererek kullanabilmek, doğru bağlantılarla maksimum faydayı sağlamak. Bu temel felsefe ile teknolojiye erişim, misal bir mobil telefona sahip olabilme imkanı artık bir lüks değil; bir gereklilik halini aldı. Bireylerin bu teknoloji farkındalığı yıllar içinde gelişirken, yine de çoğu insan yeni bir sanayi devrimine imza atılacağını hesaba katmadı.
Bugün geldiğimiz noktada bilgisayardan dizüstü bilgisayara, oyun konsollarından mobil cihazlara evlerimizde bireysel olarak kullandığımız sayısız cihaz var. Euro 2016 ile evlerde demirbaş olarak yerini alan akıllı televizyonların sayısının arttığını da muhtemelen ilerleyen süreçte yine BThaber’de araştırmalardan paylaştığımız örneklerle göreceksiniz. Ama bunlar buzdağının sadece görünen yüzü. Teknoloji konusunda farkındalığı ve bilgisi gelişen tüketiciler bazı süreçleri ve veri akışlarını takip etmiyor, yani ya takip etmek istemiyor, ya takip etmesi gerektiğini bilmiyor, ya da buna uygun araçları yok. Madem tüketici kral, hem üstüne bir de sensör fiyatları da geçen yıllara göre düştü, o zaman etrafımız çiplerle dolu, her şeyin takip edildiği, büyük verinin sürekli büyüdüğü, analizlerin, analitik uygulamaların kesintisiz devam ettiği, bu paralelde kararların alındığı bir yapı neden olmasın?
Şu birkaç cümle bile bizi bir bilimkurgu film sahnesine taşıyor, ‘Total Recall’ ve ‘Blade Runner’ gibi karanlık bir gelecek, ‘Minority Report’ gibi sürekli takipte olunacak bir dünya akla gelebiliyor. Süreç ne getirir şimdiden bilmek zor, kötüyü de Hollywood yıllar içinde bize sundu diyelim ve biz mütevazi ve masum Endüstri 4.0 beklentilerimizi sıralayalım.
İşbirliği ile politikalar belirlenmeli
Endüstri 4.0 kavramı, tüm paydaşların, yani bireylerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, özel sektörün, KOBİ’lerin ve bilişim şirketlerinin sözde değil özde bir işbirliğini de gerekli kılıyor. Bu başlıkların her birinin yapacağı çalışma ayrı önemde, ama toplumsal fark yaratmak için ortak bir politika ekseninde buluşmak da şart. Türkiye’de bu konuda gerek kamu, gerek STK’lar ve özel şirketler bu işbirliğinin gerekli olduğunda hemfikir. Ama teoriyi pratiğe dökmek de şart. Bu yönüyle sadece Türkiye değil, tüm ülkelerin kendi dinamiklerine en uygun yapıyı hayata geçirmesi, bu amaçla teşviklerden istihdam kurallarına, vergi desteklerinden yaptırımları da içeren hukuki çerçeveye şekil vermesi gerek. Aksi halde dört bacaklı sağlam bir masa yerine, her bacağı kendine has uzunlukta olup, nihayetinde kimseye fayda sağlamayan çelimsiz bir devrim rotası olması içten bile değil. Sözün özü, tüm tarafların içten bir verimliliği fiilen hayata geçirmesi olmazsa olmaz.
Güvenlik karşısındaki riskler de katlanacak
Her taraf sensörlerle dolunca, IoT ve nesnelerin analitiği, bulut bilişim, artırılmış gerçeklik gibi kavramlar hayatımızda daha da büyük yer alacak. Şimdi gündemdeki favori konu akıllı arabalar, ama bu daha başlangıç. Donanım ve yazılımın ihtiyaca uygun benzersiz buluşmasına sahne olacak olan Endüstri 4.0, rekabetin de yeniden tanımlanması demek. Ve tabi güvenliğin de… Akıllı arabanıza virüs girmesini istemezsiniz herhalde. Peki bunun için ne yapmalı? Bu, belirttiğimiz gibi çok küçük bir risk başlığı, ama mide bulandırmak için yetiyor bile. Bu nedenle günümüzün gelişen risk atmosferinde korunma yöntemlerinin çeşitliliği, yeniliği, gerçekçiliği, entegre işleme becerisi daha da önemli olacak.
Bulut vazgeçilmez halini alacak
Otomatize kontrol edilen bir dünyada veri depolamaktan ziyade, bu verileri hızlı aksiyonlar için gerçek zamanlı yönetebilmenin önemi de kaçınılmaz olarak artacak. Bu yönüyle iş zekası uygulamalarında da geleneksel yapıdan semantik yapıya geçiş kendini gösterebilecek. Herkesin hemfikir olduğu konu ise, veri depolamada ve ihtiyaç duyulan analitikleri hayata geçirmede bulut bilişim başlığında PaaS, SaaS gibi başlıkların çeşitleneceği, bunların kullanımının da bir tercih olmaktan çıkıp zorunluluk halini alacağı yönünde.
İşsizlik değil, yetkin istihdam ihtiyacı artacak
Öncelikle, her işin robotlarla yürütüleceği, insan kaynağına ihtiyaç kalmayacağı, halihazırda dünya ekonomilerinin derdi olan işsizliğin daha da tırmanacağı korkusu birçok kesimde dile getiriliyor. Ama dosyamızda yorumları ile yer alan yetkili isimlerin de dikkat çektiği gibi, Endüstri 4.0 işsizliğin artmasına değil, istihdamın nitelik kazanmasına yol açacak. Beyaz yaka ve mavi yaka istihdam da bu yönüyle değişecek. Veri analiz gücü olan, hızlı aksiyon alabilen, teknolojik gelişime uyum sağlayabilenler bu yeni dönemin aranan elemanları olacak. Varolan istihdam için de, teknoloji bilgisi ve cihaz sahipliğindeki gelişim ışığında gerek şirketlerin demode olmaktan çıkıp günceli yakalayan eğitimleri gerekse bireylerin kendini geliştirme ilgisi belirleyici olacak. Hatta bu değişim, bazı iş başlıklarını tepeden tırnağa değiştireceği gibi, yeni iş başlıklarının da oluşmasını sağlayacak. Yani yeni bir sanayi devriminden korkmaktan ziyade, bu devrimin gerekliliklerini bilerek kendini geliştirmek bir gereklilik. Dosyamızda da okuyacağınız gibi inovasyon, belli kesimlerin yeteneği olan bir alan olmaktan da böylece çıkacak, herkes elindeki araçları en doğru biçimde kullanarak yaratıcılığını ortaya koyma şansına ulaşacak. Hem sadece çalışanlar da değil, ekosistemin vazgeçilmezi tüketiciler de yaratıcılıklarını konuşturma imkanı elde edecek, etmeli.